"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/492 E., 2024/160 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ..., ... ve ... vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda Hazine adına tescil edilen taşınmazların davacıların murisi ... tarafından nizasız fasılasız malik sıfatı ile 40 yılı aşkın süre kullanıldığını, murisin 1981 yılında ölümü ile mirasçılar arasında yapılan sözlü rıza-i taksim sonucu dava konusu taşınmazların davacılara isabet ettiğini ileri sürerek Sivas ili Hafik ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 90, 105 ada 27, 106 ada 13, 130 ada 1, 133 ada 43, 101 ada 2, 131 ada 20, 56, 60, 80, 132 ada 27, 133 ada 10, 43, 87, 100, 101 parsel sayılı taşınmazların Hazineye ait tapu kayıtlarının dilekçede yazılı metrekareler dikkate alınarak iptali ile bu kısımların davacılar adına eşit paylı olarak tapuya tescilini talep etmiş; yargılama sırasında davacılar vekili 18.01.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile taşınmazlara ait metrekare miktarlarını artırmış, 105 ada 27, 102 ada 90, 133 ada 43, 106 ada 13, 130 ada 1, 131 ada 81, 132 ada 27, 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin talebinden vazgeçmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.04.2017 tarihli ve 2012/582 Esas, 2017/332 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 101 ada 2, 130 ada 1, 131 ada 81 ve 132 ada 27 parsellerle ilgili açılan davadan feragat edildiği gerekçesiyle reddine; 102 ada 90, 105 ada 27, 106 ada 13, 133 ada 43 parsellere yönelik kayıt malikleri aleyhine yöneltilerek usulüne uygun açılmış dava olmadığı gerekçesiyle pasif husumet yokluğundan davanın reddine; 131 ada 20, 56, 60, 133 ada 10, 100, 87 ve 101 parsellerle ilgili açılan davada ise dava konusu taşınmazların davacıların murisi ... tarafından kullanıldıktan sonra mirasçılar arasında yapılan rıza-i taksim sonucu davacılara isabet ettiği, bu taşınmazlarda davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle dava konusu taşınmazların davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İlk Derece Mahkemesinin 19.04.2017 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 24.10.2017 tarihli kararı ile eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesinin 11.09.2018 tarihli ve 2017/1000 Esas, 2018/807 Karar sayılı kararıyla; davacıların 130 ada 1 parsel, 131 ada 81 parsel, 132 ada 27 parsel, 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazlara dair açmış oldukları davadan feragat ettiği gerekçesiyle davanın reddine; 133 ada 43 parsel, 106 ada 13 parsel, 102 ada 90 parsel, 105 ada 27 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın, kayıt maliklerine yönelik usulünce açılmış bir dava olmadığından, tapu iptal ve tescil davasının kayıt maliklerine karşı açılması gerektiğinden pasif husumet yokluğundan reddine; davacıların 131 ada 20 parsel, 131 ada 56 parsel, 131 ada 60 parsel, 133 ada 10 parsel, 133 ada 100 parsel, 133 ada 101 parsel, 133 ada 87 parsel sayılı taşınmazlara yönelik açmış oldukları davada ise dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre dava konusu yerlerin davacıların murisi ...'dan miras yoluyla davacılara intikal ettiği, ...'ın mallarının çocukları arasında paylaşımı yapılmadığı, mirasçılar arasında yapılan sözlü rızai taksim sonucu davacılara isabet eden taşınmazlarda davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle dava konusu 131 ada 20 parsel sayılı taşınmaz üzerinde (A) harfi ile gösterilen alan ile 131 ada 56 parsel, 131 ada 60 parsel, 133 ada 10 parsel, 133 ada 100 parsel, 133 ada 101 parsel, 133 ada 87 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
3.İlk Derece Mahkemesinin 11.09.2018 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 04.06.2021 tarihli kararı ile davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1.Bölge Adliye Mahkemesinin 04.06.2021 tarihli kararının süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece; davacıların dava konusu taşınmazların kök muris ...’dan kaldığı, taksimen kendilerine düştüğü iddiasıyla eldeki davayı açtığı, davacıların murisi ...’ın davacılar dışında mirasçılarının bulunduğu ve 13.07.2018 tarihinde yapılan keşifte dinlenilen tespit bilirkişi, davacı tanığı ve mahalli bilirkişilerin beyanlarından muris ...’ın mallarının çocukları arasında paylaşım yapılmadığının anlaşıldığı, böylece davacıların taksim olgusunu ispatlayamadığı, üçüncü kişi durumunda bulunan Hazine aleyhine payları oranında karar verilemeyeceğine göre davanın kabulüne karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıların kök muris ...'ın oğlu olan ... mirasçıları olup ...'ın diğer çocuklarının ve onların mirasçılarının dava konusu edilen taşınmazlara elbirliği mülkiyeti ile malik oldukları, davacılar tarafından açılmış herhangi bir ortaklığın giderilmesi davası bulunmadığına ve tereke temsilcisi de atanmamış olduğuna göre huzurdaki davanın esasen kök muris ...'ın tüm mirasçıları tarafından açılması gerektiği ya da diğer mirasçıların yazılı şekilde huzurdaki davaya muvafakatlerinin bulunması gerektiği, davacılar vekiline muvafakat alınıp dosyaya sunulmak üzere kesin süre verildiği, kesin süre zarfında diğer mirasçıların muvafakatlerine dair herhangi bir belge sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece kendilerine davaya dahil olmayan 11 mirasçının davaya muvafakatlerinin alınması için verilen kesin sürenin yeterli olmadığını, kesin süreye ilişkin ihtarın usulüne uygun olmadığını, nitekim kendilerine tereke temsilcisi atanması için de yetki verilmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesine rağmen kendileri lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı Hazine vekilinin vekalet ücreti yönünden temyiz itirazlarına gelince, HMK'nın 323. maddesinin ilk fıkrasının (ğ) bendinde "Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti" nin de yargılama giderleri arasında olduğu düzenlenmiş, aynı Kanun'un 326. maddesinin ilk fıkrasında "Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
3. Eldeki davada, davacıların kayıt maliki Hazineye karşı açtıkları tapu iptali ve tescil davasına ilişkin yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen kendini vekille takip ettiren davalı Hazine lehine yasal hasım olması nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru değildir.
Ne var ki anılan hususun giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan “Her ne kadar davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,” cümlesinin çıkartılarak yerine “Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kendisini vekille temsil ettiren davalı Hazine lehine 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalıya ödenmesine” cümlesinin yazılmasına,
Hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.