"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/16 E., 2019/186 K.
Mahkeme kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde özetle; Mahalli İskan Komisyonunun 04.07.2011 tarihli kararı ile 5543 sayılı Kanun'un 16. maddesi hükümlerine göre köy toplulaştırma uygulaması yapılan Bingöl ili ... ilçesi ... köyü 197 ada 1 nolu parselin davalılara hak sahibi olarak verildiğini, davalıların hak sahipliğinin aynı Yasa'nın 18. maddesi uyarınca iskan komisyonunca yeniden değerlendirildiğini, 2010 yılında meydana gelen Elazığ depreminden sonra 7269 sayılı Kanun kapsamında davalıların ayrıca hak sahibi olduklarını, 25.03.2013 tarihinde mahalli iskan komisyonunca davalıların hak sahipliğinin sona erdirildiğini belirterek 5543 sayılı Yasa'nın 21. maddesi uyarınca davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılardan ... ve..., duruşmalardaki beyanlarında davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 11.06.2014 tarihli 2013/330 Esas, 2014/452 Karar sayılı kararı ile; davalılara yeni bir hak sahipliği verilmesinin 5543 sayılı Kanun'un 21. maddesinde yazılan sona erme nedenleri arasında olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 17.10.2018 tarihli 2018/4418 Esas, 2018/13660 Karar sayılı kararı ile; tahsisin iptaline ilişkin kararın kesinleşip kesinleşmediğinin açıklığa kavuşturulması, kesinleşmediyse hak sahipliklerinin ve daha önce alınmış komisyon kararının iptaline ilişkin komisyon kararının taraflara tebliğ edilmeden (idari karar kesinleşmeden) yolsuz tescil hükümlerine dayalı olarak davanın açılamayacağı (zira her davanın açıldığı tarihteki koşullar) gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi, şayet kesinleştiyse tescilin dayanaksız hale geldiği kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilamı doğrultusunda Bingöl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne gönderilen müzekkereye cevabi yazıda, mahalli iskan komisyonunun 25.03.2013 tarih ve 1 sayılı iptal kararının hak sahiplerine tebliğ edilip edilmediğine yönelik tebliğ belgesine rastlanmadığı ve idari yargıda dava açılıp açılmadığı hususunda herhangi bir kaydın bulunmadığının belirtildiği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile ilgili kurumlardan gelen cevabi yazılardan, tahsisin iptaline ilişkin kararın taraflara tebliğ edilmediği, dolayısıyla ilgili kararın kesinleşmediği, idari karar kesinleşmeden yolsuz tescil hükümlerine dayalı olarak dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece tahsis kararının kesinleşip kesinleşmediği, kararın taraflara tebliği edilip edilmediği ile ilgili yeterli araştırmanın yapılmadığını, hak sahiplerine verilen taşınmazların takyit süresi içinde Kanun'un 21. maddesine aykırı kullanıldığı veya geçerli özrü ve idarenin izni olmaksızın iskan mahallinin terk edildiği tespit olunduğunda Mahalli İskan Komisyonunca bu kişilerin hak sahipliklerinin iptal edilmesi gerektiğini öne sürerek ve re'sen nazara alınacak sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Mahalli İskan Komisyonu’nun 04.07.2011 tarihli kararıyla 5543 sayılı Kanun'un 16. maddesi uyarınca aile temsilcisi davalılar murisi ... ve eşi davalı ...’nın hak sahibi sayılmasına karar verildiği ve buna dayalı olarak çekişme konusu taşınmazın adı geçenlere 01.11.2012 tarihinde 1/2'şer pay ile tahsisen tescil edildiği, hak sahiplerinin 7226 sayılı Kanun kapsamında yeni yerleşim yerinden konut edindiği gerekçesiyle Mahalli İskan Komisyonu’nun 25.03.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile hak sahipliklerinin ve daha önce alınmış komisyon kararının iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince temyiz eden davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
26.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.