"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2050 E., 2024/1502 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çanakkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/4 E., 2023/277 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Çanakkale ili, Eceabat ilçesi, ... köyü 278 ada 46 ve 48 ile 279 ada 2 parsel sayılı taşınmazların 5-6 nesildir ailesine ait olduğunu ancak ne zaman ve nasıl olduğunu bilmediği bir şekilde 46 ve 48 parsel sayılı taşınmazların 1/2'şer payları ile 2 parsel sayılı taşınmazın tamamının ... oğlu ... adına tescil edildiğini, babasının ölümü üzerine dava konusu taşınmazların kardeşleri tarafından kendisine devredildiğini, uzun araştırmalarına rağmen ... oğlu ...’nün kim olduğunu bulamadığını, onu köyde de kimsenin tanımadığını, nüfusta meçhul ölü kaydı bulunduğunu, TMK’nın 713. maddesi uyarınca yüzyıllardır ailesi ve 30 yıldan fazla şahsi olarak malik sıfatıyla zilyet olduğu ve kayıt maliki ölü olduğu için kazandırıcı zamanaşımı ile mülkiyeti kazandığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı Hazine; kadastro tespiti üzerinden 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, TMK’nın 713. maddesinde belirtilen şartların oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.11.2019 tarihli ve 2018/95 Esas, 2019/249 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalı Hazine vekilinin istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 06.01.2021 tarihli ve 2020/771 Esas, 2021/14 Karar sayılı kararı ile; davacının, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan hukuki sebebinin yanında "kadastrodan önceki hukuki nedene ve ayrıca TMK'nın 713/2. maddesinde öngörülen ölüm hukuki nedenine" de dayandığı, Mahkemece, "maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan" hukuki neden yönünden değerlendirme yapılmasına rağmen davacının "kadastrodan önceki hukuki nedene ve ayrıca TMK'nın 713/2. maddesinde öngörülen ölüm hukuki nedenine" dayalı tapu iptali ve tescil istemleri yönüyle herhangi bir inceleme yapılmadığı, bu istemler yönüyle olumlu veya olumsuz bir hüküm oluşturulmadığı gerekçeleriyle istinaf başvurularının kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; kadastrodan önceki hukuki nedene, ayrıca TMK'nın 713/2. maddesinde öngörülen ölüm hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan nedenlerine dayalı olarak hak sahipliği bulunduğu ve davasını ispatladığı gerekçesiyle davalı Köy Tüzel Kişiliği yönünden davanın husumetten reddine, davalı Hazine yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Çanakkale 2. Sulh Mahkemesinin 07.03.2023 tarihli ve 2021/268 Esas, 2023/306 Karar sayılı kesinleşmiş mahkeme ilamından tapu kayıt malikinin mevcut ve yaşamış kişilerden olduğu ancak tanınmadığının anlaşıldığı, ... oğlu ...’nün var ve yaşamış kişilerden olduğu ancak mirasçılarının belirlenemediği gerekçesiyle TMK'nın 501. maddesi uyarınca mirasçısının Hazine olduğuna karar verildiği, davacı tarafça buna itiraz edilmediği, davacının kadastro öncesine dayanan hukuki sebebinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde ileri sürülmediği gerekçeleriyle başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurularak davalı Köy Tüzel Kişiliği yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davacının kadastro öncesi nedenlere dayalı istemlerinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine, davacının TMK'nın 713/2. hükmüne dayanan davasının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle:
Veraset ilamının farazi kabullerle hazırlandığını, eldeki dava uzamasın diye kararın istinaf edilmediğini, İlk Derece Mahkemesi kararının doğru olduğunu, Köy Tüzel Kişiliği yönünden gerekçe gösterilmeden husumetten reddin hatalı olduğunu, davada taraf olmasının doğru olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/2 hükmüne dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriğinden; kadastro çalışmalarında Çanakkale ili, Eceabat ilçesi, ... köyü 278 ada 46 eski 254) ve 48 (eski 258) parsel sayılı taşınmazların evvelce bir bütün halinde olduğu, 2/4 payın dayanak yoklama Temmuz 1303 ve 1059 nolu tapu nedeniyle ... oğlu ... adına, kalan 2/4 payın da dayanak 27.06.1970 tarihli ve 36 nolu tapu nedeniyle ... evlatları ... ve ... adlarına 12.05.1982 tarihinde tespit ve tescil edildiği, 279 ada 2 (eski 344) parsel sayılı taşınmazın da 25.05.1982 tarihinde Haziran 1297 tarihli ve 5 nolu tapu nedeniyle ... mahdumu ... ... adına tespit ve tescil edildiği, tespitlerin 21.07.1986 tarihinde kesinleştiği, dava konusu 46 ve 48 parsel sayılı taşınmazların 2/4 paylarının güncel malikinin davacı ... olduğu görülmüştür.
Davacının kadastro öncesi nedene dayalı talepleri yönünden yapılan incelemede;
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle 3402 sayılı Kanun’un 12/3 hükmü uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davacının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/2 hükmüne dayalı tapu iptali ve tescili istemi yönünden yapılan incelemede;
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırkbin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar hükmüne yer verilmiş, 2024 yılı itibarıyla HMK'nın 362/1-a hükmünde belirtilen 40.000,00TL’lik kesinlik sınırı 378.290,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.
Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.
Dosya içeriğine göre; tapu iptali ve tescili istenilen 46 ve 48 parsel sayılı taşınmazların 1/2'şer paylarının ve 2 parsel sayılı taşınmazın tamamının keşfen saptanan dava tarihindeki değerleri toplamı 151.323,70 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kalmaktadır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin kadastro öncesi nedene dayalı talepleri yönünden temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nin 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
2. Davacı vekilinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/2 hükmüne dayalı tapu iptali ve tescili istemi yönünden temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.