"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/50 E., 2022/134 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Giresun ili .... ilçesi .... köyünde kain 157 ada 27 parsel sayılı taşınmazın aynı yer 12 parsel sayılı taşınmazın miktar fazlası olarak tarla vasfı ile, 157 ada 26 parsel ve 162 ada 19 parsel sayılı taşınmazların da ham toprak vasfı ile davalı adına tespit ve tescil edildiğini, bu taşınmazlardan 157 ada 27 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 157 ada 26 parsel ve 162 ada 19 parsel sayılı taşınmazların belirli bölümlerinin tarım arazisi olarak 70 yılı aşkın zamandan bu yana davacının murisi ve onun ölümü ile mirasçıları tarafından kullanılmakta olduğunu, taşınmazların halen de kök murisin mirasçılarının zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı ve kök murisin diğer mirasçıları adına tescilini talep etmiş, yargılama sırasında murisin terekesine davacı temsilci olarak atanmıştır.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili davaya cevap vermemiş, yargılama sırasında alınan beyanında davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.09.2015 tarih ve 2013/347 Esas, 2015/225 Karar sayılı kararıyla; dava konusu olan ve dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporunda (A), (C) ve (E) harfleri ile gösterilen taşınmazların davacının murisi ...'a ait olup onun ölümüyle mirasçılarına intikal ettiği, taşınmazların son 30 yıla kadar mirasçıları tarafından ekilip biçildiği, son 30 - 40 yıldır ise mirasçılarının şehir dışında olması nedeniyle ekilip biçilmediği, bununla birlikte mirasçıların taşınmazın mülkiyetini terk etmediği belirtilerek bu bölümler açısından davanın kabulüne, aynı raporda (G) harfi ile gösterilen bölüm açısından ise dava konusu olmayan bir parsel içerisinde kalması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.06.2021 tarih ve 2018/2798 Esas, 2021/4567 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanlarında dava konusu taşınmazların davacının babası ...'a dedeleri Muharrem'den kaldığı, taşınmazların öncesinde dedeleri, sonrasında ise davacının babası ... tarafından kullanıldığı ancak 30 yıldır ekilip biçilmediğinin ifade edildiği, buna ek olarak ziraat mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan raporda da taşınmazlarda yabani bitkilerin bulunduğu ve yaklaşık 30 yıldır kullanılmadığının tespit edildiği, bu durumun iradi terk olarak nitelendirilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.06.2021 tarih ve 2018/2798 Esas, 2021/4567 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş, talep Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 24.03.2022 tarih ve 2021/8604 Esas, 2022/2405 Karar sayılı kararıyla reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yerel bilirkişiler ve davacı tanıkları ile dosya kapsamında mevcut ziraat bilirkişi tarafından hazırlanan rapora atıfta bulunularak dava konusu taşınmazların son 30 yıldır davacı ve kök murisin diğer mirasçıları tarafından kullanılmadığı, bu durumun iradi terk olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davanın reddine dair verilen kararın hukuka aykırı olduğunu zira davaya konu taşınmazların kök muris.... adına ..... tarafından ekilip biçildiğini, dosya kapsamında taşınmazlardaki zilyetliğin terkedildiğine yönelik bir beyanın bulunmadığını, insanların daha iyi koşullarda yaşamak için farklı şehirlere göç etmesinin taşınmazlarını terk ettikleri anlamına gelmeyeceğini, zira taşınmazları fiilen kullanmasalar dahi hangi taşınmazın kime ait olduğunun bilineceğini, öte yandan 27 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına dayanılarak miktar fazlası olarak tespit ve tescil edildiğini, tespite esas tapunun da dava konusu ve dava dışı bazı taşınmazları kapsadığının tespit edildiğini, tapu kaydına dayanılarak açılan davada zilyetliğe değer verilmesi imkanı olmadığı gibi zilyetliğin terkinin de araştırılmasına gerek olmadığını, zira tapulu taşınmazın iradi terkinin söz konusu olmayacağını belirterek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713/1. maddesi,
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Dosya kapsamı ve toplanan delillerden; kadastro sonucu Giresun ili ..... ilçesi .... köyü 162 ada 19 parsel ve 157 ada 26 parsel sayılı sırasıyla 14.173,53 ve 108.341,24 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek ham toprak vasfıyla; 157 ada 27 parsel sayılı 135.638,26 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın dava dışı aynı yer 12 sayılı parsele uygulanan tapu kaydının miktar fazlası olarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildiği, davacı ...'un miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu kayıtlarının iptali ve taşınmazların ... mirasçıları adına tescili istemi ile dava açtığı, yargılama sırasında ... terekesine temsilci olarak atandığı anlaşılmaktadır.
2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Temyiz eden davacıdan harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.