Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5320 E. 2025/1347 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu yol olarak tespit edilen taşınmazın tapusunun iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli taşınmazın değeri, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle kesinlik sınırının altında kaldığı ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kararın bozulması için yeterli olmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1375 E., 2024/1323 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karabük 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/267 E., 2024/105 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde; Karabük ili, Ovacık ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 115 ada 29 parsel sayılı taşınmazın ifraz edilerek 115 ada 138 ve 139 parsel numaralarını aldığını, kendisinin de hazır bulunduğu kadastro çalışmaları sırasında tespitin doğru yapıldığını ancak askı ilanından sonra 138 parsel sayılı taşınmazda samanlığının önü ve yanının köy yolu olarak ayrıldığını, 139 parsel sayılı taşınmazda ise evin saçaklık payı kaldırılarak bu kısmın da köy yolu olarak ayrıldığını ancak bu taşınmazların parsellerle bütünlük içerisinde uzun süredir nizasız ve fasılasız kullanılmakta olduğunu ileri sürerek köy yolu olarak bırakılan taşınmazların tapusunun iptali ile 138 ve 139 parsele ilave edilerek adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Köy Tüzel Kişiliği cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın ev yapılana kadar yol olarak kullanıldığını belirterek tanıklarını bildirmiştir.

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; tespit dışı bırakma işleminin de bir kadastro işlemi olması nedeniyle kadastrodan sonra 20 yıldan fazla süreyle tasarruf şartının aranması gerektiğini, kadastro işleminin yapılması ile önceki zilyetliğin kesintiye uğrayacağını, davanın kadastro işleminden sonra makul süre içerisinde açılmadığını, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup özel mülkiyete konu edilemeyeceğini, aynı adada bulunan bir kısım taşınmazın yola tek bağlantı noktasının aktif yol niteliğindeki çekişmeli taşınmaz olduğunu, davacının kadastro tespitine itiraz etmediğini ve ifraz sonrasında 139 parselde bulunan ahşap samanlığı yıkarak yerine kadastrodan sonra yaptığı evin saçaklık payını talep ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, 29.02.2024 tarihli bilirkişi ek raporunda (A) harfi ile gösterilen 94,06 m2’lik tespit harici alanın 115 ada 139 parsel sayılı taşınmazla tevhidi, (B) harfi ile gösterilen 9,59 m2’lik tespit harici alanın 115 ada 138 parsel sayılı taşınmazla tevhidi ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazların dava tarihindeki toplam değerinin 1.209,06 TL olarak belirlendiği, bu değere taraflarca itirazda bulunulmadığı, dava değerinin karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı olarak belirlenen 28.250,00 TL'nin altında olduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; yolların kamuya ait orta malları olduğu ve bu tür davaların kamusal yönünün bulunduğunu, 3402 sayılı Kanun'un ek-6. maddesi uyarınca kararın incelenmesi gerektiğini, yasal hasım olan Hazine aleyhine yargılama giderine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yetersiz bilirkişi raporlarının hükme esas alındığını, zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine oluşmadığını, taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacağını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun/HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosyanın incelenmesinden; toplam yüzölçümü 103,65 m2 olan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin 27.08.2009 tarihinde kesinleşen kadastro çalışmalarında yol olarak tespit harici bırakıldığı, taşınmazların dava tarihindeki değerinin 1.209,06 TL olarak hesaplandığı anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince temyiz eden davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.