Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5403 E. 2025/1068 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1180 E., 2024/1234 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tosya Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/758 E., 2024/155 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Kastamonu ili, Tosya ilçesi, ... köyü 129 ada 18 parsel sayılı taşınmaz muris babası ...'ya ait olmasına rağmen kadastro çalışmaları sonucu sehven ... isimli şahıs adına kaydedildiğini, taşınmazın babasının olduğunu tüm köyün bildiğini, dava tarihi itibarıyla ...'nin hayatta olmadığını, halihazırda taşınmazın ...'in torunu olan davalı ... adına kayıtlı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; hak düşürücü sürenin geçtiğini, taşınmazın kendi murisinden kaldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesi ile; kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılacak tapu düzeltme davalarında Anayasa Mahkemesinin 12.04.2011 tarihli, 2009/31 Esas, 2011/77 Karar sayılı kararına istinaden herhangi bir hak düşürücü sürenin aranmadığı, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı dikkate alınmaksızın davanın hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil istediklerini, taşınmazın kimin zilyetliğinde olduğunun re'sen araştırılması gerektiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu Kastamonu ili, Tosya ilçesi, ... köyü 129 ada 18 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucu 2.756,12 m² yüz ölçümü ve tarla niteliği ile senetsizden ... oğlu ... adına tespit edildiği, kadastro tespitinin 29.01.2009 tarihinde kesinleştiği, 21.08.2023 tarihli satış işlemiyle davalı adına kaydedildiği anlaşılmakla; kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı 27.10.2023 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL

bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.