Logo

1. Hukuk Dairesi2024/544 E. 2025/930 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında davalı oğluna yaptığı taşınmaz devirlerinin muris muvazaası kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve davalıların ecrimisil taleplerinin olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Murisin sağlığında vekaletname ile davalı oğluna yaptığı taşınmaz devirlerinde mal kaçırma kastının bulunduğuna dair yeterli ve kesin delil bulunmadığı, davalının murisin bakımıyla ilgilendiği ve mirasbırakan adına kayıtlı başka taşınmazların da bulunduğu gözetilerek yerel mahkemenin tapu iptali ve tescil ile ecrimisil isteminin reddine dair kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1683 E., 2023/2051 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/320 E., 2023/317 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; mirasbırakanları ...'ın 29.10.2015 tarihinde vefat ettiğini, ölümünden önce mal kaçırmak amacı ile davalı oğlu tarafından Kadınhanı Noterliğinin 4975 yevmiye numaralı ve 16.12.1998 tarihli vekâletnamesi ile tüm işlemleri yapmak için kendi adına çok kapsamlı bir vekalet alındığını, söz konusu vekaletname ile mal kaçırma amacıyla 475 ada 194 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 3 ve 4 numaralı bağımsız bölümler ile 275 parsel sayılı taşınmazı davalının kendi adına tescil ettirdiğini, ayrıca dava konusu taşınmazların davalı tarafından murisin ölümünden itibaren haksız yere işgal edilmekte olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında mirasçılar adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkisine, o da olmazsa bedele, ayrıca haksız işgal nedeniyle murisin ölümünden itibaren belirlenecek olan ecrimisil tazminatının yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı; anne ve babası ile birlikte yaşadıklarını, her türlü ihtiyaçlarını karşıladığını ve hastalıklarında baktığını, onların da kendisine vekalet verdiklerini ve taşınmazlara ilişkin yapılan işlemlerden davacıların haberlerinin olduğunu, dava konusu işlemlerde mal kaçırma amacının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla

; tapu iptali ve tescil talebi yönünden tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller itibariyle mirasbırakanın mal kaçırma amaçlı olarak taşınmazları davalıya devrettiği gerekçesiyle talebin kabulüne; ecrimisil talebi yönünden davalının davaya konu taşınmazları kullandığı konusunda bir ihtilafın bulunmadığı, ecrimisillerin bilirkişiye hesaplattırıldığı ve her bir davacı yönünden ayrı ayrı 62.521,96 TL olmak üzere belirlenen toplam ecrimisil bedeli olan 312.609,08 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu 275 parsel sayılı taşınmaz murise ait iken murisin 28.08.2015 tarih 39324 yevmiye numaralı resmi akit ile taşınmazdaki payını davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiği, yine Medrese Mahallesi 475 ada 194 parsel 1, 3 ve 4 nolu bağımsız bölümleri satış suretiyle davalı oğluna temlik ettiği, murisin 29.10.2015 tarihinde vefat ettiği, adına kayıtlı olup mirasçılarına intikal eden 13 parça daha taşınmaz bulunduğu, davalının muris annesi ve ölen babası ile birlikte yaşadığı ve bakımları ile ilgilendiği hususlarının dosya kapsamı ile sabit olduğu, öncelikle davalı tarafın Medrese Mahallesi 475 ada 194 parsel 1, 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerinden evveliyatı itibariyle kendisine ait iken annesi adına kayıtlandığını, bu taşınmazları dedesinin kendisine vasiyetname ile verdiğini ileri sürüp vasiyetname sunduğu, aynı zamanda davacıların söz konusu taşınmazların kendisine ait olduğuna ilişkin imzası davacılar tarafından inkar edilmeyen yazılı belgeyi sunduğu, dinlenen tanıkların murisin mal kaçırma kastıyla hareket ettiğine, davacı mirasçıları ile arasında küslük veya beşeri ilişkilerde bir anormallik olduğuna dair beyanda bulunmadığı gibi davalının sunduğu 29.06.2012 tarihli belge de dikkate alındığında murisin bu taşınmazları mal kaçırma kastıyla temlik etmediğinin sabit olduğu; Dokuz köyü 275 parsel sayılı taşınmaza gelince, murisin bakımının davalı tarafça yapıldığı, muris adına kayıtlı olup mirasçılara intikal eden bir çok taşınmaz olduğu, dinlenen tanık beyanlarından ve diğer delillerden murisin mal kaçırma kastıyla temlik yapıldığının ispatlanamadığı, bu nedenle Mahkemece muris muvazaası ve ecrimisil davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı, aynı zamanda yapılan temliklerin mirasçıların saklı paylarını zedelemek kastıyla yapıldığı da ispatlanamadığından tenkis davasının da reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesi ile; dosya kapsamında muvazaa ve mal kaçırma olgusunu ortaya koyan onlarca delil olmasına rağmen İstinaf Mahkemesince aksi yönde tespit yapılarak davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın hatalı olduğunu, davalının anne ve babasına bakmasının karşılığı olarak 4 adet taşınmazı adına kaydedilmesini sağlamasının hukuki tek bir izahının olmayacağını, davaya konu olayda mirasbırakanın bu yönde, yani davalıya bir taşınmaz verme gibi bir iradesi olmuş olsa idi davalının kendi üzerine kaçırdığı taşınmazları sağlıklarında davalıya bağışlayacağını ya da ölünceye kadar bakma sözleşmesi yolu ile davalıya bırakmış olacağını, İstinaf Mahkemesinin fahiş bir yanılgı ile sanki mirasbırakan sağlığında kendisi taşınmazları bizzat davalıya devretmiş gibi hukuki bir dayanak olmaksızın niyet okuma yolu ile verdiği ret kararına bu gerekçeyi sunmasının asla kabul edilemeyeceğini, İstinaf Mahkemesinin diğer bir ret gerekçesinin ise davalı tarafça dosyaya sunulan ve imzası davacılar tarafından inkar edilmeyen, 29.06.2012 tarihli belge olduğunu, mirasbırakan henüz hayatta iken, mirasbırakanın katılmadığı, hiçbir bilgisi ve imzasının olmadığı, davalı tarafından davacılar yanıltılarak alınmış hiçbir hukuki geçerliliği olmayan belgenin hükme esas alınmasının kabul edilebilir olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis, o da olmazda bedel ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1933 doğumlu muris ...'ın 29.10.2015 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı kızları ile davalı oğlu ...'in kaldığı, murisin adına kayıtlı 275 parsel sayılı taşınmazdaki 1/4 payının muris adına vekaleten davalı ... tarafından 28.08.2015 tarihli satış işlemi ile davalı ...'e (davalı adına vekaleten ... ... isimli şahsın hareket ettiği) devredildiği, yine murisin adına kayıtlı 475 ada 194 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerinin murise vekaleten davalı ... tarafından 18.09.2012 tarihli satış işlemi ile davalı ...'e (davalı adına vekaleten ... isimli şahsın hareket ettiği) temlik edildiği anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.