Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5505 E. 2025/2537 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın, davacılar tarafından miras yoluyla sahip oldukları satış senedine dayanılarak tapu iptali ve tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin Yargıtay’ın bozma kararına uyduğunu belirtmesine rağmen, bozma kararında istenen hususları tam olarak yerine getirmeyerek, hukuki gerekçe göstermeden karar vermesi ve davacı ile davalı taraf delillerini tam olarak toplamadan hüküm kurması, ayrıca hakime düşen davayı aydınlatma ödevini yerine getirmemesi gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/269 E., 2024/358 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davalılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.05.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davalılar vekili Av. ... ile temyiz edilen davacılar vekili Av. ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; Bursa ili, ... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında 123 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak davalı ... .... adına tescil edildiğini, bu taşınmazı davacıların kök murisi ....’in 1259 hicri tarihinde satış senedi ile satın aldığını ileri sürüp miras yoluyla gelen hakka dayanarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki miras payları oranında davacılar adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın davalının babası ....’den geldiğini, taşınmazın çiftlik olarak kullanıldığını, satış senedindeki kişi ve isimler ile veraset ilamındaki kişi ve isimlerin aynı olmadığını, taşınmazın gerçek değeri tespit edilerek harç ve masrafların davacı tarafından ikmal edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Yargılama sırasında davalı ... ...'ın vefatı nedeniyle mirasçıları davaya dahil edilmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 18.02.2016 tarihli 2013/502 Esas ve 2016/92 Karar sayılı kararı ile; İstanbul Anadolu 8.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/276 Esas sayılı dava dosyasında yer alan bilirkişi raporuna göre davacıların kök murisi ....’in tüm mirasçılarının tespit edilemediği, mirasçı olan davacıların murisin terekesindeki paylarının terekenin yarısına isabet ettiği, davalının murisin terekesine göre 3. kişi konumunda olduğu, bu bakımdan davacıların terekeye dahil bir mal için tek başlarına 3. kişiye karşı dava açma sıfat ve yetkilerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Kararın, davacılar vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.12.2019 tarihli 2016/13964 Esas ve 2019/8943 Karar sayılı kararıyla; Kadıköy 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/166 Esas, 1995/1002 Karar sayılı veraset ilamı ile davacıların murisi ....’in mirasçılarının tespit edildiği, bu veraset ilamının aksi sabit oluncaya kadar geçerli olup dosya kapsamından bu veraset ilamının iptal edildiğine dair bir mahkeme kararı veya buna dair açılmış bir dava olmadığı, geçerli veraset ilamına göre tüm mirasçılar tarafından birlikte dava açılması nedeni ile Mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.

Mahkemenin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararıyla, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda ve eldeki veraset ilamına göre harç ikmal edildiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda karar verildiğinin belirtildiğini ancak bozma ilamında işin esasına girilerek tüm delillerin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen gerekli araştırma ve inceleme yapılmadığını, hükme esas alınan veraset ilamının iptaline yönelik açtıkları davanın sonucu beklenmeden karar verildiğini, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, davacıların tapu kaydına dayanmadığını, satış sözleşmesinin dava konusu yere ait olduğunun ispatlanamadığını, davalıların uzun süredir taşınmazı kullandıklarını, davalıların dayanak vergi kaydının dava konusu taşınmaza uyduğunu, davacıların dayanak satış sözleşmesindeki isimler ile veraset ilamındaki isimlerin birbirini tutmadığını, davacıların dayanak osmanlıca belgenin niteliğinin tartışmalı olduğunu belirterek ve re'sen göz önünde bulundurulacak nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Kadastro sonucu ... ilçesi, ....köyü çalışma alanında bulunan 123 ada 1 parsel sayılı 99.781,69 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz vergi kaydı, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... Sehavet Türkisay adına tespit ve tescil edilmiştir.

Mahkemece, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda ve eldeki veraset ilamına göre yazılı şekilde karar verilmiş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma kararında işaret edilen hususların eksiksiz ve tam olarak yerine getirilmesi gerekir.

Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3. maddesine göre "bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması" zorunludur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 ve 298. maddeleri de kararların gerekçeli olarak yazılmasını zorunlu kılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/c maddesi uyarınca gerekçenin; "tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" göstermesi gerekir. Bir başka anlatımla; gerekçe okunduğunda, mahkemece verilen hükme nasıl ulaşıldığının anlaşılması gerekir. Böylece, davacı veya davalı sıfatıyla bir yargı organı önüne gelen kişilerin, hukuk devletinde yaşamanın doğal sonucu olarak hukuk güvencesi, adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakları uyarınca verilen kararlar yanında kararların hukuki süreci ve yargısı da denetlenebilir olur.

Somut olayda, Mahkemece Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda ve eldeki veraset ilamına göre karar verildiği belirtilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak; Mahkemenin hangi gerekçe ile davayı kabul ettiği gerekçeli karardan anlaşılamamakta olup hukuksal gerekçe gösterilmeden hüküm kurulmuş olması T.C. Anayasası'nın 141 ve HMK'nın 297. maddeleri hükmüne uygun bulunmamaktadır.

Kabule göre de, hükmüne uyulan bozma ilamında, geçerli veraset ilamına göre tüm mirasçılar tarafından birlikte dava açılması nedeni ile işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği belirtildiği halde Mahkemece davacı ve davalı tarafın delilleri toplanmadan, davacı tarafın dayandığı satış senedinin tapu kaydına bağlı olup olmadığı sorulup belirlenmeden, bu satış senedinin dava konusu taşınmaza ait olup olmadığı, davalıların dayanak kadastroda uygulanan vergi kaydı yöntemince uygulanıp çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı hususları tespit edilmemiştir. Ayrıca davacı tarafın dayandığı satış senedinde bir çok taşınmazın ve taşınır malın satıldığı belirtildiğinden satış senedinde yazılı olan hangi taşınmazın dava konusu taşınmaz ile ilgili olduğu açıklattırılmamış, Mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesinde düzenlenen "Hakimin davayı aydınlatma ödevi" kapsamında, davacıya talebi açıklattırılmak suretiyle hangi hukuki sebebe dayandığı sorulup belirlenmemiş, davalı tarafından veraset ilamının iptali için açılan Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/219 Esas sayılı dava dosyasının sonucu beklenmemiş, zilyetlik araştırması ve yapılmamıştır. Dosyada keşif yapılmadan tarafların delilleri toplanmadan, çekişmeli taşınmaza kimin zilyet olduğu belirlenmeden karar verilmiştir.

Hâl böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece, HMK'nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında dava dilekçesi açıklattırılmalı, böylece davacının hangi hukuki sebebe dayandığı kesin olarak belirlenmeli, şayet tapu kaydına dayanılıyorsa bu tapu kayıtlarının hangi kayıtlar olduğunun belirtilmesi istenilmeli, şayet tapu kaydına dayanılmıyorsa o zaman dosyada zilyetlik araştırmasının yapılması gerektiği düşünülmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile kadastrocu/fen bilirkişisi katılımıyla keşif yapılmalı, şayet davacı taraf hukuki sebep olarak tapu kaydına dayandığını açıklar ise o zaman keşif sırasında tapu kaydının haritası uzman teknik bilirkişi eliyle zemine uygulanarak kapsamı yöntemine uygun biçimde belirlenmeli, tapu kayıt uygulamasında varsa kaydın revizyon gördüğü parseller de dikkate alınmalı; fen bilirkişisinden keşfi denetime elverişli rapor düzenlemesi istenilmeli ve çekişmeli taşınmazın tapu kayıt kapsamında kalıp kalmamasına göre karar verilmeli, şayet davacı taraf hukuki sebep olarak zilyetlik hükümlerine dayandığını açıklar ise o zaman taşınmaz başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, çiftlik olarak kullanılıp kullanılmadığı, çiftlik ise kimin çiftliği olduğu, kime devir edildiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli; bilirkişi ve tanık sözleri komşu taşınmazların tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli; teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırlar haritasında işaret ettirilmeli, komşu taşınmazlarla mukayeseli mahkeme gözlemi tutanağa geçirilmeli; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve verasetin iptali için açılan dava dosyasının sonucu beklenerek bir karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,

03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz eden davalılar vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınmasına,

Dosyanın İnegöl 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

13.05.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.