"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 1975/60 E., 1975/246 K.
Mahkeme kararı davalı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine 18.09.2023 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş, asıl ve ek karar, dahili davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; Muş ili, .... Köyü’nde bulunan 27, 13, 14 ve 76 parsel sayılı taşınmazların 4753 sayılı Kanun’a göre davalı adına tahsis ve tescil edildiğini, ancak davalının tahsis amacına aykırı olarak taşınmazları terk ederek çiftçiliği bıraktığını, taşınmazların tescil şartının ortadan kalktığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davalının dava konusu taşınmazları terk ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine 18.09.2023 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin süresinde olmadığından reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı mirasçıları vekili ek ve asıl karara yönelik temyiz dilekçelerinde özetle; gerekçeli kararın davalıya usulüne uygun tebliğ edilmediğini, temyizin süresinde olduğunu, esas yönden ise eksik inceleme ile karar verildiğini, davalıya yargılamanın başından itibaren tebligat yapılmadığını, keşif yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, davalının dava konusu taşınmazları terk etmediğini belirterek ek ve asıl kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, 4753 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve eksiğin tamamlatılması yolu ile getirilen kayıt ve belgelerden; dava dilekçesinde geçen Muş ili, ... Köyü’nde bulunan 27, 13, 14 ve 76 parsel sayılı taşınmazların 4753 sayılı Kanun’a göre oluşturulan tevzi parselleri oldukları, 31 ada 14 parsel sayılı taşınmazın 02.01.1959 tarih, cilt 136, sahife 23, sıra no 182'de kayıtlı tapu kaydına binaen 1 parsel olarak 10.08.1972 tarihinde davalı ... adına tespit edildiği, tespitin 18.04.1973 tarihinde kesinleştiği, 1 parselin 22/a çalışması sonucu 105 ada 1 parsele gittiği; 9 ada 76 parsel sayılı taşınmazın 02.01.1959 tarih, cilt 136, sahife 23, sıra no 183 de kayıtlı tapu kaydına binaen 178 parsel olarak 10.08.1972 tarihinde davalı ... adına tespit edildiği, tespitin 18.04.1973 tarihinde kesinleştiği, 178 parselin 22/a çalışması sonucu 108 ada 45 parsele gittiği; 24 ada 27 parsel sayılı taşınmazın 02.01.1959 tarih, cilt 136, sahife 23, sıra no 180 de kayıtlı tapu kaydına binaen 146 parsel olarak 10.08.1972 tarihinde davalı ... adına tespit edildiği, tespitin 18.04.1973 tarihinde kesinleştiği, 146 parselin 22/a çalışması sonucu 112 ada 25 parsele gittiği; 22 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 02.01.1959 tarih, cilt 136, sahife 23, sıra no 181 de kayıtlı tapu kaydına binaen 238 parsel olarak 10.08.1972 tarihinde davalı ... adına tespit edildiği, tespitin 18.04.1973 tarihinde kesinleştiği, 238 parselin 22/a çalışması sonucu 113 ada 163 parsele gittiği, anılan taşınmazların halen davalı adına kayıtlı oldukları, davalının 10.07.2001 tarihinde öldüğü, kararın davalının mirasçıları tarafından 14.09.2023 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemenin 08.05.1975 tarihli kararının Bulancak ilçesi, Hoşgeldin köyü adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın iade edildiği ve davalının tebligat mazbatasında tespit edilen güncel adresine tebligat yapılmadığı, bu hali ile davalıya yapılmış usulüne uygun bir tebligat bulunmadığı ve Mahkemenin 18.09.2023 tarihli ek kararı ile temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı açık olup ek kararın kaldırılması gerekmiştir.
Davalı mirasçıları vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarında gelince;
11.06.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu, toprağı olmayan veya olup da kifayetsiz bulunan kişilere bazı usul ve esaslar dairesinde toprak verilmesine dair düzenlemeler getirmiştir. Ayrıca, kendisine toprak tevzi edilen kişilerin de toprağın işletilmesi ile ilgili olarak uyması gerekli olan bazı kurallar öngörülmüştür. Bunlardan birisi ve en önemlisi 57. maddesinde "...Bu Kanunla verilen arazi, sahibi tarafından işletilemeyerek terkedilir veya ortakçılıkla veya özürsüz olarak kira ile işletilirse Tarım Bakanlığının bu kanun gereğince ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere, gayrimenkullerin geri verilmesini mahkemeden istemeye hakkı vardır..." şeklinde yer alan hükümdür.
4753 sayılı Kanun sonradan iptal edilmişse de hak hangi kanun zamanında verilmişse o kanun hükümlerine tabiidir düşüncesiyle uygulamada anılan kanundan kaynaklanan ve 57. madde hükmüne dayalı olarak sonradan açılan davalar, bu kanun hükümleri gözetilmek suretiyle çözüme kavuşturulmuştur.
Ne var ki, 22.11.1984 tarihli ve 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine dair Tarım Reformu Kanununun Geçici 3. maddesinde; "... uygulama alanları ve uygulama alanları dışında 1617 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Ön Tedbirler Kanunu'nun 8. maddesiyle mülga 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ve 4486 sayılı Teknik Ziraat ve Balıkçılık Okulları Hakkındaki Kanun'un hükümlerine göre tevzi edilen ve bilahare başkalarına devredilmiş bulunan gayrimenkullerin satışının iptaline ilişkin olarak açılmış davalar, her ne safhada olursa olsun düşer..." şeklinde düzenlemeye yer verilmiş, 09.05.1985 tarihinde kabul edilen ancak 5286 sayılı Yasa ile bazı hükümleri iptal edilen 3202 sayılı Yasa'nın geçici 9.maddesinde de “Uygulama alanları ve uygulama alanları dışında bulunan ve mülga 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ve 4486 sayılı Teknik Ziraat ve Bahçıvanlık Okulları Hakkındaki Kanun Hükümlerine göre dağıtılan taşınmazlar hakkında Hazine tarafından açılan geri alma davaları ile 1617 sayılı Tarım Reformu Ön Tedbirler Kanunu'nun 8. maddesine aykırılıktan yine Hazine tarafından açılan iptal davaları her ne safhada olursa olsun düşer.” şeklinde düzenleme ile 4753 sayılı Kanun gereğince tevzi edilen taşınmazlarla ilgili olarak Hazine tarafından açılan geri alma ve iptal davalarının her ne safhada olursa olsun düşeceği öngörülmüştür. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1983/5-797 Esas, 1985/532 Karar sayılı kararı, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2017/3936 Esas, 2020/3137 Karar sayılı kararı)
Değinilen yasal düzenlemeler karşısında, davacının 4753 sayılı Yasa'nın 57. maddesine dayanarak açmış olduğu davanın yasal mesnedinin bulunduğu söylenemez.
Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmiş olması doğru değildir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Mahkemenin 18.09.2023 tarihli ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
Temyiz olunan 08.05.1975 tarihli mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden dahili davalılara iadesine,
Dosyanın kararı veren Muş 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık kalmak üzere,
23.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.