Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5622 E. 2025/1384 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Dere yatağı olarak tescil harici bırakılan taşınmazın davacı tarafından zilyetliğinin bulunduğu iddiasıyla tapuya tescilinin talep edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın değeri, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle kesinlik sınırının altında kaldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun miktar itibariyle reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1093 E., 2024/1236 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Safranbolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/71 E., 2024/75 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; Karabük ili, Safranbolu ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında 138 ada 23 parsel sayılı taşınmazın muris annesi ... adına tespit ve tescil edildiğini, ancak söz konusu yerin kadastro çalışmaları sırasında eksik ölçüldüğünü, eksik kalan kısmın 138 ada 23 parsel sayılı taşınmaz ile Araç çayı arasında boşluk olarak bırakılan kısımda kaldığını, bu kısım üzerinde ceviz ve kavak ağaçlarının bulunduğunu, dava konusu edilen bölüm üzerinde malik sıfatıyla zilyetliklerinin bulunduğunu, bu alanı mısır, fasulye kabak vb. ekmek suretiyle kullandıklarını, dava aşamasında muris annesi ...’ın diğer mirasçılarının davaya ilişkin muvafakatlerinin sağlanacağını, Karabük ili, Safranbolu ilçesi, ... köyü 138 ada 23 parsel sayılı taşınmazın çay tarafında boşluk olarak bırakılan ve keşif sırasında tam hudutları gösterilecek kısmının muris annesi ... adına kayıtlı bulunan 138 ada 23 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve yersiz açılan davanın esastan reddine, aksine karar verilmesi durumunda davada Hazinenin yasal hasım olması sebebiyle tüm yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 16.11.2021 tarih ve 2019/275 Esas, 2021/666 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına sunulan teknik bilirkişi raporları ve ek raporun hukuka uygun ve denetime elverişli olduğu, hava fotoğrafları, bilirkişi raporları ve tanık beyanlarının incelenmesi neticesinde davacının talep ettiği dava konusu kısımda 20 yıl davasız aralıksız zilyetlik şartının davacı tarafça sağlanmadığı, 1973 yılında mahalde meydana gelen sel olayının ardından herhangi bir kullanımın söz konusu olmadığı, taşınmazın ekili dikili yahut sürülü olmadığı, üzerinde ekonomik değeri olan bitkinin bulunmadığı, bu hali ile yaklaşık son 50 yıldır kullanılmayan taşınmazın davacının maliki olduğu taşınmaza ilave edilmesi talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Kaldırma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 26.01.2023 tarih ve 2022/938 Esas, 2023/44 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin karar vermek için yeterli olmadığı, bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde hava fotoğrafları üzerinde uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi eliyle inceleme yapılmadığı, sadece hava fotoğrafları dosyaya getirtilerek iki fen memuru bilirkişi tarafından hava fotoğrafları ile kadastro paftasının çakıştırılması ile yetinildiği, çekişmeli taşınmazın güney sınırında Araç çayı bulunduğu halde keşfe jeolog bilirkişisi götürülmediği, taşınmazın halihazırda ya da evveliyatında çay veya dere yatağı niteliğinde olup olmadığı, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığı, taşkınlara maruz kalıp kalmadığı hususlarında rapor alınmadığı, ayrıca ziraat bilirkişiden rapor alınmış ise de dava konusu edilen fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.946,87 m² bölüm yönünden herhangi bir inceleme yapılmadığı, sadece değerinin belirlendiği, dava dışı 138 ada 23 sayılı parsel hakkında rapor düzenlendiğinin anlaşıldığı, bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemeyeceği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

C. Kaldırma Kararı Sonrasında İlk Derece Mahkemesince Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamına sunulan teknik bilirkişi raporlarının hukuka uygun ve denetime elverişli olduğu, hava fotoğrafları, bilirkişi raporları ve tanık beyanlarının incelenmesi neticesinde davacının talep ettiği dava konusu kısmın 20 yıl davasız aralıksız zilyetlik şartının davacı tarafça sağlanmadığı, heyet raporuna göre taşınmazın dere yatağında kaldığı, zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olmadığı, zilyetlik hususunun ve fiili kullanımın ispatlanamadığı gerekesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

D. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

E. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın tescil davası olduğu, 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun 361/1. maddesi ve 6763 sayılı Kanun ile değişik HMK'nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle miktar ve değeri 28.250,00 TL'yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu, dava dilekçesinde dava değerinin 1.000,00 TL gösterildiği, Mahkemece yapılan keşif sonucunda dava ve istinafa konu edilen kadastro sırasında tescil harici bırakılan ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1.946,87 m2'lik taşınmaz bölümünün dava tarihindeki değerinin toplam 25.111,16 TL olarak belirlendiği, belirlenen değere taraflarca itirazda bulunulmadığı, dava konusu taşınmaz değerinin 6763 sayılı Kanun ile değişik HMK'nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı olarak belirlenen 28.250,00 TL'den aşağı olduğu, davacı tarafından kesin nitelikte bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğunu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek 6. maddesi uyarınca miktar ve değere bakılmaksızın istinaf incelemesi yapılması gerektiğini, zira daha öncesinde istinaf incelemesi yapıldığını ve Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderildiğini, ayrıca keşif sırasında gösterilen 1.946,97 m² kısmının 138 ada 23 sayılı parsel içerisinde tespit edilmesi gerektiğini, eksik ölçüm yapıldığını, dava konusu edilen kısımda zilyetliklerinin mevcut olduğunu, bu alanın 1973 yılından itibaren ekilmediği iddialarının gerçeği yansıtmadığını, sel olayının 1973 yılında değil 1998 yılında meydana geldiğini, bu kısımların hep sel suyu altında kaldığını ve dere yatağının genişlediğini, 1998 yılında sel geldikten sonra dahi tarımsal faaliyette bulunulduğunu, dava konusu taşınmazı uzun süredir tarım arazisi olarak kullanıldığının bilirkişi raporları, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla sabit olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, dere yatağı olarak tescil harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

Karabük ili, Safranbolu ilçesi, Torpakcuma köyü çalışma alanında bulunan ve fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen taşınmazın "dere yatağı" olarak tescil harici bırakıldığı anlaşılmıştır.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.