Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5625 E. 2025/1053 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu başkası adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle açılan davada, hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespit tutanağının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1499 E., 2024/1259 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyadin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/321 E., 2023/304 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından adli yardım istekli olarak temyiz edilmekle; adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Ağrı ili, Diyadin ilçesi, ... köyünde bulunan maliki olduğu l02 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 6.500 (altıbinbeşyüz) metrekaresinin kadastro çalışmaları sırasında yanlışlıkla dava konusu 102 ada 7 parsel sayılı taşınmaz sınırları içerisinde kaldığını ileri sürerek anılan kısmın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, dava konusu taşınmazın yargılama sırasında ... Altın İşletmeleri A.Ş.'ye devredilmesi nedeniyle HMK'nın 125. maddesi uyarınca taşınmazı devreden davalıya karşı tazminat davası olarak davaya devam edileceğini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı; savunma getirmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 102 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 28.03.2006 tarihinden davanın açıldığı 20.07.2022 tarihine kadar 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, dava konusu esas uyuşmazlığın kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil olduğu, hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davada davacının taşınmazın aynını isteme hakkı bulunmadığından bedelini de talep edemeyeceği gerekçesiyle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açılması nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka ve kamu düzenine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın hukuka aykırı olduğunu, deliller toplanmadan hüküm kurulduğunu, kararın yerinde ve gerekçeli olmadığını, davanın yolsuz tescil sebebiyle açıldığını, hak düşürücü süreye tabi olmadığını, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı bir zararın mevcut olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil; yargılama sırasında taşınmazın devredilmesi nedeniyle HMK'nın 125. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kadastro sonucu Ağrı ili, Diyadin ilçesi, ... köyünde bulunan dava konusu 102 ada 7 parsel sayılı, 15.894,31 m² yüz ölçümlü taşınmazın tarla vasfıyla davalı ... adına tespit edildiği, kadastro tespit tutanağının dava açılmadığından 28.03.2006 tarihinde kesinleşmesi ile davalı adına tescil edildiği, eldeki davanın ise 20.07.2022 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Temyiz eden davacının adli yardım talebi kabul edilmiş olup harç yatırılmadığından, aşağıda yazılı 2.107,80 TL temyiz başvuru harcı ile 615,40 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.