"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/310 E., 2024/1053 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/122 E., 2023/177 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada davacılar ..., ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili asıl dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların tarafların ortak kök murisi ...'dan geldiğini, davacılar murisi ... (...)'un 5 yaşında gayriresmi olarak evlatlık verildiğini, 1955 yılında evlendiğini ancak nüfus kaydında ana baba bilgisinin yazılmadığını, muris ...'nin kök muris ... mirasçısı olduğunu 2022 yılında nüfus kaydının düzeltilmesi sonucu öğrendiklerini, kök muris ...'dan gelen dava konusu taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak muris ...'nin kardeşi ... ve ...'ın tek mirasçısı davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, davalı ...'ın 178 ada 67 parsel sayılı taşınmazı kötüniyetli ...'e sattığını ileri sürerek dava konusu Niğde ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde kain 165 ada 114, 165 ada 22, 165 ada 23 ve... Mahallesinde kain 135 ada 63 ve 156 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının davacıların miras payları oranında iptali ile davacılar adına tescilini, 178 ada 67 parsel sayılı taşınmazın satılması nedeniyle 10.000,00 TL tazminatın faiziyle birlikte ödenmesini talep etmiş; birleştirilen dava dilekçesinde ise davalı ...'nin davalı tespit maliki ...'dan kötüniyetle satın aldığı gerekçesiyle 178 ada 67 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına tapu kaydının iptali ile davacılar adına miras payları oranında tescilini, olmazsa 10.000,00 TL tazminatın tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların murisleri ...'nin ortak kök muris ... mirasçısı olduğunu tespit tarihinden önce 2006 yılında bildiklerini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, taşınmazların 20 yılı aşkın nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyedinin yalnızca davalı ... olduğunu, davalıya cedden intikalen gelmediğini belirterek davanın reddini istemiş, 23.05.2023 tarihli beyan dilekçesinde dava konusu taşınmazların bir kısmının davalı adına tespiti gerekirken baba oğul arasında isim karışıklığı meydana geldiğini belirtmiştir.
2.Birleştirilen davada davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar davacılar murisi ...'un mirasçılık hakkını sonradan nüfus kaydındaki düzeltme ile elde ettiği dosyaya yansıyan somut bir gerçeklik ise de bir kısım taşınmazın küçük yaştaki davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, bir kısım taşınmazın da ... oğlu ... adına tespit ve tescil edildiği, kısa kararda hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de... Mahallesindeki 159 ada 13, 135 ada 63, 156 ada 1 ve ... Mahallesindeki 165 ada 23 parselin ... oğlu ... adına kayıtlı olup ... oğlu ...'nın pasif husumeti bulunmadığı, bu hususun istinaf incelemesinde düzeltilebileceği, kalan taşınmazlara yönelik davanın da hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada bir kısım davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; getirilen nüfus kayıt örneklerinde bir kısım taşınmazın tespit maliki ... oğlu ... isimli kişinin bulunmadığı, davalı ... oğlu ...'nın 23.08.1990 doğumlu ve ana adının Sebehat olduğu, İlk Derece Mahkemesince ... oğlu ... isimli tespit malikinin mevcudiyeti araştırılmadan husumet yönünde karar verilmesinin yanlış olduğu, bir an için taşınmazların tespit maliklerinin aynı kişi olduğu düşünüldüğünde nüfus kayıtlarına göre ...'nın 2000 yılında öldüğü ve tek mirasçısı da davalı ... olduğundan pasif husumet tartışmasının yerinde olmadığı, 15.08.2022 tarihinde açılan asıl dava ve 29.05.2023 tarihinde açılan birleştirilen davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davada bir kısım davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacılar murisi ... (...)'un 5 yaşında gayriresmi olarak evlatlık verildiğini, 1955 yılında evlendiğini, ancak nüfus kaydında ana baba bilgisinin yazılmadığını, muris ...'nin kök muris ... mirasçısı olduğunu kadastro tespitinden sonra 2022 yılında nüfus kaydının düzeltilmesi sonucu öğrendiklerini, davaların kadastro öncesi nedene dayanmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
Asıl ve birleştirilen dava, kadastro öncesi miras yoluyla gelen hakka dayalı miras payı oranında tapu iptali-tescil ve tazminat istemine ilişkindir.
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dava konusu Niğde ili, ... ilçesi, ... Mahallesindeki 165 ada 114, 165 ada 22 ve 178 ada 67 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışması sonucunda kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... oğlu ... adına 19.04.2007 tarihinde tespit edildiği, Kitreli/Yeni Mahallesindeki 135 ada 63, 156 ada 1 ve ... Mahallesindeki 165 ada 23 parsel sayılı taşınmazların da en erken 04.04.2007, en geç 19.04.2007 tarihlerinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve mirasçılarının tespit edilemediği gerekçesiyle ölü olduğu belirtilmek suretiyle davadışı Şammas oğlu ... adına tespit edildiği, dava konusu bütün taşınmazların kadastro tutanaklarının 05.06.2007 ilâ 05.07.2007 tarihleri arasındaki askı-ilân süresi içinde dava açılmaksızın 06.07.2007 tarihinde kesinleştiği ve tespit malikleri adına tescil edildiği anlaşılmakla, 06.07.2007 tarihi ile asıl davanın açıldığı 15.08.2022 ve birleştirilen davanın açıldığı 29.05.2023 tarihleri arasında 3402 sayılı Kanun′un 12/3. maddesinde belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl ve birleştirilen davada bir kısım davacılar ..., ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Asıl ve birleştirilen davada bir kısım davacılar ..., ..., ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden asıl ve birleştirilen davada bir kısım davacılar ..., ..., ..., ... ve ...'den alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.