"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1311 E., 2023/1332 K.
HÜKÜM/KARAR : Usulden Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/444 E., 2022/823 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I .DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... mevkii 105 ada 32 parselde kayıtlı taşınmazın maliki olduğunu, davalıların ise aynı yerdeki 105 ada 25 parselde kayıtlı taşınmazın malik ve hissedarları olduğunu, müvekkilinin maliki olduğu taşınmazın toplam alanının 16.000 m² olduğunu ve bu taşınmaza, tapu sınırlarını dikkate alarak fiili olarak sınırın belirli olması için 29 yıl önce fındık ağaçları diktiğini, ancak kadastro çalışmaları sırasında miktar hatası yapılarak müvekkiline ait taşınmazın bir kısmının 105 ada 25 parsele dahilmiş gibi davalılar adına kayıt edildiğini, bu durumun müvekkilinin davalıların taşınmazına tecavüzlü görünmesine sebebiyet verdiğini, davalılar tarafından davacı müvekkil aleyhine Samsun 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/456 Esas sayılı dosyası nezdinde meni müdahale ve ecrimisil istemli dava açıldığını, söz konusu davada alınan bilirkişi raporunda 105 ada 25 parselin 142,46 m²'lik kısmına el atıldığının tespit edildiğini, oysa müvekkilinin davalıların taşınmazına müdahalesinin bulunmadığını, kadastro işleminde hata bulunduğunu belirterek Samsun 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/456 Esas sayılı dosyası ile eldeki davanın birleştirilmesine, müvekkilinin maliki olduğu ancak hatalı kadastro işlemi nedeniyle davalıların taşınmazına eklenen ve davalılar adına kaydedilen alanın tapusunun iptali ile müvekkiline ait 105 ada 32 parselde kayıtlı taşınmaza eklenerek müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... cevap dilekçesinde; dava konusu parselin kadastro çalışmalarının 1995 yılında kesinleştiğini, davacının açmış olduğu davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Diğer davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu edilen taşınmazın kadastro tutanağının kesinleşme tarihinin 01.09.1995 olduğu, davanın ise 09.08.2021 tarihinde açıldığı, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince davanın kadastro tespitine itiraz olarak nitelendirilerek 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği değerlendirilmesinde bulunulduğunu, talep konusunun ise yüzölçümünün düzeltilmesi olduğunu, eldeki davada kadastro kayıtları haritalar ve hava fotoğrafları da getirtilerek keşif yapılması, yüzölçümünde hata bulunup bulunmadığı, tevzi haritasının uygulanmasında yanlışlık bulunup bulunmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekirken davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiğini, talep konusu dikkate alındığında hak düşürücü süre bulunmadığını, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verildiğini, ayrıca davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı ve hükmedilen vekalet ücretinin fahiş olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 105 ada 32 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı ve tapu kaydı incelendiğinde, taşınmazın davacı ... ve dava dışı ... adlarına eşit hisseli şekilde tespit ve tescil edildiği, dolayısıyla davacının ½ pay sahibi olduğu, taşınmazın diğer paydaşı tarafından usulünce açılmış bir dava bulunmayıp davacı tarafından tescili istenen bölümün paydaşı olunan 105 ada 32 sayılı parselin devamı niteliğinde olduğu belirtilerek dava açıldığı, dava sonucunda verilen hükmün diğer paydaşın hukukunu etkileyeceği, davanın tüm paydaşlar tarafından ya da davacı tarafından sadece paya yönelik olarak da açılmadığı, taşınmazın tamamına yönelik sonuç doğuracak şekilde karar verilemeyeceği, her ne kadar Mahkemece hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de davada davacının aktif husumetinin bulunmadığı nazara alındığında nihai olarak davanın usulden reddine karar verilmesinde ve dava usulden reddedildiğine göre maktu vekalet ücreti takdir edilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiş, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine bakıldığında İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması, taraflarına ortaklığa temsilci atanması ya da talep sonucunun taşınmazın tamamına mı yoksa paya yönelik mi olduğunun açıklattırılması gerektiğini, bu yasal haklar tanınmaksızın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucu; ... mevkii çalışma alanında bulunan dava konusu 105 ada 25 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosu kesinleşme tarihinin 01.09.1995 olduğu, davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 09.08.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
3.Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...