Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5838 E. 2025/1154 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi taksim ve haricen satın alma iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil talebi ile bu talebin reddi halinde bedel iadesi isteminin, hak düşürücü süreye tabi olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve hak düşürücü sürenin dava şartı olarak yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1950 E., 2024/1172 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çameli Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/57 E., 2022/13 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların muris babalarının Denizli ili, Çameli ilçesi, ... Mahallesinde kain 105 ada 44, 45 ve 46 parsel sayılı taşınmazları sağlığında kadastro öncesinde çocukları arasında fiilen paylaştırdığını, davalıların taksimen kendilerine düşen yerleri haricen satış senetlerine istinaden davacıya sattıklarını ancak tapuda ferağa yanaşmadıklarını, satış suretiyle ortaklığın giderilmesi davası açılması üzerine eldeki davayı açtıklarını ileri sürerek davalıların satış senetlerinde davacıya sattıkları kısımların tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, olmazsa davacının satın aldığı kısımların bedelinin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalı ...'ın davacıya taşınmaz satmadığını, sunulan satış senedi fotokopilerinin gerçeğe aykırı ve sahte imzalı olduğunu, 10 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ... ön inceleme duruşmasındaki beyanında; muris babalarının, sağlığında fiilen paylaşım yaptığını, dava konusu taşınmazları davacıya satmadığını, başka yerden sattığı taşınmazların da davacı adına tespit edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların muris ... adına tespitine dair kadastro tutanaklarının itiraz edilmeksizin 18.04.1996 tarihinde kesinleştiği, davanın açıldığı 23.05.2021 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteminin reddine, hakkın özünün hak düşürücü süreye uğradığı gerekçesiyle terditli bedel isteminin reddine karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf isteminde bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların 18.04.1996 tarihinde kesinleşen kadastro tespiti ile davalılar adına değil, tarafların o tarihte sağ babaları ... adına tespit ve tescil edildiği, taşınmazların 2016 yılında mirasçılara intikâl ettiği, murisin çocuklarına yaptığı bağış ve fiili taksim iddiasının muris adına yapılan tespite itirazı içermesi nedeniyle kadastro öncesi sebebe dayandığı, dava tarihine kadar hak düşürücü sürenin geçtiği, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2023/4890 Esas, 2023/6303 Karar ve 2022/4685 Esas, 2023/5014 Karar sayılı ilâmlarına istinaden hakkın özünün düşmesi sebebiyle buna dayanılarak ileri sürülen tazminat isteğinin de dinlenemeyeceği gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının haricen satışla davalılara ödediği bedel isteminin hak düşürücü süreye tabi olmadığını, davacının davalılardan yerlerini haricen satın alırken ödediği terditli bedel isteminin kabulü gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.

B.Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi taksim ve haricen satın alım nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dava konusu Denizli ili, Çameli ilçesi, ... Mahallesinde kain; 105 ada 44, 45 ve 46 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sonucunda 25.06.1993 tarihinde 14.09.1942 tarihli ve 150 sıra nolu tapu kaydına istinaden tarla vasfıyla tarafların o tarihte sağ olan murisi ... adına tespit edildiği, 18.03.1996 ilâ 17.04.1996 tarihleri arasındaki askı ilân süresi içinde dava açılmaksızın tespitin 18.04.1996 tarihinde kesinleştiği ve taşınmazın ... adına tescil edildiği, ...'in 03.11.2004 tarihinde ölümü üzerine bizzat davacının istemiyle 23.08.2016 tarihli ve 2072 yevmiye sayılı intikâl işlemi sonucu tarafların da aralarında bulunduğu mirasçılar adına iştirak hâlinde tescil edildiği anlaşılmakla, kadastro tutanağının kesinleştiği 18.04.1996 tarihi ile davanın açıldığı 23.05.2021 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12/3. maddesinde belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.