"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1038 E., 2023/1460 K.
HÜKÜM/KARAR : Usulden Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/36 E., 2023/231 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ve atalarının 500 yıldır zilyetliklerinde bulunan Kastamonu ili, ... ilçesi, ... köyünde kain 149 ada 12 parsel, 116 ada 30 parsel ve 112 ada 74 parsel sayılı taşınmazların hataen davalı Hazine adına; 149 ada 5 parsel, 116 ada 40 parsel sayılı taşınmazların ise hataen davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek davalılar adına tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazların davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin 2009 yılında kesinleştiğini, 149 ada 12 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına değil davacının oğlu ... adına tespit ve tescil edildiğini, dava konusu taşınmazlarda davacının zilyetliği ve imar-ihyasının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu 116 ada 40 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olduğunu, hak düşürücü sürenin geçtiğini, 149 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olmadığını, ancak davacıyla da ilgisi olmayıp, dava dışı üçüncü kişiler Nail Kaybandıoğlu ve ...'na ait olduğunu, onlar istedikleri zamanda tapuda devretmeye hazır olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı köy tüzel kişisi temsilcisi süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olup 04.04.2023 tarihli duruşmadaki beyanı ile davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. Kastamonu Kadastro Mahkemesinin 14.12.2022 tarihli ve 2022/27 Esas, 2022/44 Karar sayılı kararı ile; davaya konu taşınmazlara ait tesis kadastrosu tutanaklarının 19.03.2009 tarihinde kesinleştiği, davacının yenileme kadastrosuna değil tesis kadastrosuna itirazının bulunduğu, mülkiyete ilişkin ihtilâfların Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi olduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddi ile Kastamonu Kadastro Mahkemesinin görevsizliğine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 20 nci maddesi uyarınca süresinde talep edilmesi hâlinde dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar veilmiştir.
2. Görevsizlik kararı üzerine; Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.04.2023 tarihli ve 2023/36 Esas, 2023/231 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazların tesis kadastrolarının 2009 yılında kesinleştiği, eldeki davanın on yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.04.2023 tarihli ve 2023/36 Esas, 2023/231 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ...'in kötü niyetli şekilde davacıyı yanıltarak davacının zilyetliğinde ve tarım arazisi olarak kullandığı 149 ada 12 parsel, 116 ada 30 parsel ve 112 ada 74 parsel sayılı taşınmazların davalı Hazine adına ham toprak vasfıyla tespitini sağladığını, 04.04.2023 tarihli celsede davalı ...'in davacının 1,5 dönüm yerinin kendi üzerine yazıldığını kabul ettiğini ancak davacının ilgilenmediğini söylediğini ileri sürerek Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.04.2023 tarihli ve 2023/36 Esas, 2023/231 Karar sayılı kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.11.2023 tarihli ve 2023/1038 Esas, 2023/1460 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının 19.03.2009 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 06.09.2022 tarihinde açıldığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.11.2023 tarihli ve 2023/1038 Esas, 2023/1460 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 149 ada 12 parsel, 116 ada 30 parsel ve 112 ada 74 parsel sayılı taşınmazların atalarından itibaren 500 senedir davacı tarafından kullanıldığını, köy muhtarının yanlı tutumu nedeniyle taşınmazlarının davalılar adına hatalı şekilde tespit edildiğini, davalı ...'in 04.04.2023 tarihli celsede davacının bir buçuk dönüm yerinin hataen kendisi adına tespit edildiğini ancak davacının ilgilenmediğini söyleyerek kısmen davayı kabul ettiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesinin 02.11.2023 tarihli ve 2023/1038 Esas, 2023/1460 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılarak Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.04.2023 tarihli ve 2023/36 Esas, 2023/231 Karar sayılı kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Kastamonu ili, ... ilçesi, ... köyünde kain 116 ada 30 parsel ve 112 ada 74 parsel sayılı taşınmazların senetsizden ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına; 149 ada 5 parsel ve 116 ada 40 parsel sayılı taşınmazların senetsizden tarla vasfıyla davalı ... adına; 149 ada 12 parsel sayılı taşınmazın ise 28.05.2008 tarihinde davacı babasından hibe senediyle devraldığı sebebiyle senetsizden tarla vasfıyla davacının oğlu olan dava dışı ... adına 19.07.2008 ilâ 13.01.2009 tarihleri arasında tespit edildiği, dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının aynı gün askı ilâna çıkarak 19.03.2009 tarihinde kesinleştikleri anlaşılmakla dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleştiği 19.03.2009 tarihi ile davanın açıldığı 06.09.2022 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
..