Logo

1. Hukuk Dairesi2024/620 E. 2025/924 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin uyuşmazlıkta, taşınmazın muris tarafından sağlığında yapıldığı iddia edilen taksim neticesinde davacıya mı, yoksa davalıya mı ait olduğunun tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm kısmında vekalet ücreti hususunda sehven maddi hata yapılarak davalıdan alınacak vekalet ücretinin davacıya verilmesine karar verilmesi nedeniyle, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/295 E., 2023/1172 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/138 E., 2018/375 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; Karadeniz Ereğli ilçesi, Bayat köyünde kain 230 ada 3 parselde kayıtlı taşınmazı, tarafların babaları ... ...'in sağlığında 6 çocuğu arasında yapmış olduğu taksim sonucunda davacı müvekkile bıraktığını, kadtro çalışmaları sırasında davacının yokluğundan yaralanan davalının kadastro memurlarını yanıltarak taşınmazın 1/2 payının kendi adına tespit edilmesini sağladığını ileri sürerek davalı adına haksız tescil edilmiş 1/2 payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; hak düşürücü sürenin geçtiğini, 1995 yılında muris babasından kalan taşınmazları tüm mirasçıları olan 6 kardeş aralarında taksim ettiklerini, yapılan taksim sonucunda dava konusu 2 katlı ev ve bahçesinin davacı ile birlikte 1/2 hisse olarak kendisine kaldığını, taşınmazı malik sıfatıyla kullandıklarını, taşınmazdaki keşifte göstereceği fındık ocaklarının bulunduğu kısmın davacıya ait olduğunu kabul ettiğini, bu kısımla ilgili dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama giderleri ve vekalet ücretinin tarafına yükletilmeyip reddine, bu kısmın dışında kalan bahçe ve 2 katlı evle ilgili açılan haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın tarafların murislerinden kalan taşınmaz olduğunu, babaları ...'in 1993 yılında vefat ettiğini, anneleri Hava ...'in ise 1994 yılında vefat ettiğini, tarafların murisleri sağken kardeşlerin bir araya gelerek içinde dava konusu taşınmazın da bulunduğu taşınmazları kendi aralarında taksim ettikleri, taksim neticesinde dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan taşınmazın alt tarafındaki bostan ve fındıklığın davacı ...'ye, taşınmaz üzerinde bulunan evin zemin katının davalı ...'e, üst katının ise davacı ...'ye bırakıldığının gerek mahalli bilirkişi gerekse taraf tanıklarının birbirlerini destekleyen beyanları ile sabit olduğu,

davalı ...'in evin alt katına bir takım masraflar yaptığı dosya kapsamına göre davalı tarafından yapılan bu masraflara davacının herhangi bir itirazında bulunmadığı, evin tamamı ile evin yanında bulunan garaj, su deposu ve ahırın bulunduğu yerin davacıya taksim sonucu kaldığı hususunun dosya kapsamı itibarı ile mahalli bilirkişi ve tanık beyanları da dikkate alındığında davacı tarafından ispatlanamadığı belirlenerek davanın kısmen kabulü ile 230 ada 3 parsel sayılı taşınmazın, 16.06.2017 havale tarihli fen bilirkişilerinin raporu ekindeki (3/B) harfi ile gösterilen 334,65 m² ve (3/C) harfi ile gösterilen 920,57 m² lik kısımların (3/B(334,65 m²)+3/C(920,57 m²)=1.255,22 m²) ifrazı ve davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adanın son parsel numarası verilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin (3/A ve Ahır yerine ilişkin) talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece usulünce yapılan keşif, alınan bilirkişi raporları, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile bu beyanları destekleyen davalının beyanları ile sabit olduğu, aynı bilirkişi raporunda (3/A) harfi ve ahır olarak gösterilen 335,23 m2 lik kısmın tarafların ortak murisi olan ...'den geldiği, murisin sağlığında bu yerleri taksim ettiği, taksim sonucunda bu kısımların müştereken davacı ile davalıya kalıp halen de bu şekilde kullandıklarının anlaşıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 15. maddeleri uyarınca dava konusu taşınmazın bu kısımlarının tarafların müşterek zilyetliğinde olduğu, Mahkemece usulünce yapılan keşif, alınan bilirkişi raporları, dinlenen yerel bilirkişi ve özellikle aile arasında taksim olayını bilebilecek en iyi kişiler olan tarafların kardeşleri tanıklar ..., ... beyanları sabit olduğu ve davanın kabul ve ret oranına göre taraflara verilen vekalet ücretlerinin de doğru olduğu belirlenerek davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanlarının davalı ...'in evin alt katında geçici olarak oturduğu, ahırı geçici olarak yaptığı, dava konusu taşınmazın tamamen davacı ...'e bırakıldığı yolunda olduğunu, murisin her bir çocuğuna o bölgede birer taşınmaz düşecek şekilde taksim yaptığını, muris tarafından taksim neticesi o bölgede davalıya dava konusu taşınmazın alt tarafında bırakılan taşınmaz olduğunu, tarafların kardeşi olan tanıkların ise davacı müvekkil ile dargın oldukları için davacının aleyhine olacak şekilde beyanda bulunduklarını, kardeş olan tanıkların beyanlarının birbiri ile çeliştiğini, dava değerini belirleyen inşaat bilirkişisi raporunun tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına aykırı olduğunu, taşınmaz üzerindeki evin köy evi olduğunu, yıkılacak durumda olduğu halde köy yapısına göre değerlendirme yapılmadığını, dava değerini belirleyen bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; elektrik ve su aboneliklerinin davalı adına olmasının dava konusu taşınmaza davacı ile birlikte 1/2'şer malik olduklarını gösterdiğini, bilirkişi raporunda fındıklık olarak kullanılan ve (3/C) rumuzu ile belirtilen 920,57 m2 kısmın davalının cevap dilekçesinde davacıya ait olduğunu belirttiği ve kabul ettiği fındık ocaklarının bulunduğu kısım olduğunu, davalının bu kısım ile ilgili dava açılmasına sebebiyet vermediğinden bu kısım ile ilgili harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmemesi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararında "...Davalı işbu davada kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, reddedilen edilen dava değeri (53.972,82 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13. maddesine göre 6.287,01 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine..." denildiğini, bu kısımla ilgili sehven yazım hatası yapıldığını "...davacıdan alınarak davalıya verilmesine..." olarak düzeltilmesi gerekirken istinaf kararında "...davanın kabul ve ret oranına göre taraflara verilen vekalet ücretleri de doğru olduğu göz önünde bulundurularak..." denilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Verilen kararın hüküm kısmının 7. maddesinde "Davalı işbu davada kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, reddedilen edilen dava değeri (53.972,82 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13. maddesine göre 6.287,01 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, " şeklinde yazılmış ise de, bu yazımın maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmış olup yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370. maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı tarafın tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı tarafın temyiz itirazının değinilen nedenden ötürü kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi Kararının hüküm fıkrasının) (7) numaralı bendinde yer alan “ davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin çıkartılarak yerine “ davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.