Logo

1. Hukuk Dairesi2024/623 E. 2024/2119 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davası ile el atmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkin karşı dava.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının kadastro tespiti ve kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açma hakkını kullanmadığı ve davalının da tapu kaydı ve zilyetliği ile korunan mülkiyet hakkına sahip olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/377 E., 2023/1174 K.

HÜKÜM/KARAR : Asıl Dava Ret-Karşı Dava Kabul/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bartın 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/105 E., 2021/213 K.

Taraflar arasındaki asıl davada tapu iptali ve tescil, karşı davada ise men-i müdahale ve kal isteğine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın ise kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA

1.Davacı- karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Bartın ili, ... köyü 104 ada 34 parsel sayılı taşınmazdaki tüm hak ve hisselerin davacıya ait olduğunu, davaya konu 104 ada 35 parselde ise davacının evinin bulunduğunu, evin bulunduğu alanın davacıya ait 104 ada 34 parsel içerisinde kalması gerektiğini, ne var ki kadastro sırasında davacının evinin olduğu taşınmaz bölümünün 104 ada 35 parsel sayılı taşınmaz sınırları içerisinde davalı adına tescil edildiğini beyan ederek 104 ada 35 parselin çekişmeli bölümü yönünden tapu iptali ve tescilini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı; davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan işgal suretiyle inşa edilen evin, maliki olduğu 104 ada 35 parsel sayılı taşınmaz üzerinde haksız el atma teşkil ettiğini beyanla 104 ada 35 parsele olan müdahalenin men'ine, tecavüzlü yapılar ve eklentilerinin kal'ine, yine taşınmaz üzerinde yer alan su kuyusuna davacının yaptığı müdahalenin men'ine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Asıl davada davalı ...; 104 ada 35 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olduğunu, taşınmazın tarafına intikalen babadan kaldığını, davacı- karşı davalının ise 104 ada 34 parselin maliki olduğunu, davacının hakkı olmayan taşınmaza tecavüzde bulunduğunu ve tapu iptali ile tescilini talep ettiğini; ancak yörede yapılan kadastro tespitlerinin üzerinden 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğini, bu nedenle tapu iptali ve tescil talebinin dinlenemeyeceğini belirterek asıl davanın reddini savunmuştur.

2. Karşı davada davalı ... vekili; davacıya ait yapının bulunduğu bölümün mülkiyet hakkının müvekkiline ait olduğunu, haksız el atmanın olmadığını, zilyetliğin geçerli bir hakka dayandığını belirterek karşı davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; nispi harcın tamamlanması gereğine değinilen usule ilişkin kaldırma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl dava yönünden davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, karşı davanın ise kabulüne, çekişmeli 104 ada 35 parsel sayılı taşınmaz üzerinde fen bilirkişinin 01.04.2019 tarihli krokili raporuna göre (A) harfi ile gösterilen 170,97 metrekare yüz ölçümündeki tecavüz olunan kısım yönünden müdahalenin men-ine, müdahale eden bina ve bina kısımlarının kal-ine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde; keşif esnasında dinlenen tanıkların beyanlarının dikkate alınmadığını, tüm tanıkların beyanları ile davanın ispat edildiğini, 104 ada 34 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğunu, davaya konu 104 ada 35 parselde ise davacının evinin bulunduğunu, evin bulunduğu alanın davacıya ait 104 ada 34 parsel içerisinde kalması gerektiğini, ne var ki kadastro sırasında davacının evinin olduğu taşınmaz bölümünün 104 ada 35 parsel sayılı taşınmaz sınırları içerisinde davalı adına tescil edildiğini, davacı ile davalının tüm masrafları beraberce karşılayarak birlikte duvar ile sınır ördüklerini, bu durumun dahi mevcut kullanıma davalının gösterdiği rızanın ispatına yeterli olduğunu, mevcut halin devamı durumunda davalı yararına sebepsiz zenginleşmenin doğduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl dava yönünden kadastro öncesi nedene dayanıldığı, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 12.12.1976 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 19.04.2018 tarihinde açıldığı, hal böyle olunca asıl dava yönünden hak düşürücü sürenin geçtiği, karşı dava yönünden ise çekişmeli 104 ada 35 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosu nedeniyle davalı-karşı davacı adına kayıtlı olduğu, yapılan keşif, yerel bilirkişi ve dosya kapsamına göre göre bilirkişi rapor ve krokisinde davacıya ait taşınmazda belirtilen kısımlarda davalıya ait 2 katlı kagir evin bir kısmı (A) harfi ile gösterilmek suretiyle müdahalede bulunulduğu, davacının malik sıfatıyla davalının bu el atmalarının önlenmesine ve müdahaleye konu yapıların kâlini isteyebileceği, bu haliyle mevcut tapu kaydı ve çap iptal edilmedikçe mülkiyet hakkına üstünlük tanınması gerektiği, böylece davalının haklı bir nedene dayanmaksızın el atılan kısımları kullandığının sabit olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalının istinaf başvurusunun hem asıl dava hem karşı dava yönünden esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil; karşı dava ise el atmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü, 14 üncü maddeleri,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 683 üncü ve 713 üncü maddesi,

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucu; Bartın ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan eski 559 parsel yeni 104 ada 35 parsel sayılı 803,71 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, tarla vasfıyla kazandırıcı zamanaşımı sebebiyle davalı-karşı davacı adına tescil edilmiştir. Davacı-karşı davalı kadastro tespitinden önceki sebebe dayanarak tapunun iptali ve kendi adına tescilini, davalı-karşı davacı ise elatmanın önlenmesi ve kal talep etmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.