Logo

1. Hukuk Dairesi2024/642 E. 2025/752 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İmar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla zilyetliğe dayalı tapu tescil davasında, taşınmazın zilyetlikle iktisabı için gerekli şartların oluşup oluşmadığı ve davanın yasal hasımlar aleyhine açılıp açılmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bozma kararında belirtilen hususlara uyulmadan, mera araştırması yapılmadan, taşınmazın toplulaştırma sonrası durumu ve yasal hasım hususları gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmeyerek bozma ilamına uyulmaksızın verilen karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/1156 E., 2023/2739 K.

Bozma kararına uyularak verilen Mahkeme kararının davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ...; mevki ve yönlerini dava dilekçesinde bildirdiği yörede 1971 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında kıraç arazi niteliğiyle tescil harici bırakılan taşınmazın imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmıştır.

II. CEVAP

Davalılar aşamalarda; dava konusu taşınmazın zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, davacı yararına zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.11.2014 tarih, 2011/28 Esas, 2014/716 Karar sayılı kararıyla; davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 35.488,48 metrekare yüz ölçümündeki bölümün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1.Mahkemenin yukarıda anılan kararının süresi içerisinde davalı Hazine vekili, Haliliye Belediye Başkanlığı vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 07.05.2015 tarih, 2015/31 Esas, 2015/5750 Karar sayılı ilamıyla; dava konusu taşınmazın mera parseline komşu olduğu gözetilerek yöntemince mera araştırması yapılması, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi hususunda hava fotoğraflarından istifade edilmesi, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve diğer yönlerden mera parselinden nasıl ayrıldığı, arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususlarının özellikle irdelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.

2. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile; davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 09.12.2013 tarihli rapor ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen, toplulaştırma çalışmaları sırasında 547 parsel olarak Hazine adına tescil edilen ve ve uygulama sonucunda oluşan 108 ada 9 parsel ve 127 ada 1 parsellerde kalan dava konusu 35.488,48 metrekare yüz ölçümlü alanın yasal kesintisi yapıldıktan sonra kalan miktarının hissesi oranında davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1.Davalı Hazine vekili; somut olayda hukuki niteliği itibariyle imar ve ihyaya muhtaç olan çekişmeli taşınmaz yönünden ihyanın hangi tarihte tamamlandığı belirlenmeden, davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı tereddütsüz ortaya konulmadan eksik inceleme sonucunda davacının talebini de aşacak şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili; gelen hava fotoğraflarının yöntemine uygun şekilde incelenmediğini, dava konusu taşınmazın sınırlarında mera parseli bulunduğunu ve bu nitelikte yerlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup zilyetlikle edinilemeyeceğini, davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığını, davalı İdarenin eldeki dava yönünden taraf sıfatının bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

1.Kadastro sonucunda Şanlıurfa ili, Merkez ilçesi, Üçkonak köyü sınırlarında yer alan dava konusu taşınmaz kıraç niteliğiyle tescil harici bırakılmış, dava tarihinden sonra 547 parsel numarasıyla ihdasen tapuya tescil edilmiş, bilahare toplulaştırma suretiyle dağıtılmıştır.

2.Davacı imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın adına tescili isteğinde bulunmuş, Mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki bozma ilamına uyulduğu halde gerekleri yerine getirilmediği gibi, yapılan araştırma ve inceleme de son derece yetersizdir.

3. Hükmüne uyulan bozma ilamında açıkça mera araştırması gereğine değinildiği halde bu yön üzerinde durulmamış, komşu köylerden dinlenecek yerel bilirkişilerden taşınmazların kamu orta malı niteliğinde olup olmadığı sorulup saptanmadığı gibi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi tarafından çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve diğer yönlerden mera parselinden nasıl ayrıldığı, arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususunda araştırma yapmaksızın tanzim ettikleri rapor hükme esas alınmış; jeodezi mühendisi bilirkişinin son derece soyut ve yetersiz raporuna itibar edilmiş; öte yandan davacının iddiasına konu taşınmaz bölümünün ihdas edildikten sonra toplulaştırma suretiyle dağıtıldığı anlaşılmasına karşın, taşınmazın son durumu belirlenip toplulaştırma haritası ve ekleri getirtilerek yöntemince incelenmeden hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.

4. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için dava konusu taşınmazı kapsamına alan toplulaştırma çalışmasının ekleri ve haritaları getirtilmeli, bundan sonra yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, komşu kadastro çalışma alanındaki mahalle ya da köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıkları ile üç ziraat mühendisi, kadastro fen bilirkişisi, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak uzman bilirkişi kurulu marifetiyle taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalıdır.

5. Keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın kime ait olduğu, öncesi itibariyle niteliğinin kamu orta malı vasıflı yerlerden olup olmadığı, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmaz ile komşu mera parseli arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmelidir.

6. Ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş ve mera parselleri ile müşterek sınırlarını gösteren fotoğraflarının da yer aldığı, taşınmazı komşu parsellerle birlikte ele alan, mera ile arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını, taşınmazın öncesini ve mevcut niteliğini açıklayan, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.

7. Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi heyetine dosya kapsamında yer alan stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak dava konusu taşınmazların konumunun hava fotoğraflarında gösterilmesi istenmeli, komşu mera parselleri ile taşınmazlar arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığının, imar-ihyaya muhtaç olup olmadığının, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyasına ne zaman başlanıldığının ve hangi tarihte tamamlandığının belirlenmesine çalışılmalıdır.

8. Fen bilirkişisine keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, özellikle komşu parsellere revizyon gören kayıtların çekişmeli taşınmazların bulunduğu yönü ne olarak okuduğu hususunda araştırmayı içeren ve taşınmazın toplulaştırma çalışmaları yapıldıktan sonra hangi parsellere isabet ettiğini belirtir şekilde rapor ve harita düzenlettirilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.

Değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi eldeki davanın tapusuz taşınmazın tescili isteğiyle açılıp yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın ihdasen tapuya tescil edilmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil hüviyetine büründüğü, bu nitelikte davaların kayıt maliki aleyhine yürütüleceği gözetilerek yasal hasım olarak davaya dahil edilen Belediye Tüzel Kişilikleri yönünden davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiği hususu da gözetilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekili ile davalılar Haliliye Belediye Başkanlığının temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Başkanlığına iadesine,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

19.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.