"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1401 E., 2021/858 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yığılca Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/62 E., 2020/47 K.
Taraflar arasındaki tapu kaydının iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, 196 ada 9 parsele yönelik karar verilmesine yer olmadığına, 196 ada 10 parsele ilişkin davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I .DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, ... ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 196 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tamamı davacıya ait olmasına rağmen hatalı olarak yarı hissesinin köy tüzel kişiliği adına tescil edildiğini ileri sürerek irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kaydının iptali ve davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
Davacı vekili yargılama sırasında 21.10.2019 tarihli dilekçe ile maddi hata yaptıklarını açıklayarak dava konusu ettikleri taşınmazın 196 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu belirterek ıslah talebinde bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi yargılama sırasında davanın reddini istemiştir.
Davalı ... Tüzel Kişiliği temsilcisi yargılama sırasında davayı kabul etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı taraf iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, İlk Derece Mahkemesinin, kadim tarihten beri davacının zilyet olduğunu tespit ettiğini, davacının atalarından gelen ve 1969 yılından itibaren 50 yıldır malik sıfatıyla zilyet olduğunu taşınmazın köy tüzel kişiliği ile hiçbir ilgisinin olmadığının beyanlarla sabit olduğunu, köy halkı veya köy muhtarlığı tarafından davacıya bir müdahalede bulunulmamış olmasının açık bir biçimde taşınmazın köyün değil davacıya ait olduğunu gösteren bir karine olduğunu, mülkiyetin kazanılma anının belirlenmesi gerektiğini, Mahkemenin taşınmazda uzun süredir tarımsal faaliyet yapılmadığı şeklindeki gerekçesinin çelişkili ve yasal olmadığını, babasının 1969 yılında vefatından sonra 1989 yılında davacının taşınmazın mülkiyetini kazandığını, bu hususta aksine hiçbir beyan iddia tespit ve karine olmadığını, davacının köyde evi-ahırı-samanlığı olduğunu, davacının eski evini yıkıp evini dava tarihinden 35 sene önce 1983 yıllarında yaptığını, davacının aynı köyde birçok tapusunun olduğunu, köyde aynı 2009 kadastrosu ile aynı hukuki ve fiili sebebe dayalı olarak davacı adına otuza yakın taşınmaz tescil edilerek tapu verildiğini, bu tescilden birinin de dava konusu taşınmazın dava dışı kalan kısmı olduğunu, bu taşınmazlarla ilgili 11 yıl geçmiş olmasına rağmen davacının malik ve zilyet olmadığını iddia eden dava açan bir kişinin bile olmadığını, ziraat bilirkişisinin dikkate alınmadığını, taşınmazın bir kısmının köy tüzel kişiliğinin adına kayıtlı olmasının da tamamen dayanağını yitirdiğini, köy tüzel kişiliğinin köyde bir kişi ile bir taşınmazı kadim zamandan beri hisseli müşterek olarak kullana gelmesinin rastlanan bir durum olmadığı gibi köye ait taşınmazlara bakıldığında da bu yönde bir örneğin olmadığını, Hazineye izafeten davalı Yığılca Mal Müdürlüğünün de somut delil sunarak davaya karşı çıkmadığını, bu nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 169 ada 9 parsel sayılı taşınmazın sonradan ıslah dilekçesi ile dava konusu hale getirilmesinin mümkün olmadığı, fen bilirkişi raporunda dava konusu 169 ada 10 parsel sayılı taşınmazda (B) harfi ile gösterilen 518,74 m2'lik kısmın evveliyatında davacının babasına ait olduğu babasından da davacıya kaldığı ve davacı tarafından kullanılmaya devam edildiği, taşınmazın davacı ve üst soyu tarafından en az 40-50 yıldır kullanıldığı, bilirkişi raporlarına göre üzerinde meyve ve fındık ağaçlarının bulunduğunun belirtildiği,davacının kadastro tespitinden önce 20 yıldan fazla davasız, aralıksız malik sıfatıyla zilyet olduğu, dava konusu yerde arpa, buğday ekmek ve fındık bahçesi yapmak suretiyle tarımsal faaliyette bulunduğundan zilyetliğinin ekonomik amaca uygun olduğu, 3402 sayılı Yasa'nın 14 üncü maddesi uyarınca zilyetlikle mülkiyeti kazanma şartlarını gerçekleştirdiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, davacının ıslah dilekçesi ile dava ettiği 169 ada 9 parsele yönelik taşınmaz hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu 169 ada 10 parsele ilişkin davanın kısmen kabulüne, 169 ada 10 parselde 20.11.2019 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) Harfi ile gösterilen 518,74 m2 yüz ölçümündeki kısma ilişkin davalı ... Köyü Tüzel Kişiliğine ait 1/2 payın tapu kaydının iptali ile bu kısmın tamamen davacı adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, kısmen ret kararının ve karar verilmesine yer olmadığı kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 195 ada 32, 33 parsel ile 196 ada 9 parsel sayılı taşınmazın (C) harfi ile gösterilen kısmı ve 196 ada 10 parsel sayılı taşınmazın (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısmının önceden bir bütün olduğunu, 1960 yılında yolun taşınmazı ikiye böldüğünü, davacının 195 ada 32 ve 33 parsel sayılı taşınmazı eniştesine sattığını kalan kısmı kullanmaya devam ettiğini,davanın bu kısma yönelik açıldığını,bu noktada parsel numarasının yanlış ve eksik gösterilmesinin maddi hata olduğunu, yapılan düzeltme ile hasmın değişmediğini, davacının keşifte dava konusu ettiği taşınmazın sınırlarını tereddütsüz gösterdiğini, bir bütün olan taşınmazları davacının 40-50 yıldır kullandığına göre taşınmazların bir kısmına yönelik kabul bir kısmına yönelik ret kararı vermesinin isabetsiz olduğunu, taşınmazın bir kısmında sel olması nedeniyle davacının ziraat yapmamasının, kazandığı mülkiyet hakkını ortadan kaldırmayacağını, davacının davasını ispatladığını, mahalli bilirkişilerin ve tanık beyanlarının lehe olduğunu,taşınmaz üzerinde 30-40 yaşlarında muhtelif ağaç olduğunu, fındık ocaklarının olduğunu, ormanlık olan köyde sınırlı olan toprak alanının kullanılmamasının mümkün olmadığını, ziraat bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazların 4. sınıf tarım arazisi olduğunun belirtildiğini ve resen görülecek eksiklikler nedeniyle kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu kaydının iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16, 17 ve 18 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ıncı ve 713 üncü maddeleri
3. Değerlendirme
Kadastro çalışmaları sonucunda Düzce ili ... ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 196 ada 10 parsel sayılı 816,18 m2 taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle komisyon kararı ile müştereken davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği ile davacı ...
adlarına tapuya tespit ve tescil edilmiştir. Islah dilekçesiyle davaya dahil edilen 196 ada 9 parsel sayılı 307,36 m2 taşınmaz çalılık vasfıyla Hazine adına tapuya tespit ve tescil edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi gerekçeli karar kısmında çekişmeli 196 ada 9 ve 10 parsel diye belirtilmiş olmasına rağmen, hüküm kısmında 196 ada yerine 169 ada olarak yazılmış ise de bu hata mahallinde düzeltilebilecek maddi hata olduğundan bozma sebebi yapılmamış eleştirilmekle yetinilmiştir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 368,30 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.