Logo

1. Hukuk Dairesi2024/664 E. 2024/2448 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespit tutanağının kesinleşme tarihi ile dava açma tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve hak düşürücü sürenin dava şartı niteliğinde olup re'sen gözetilmesi gerektiği değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2026 E., 2023/1666 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tortum Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/156 E., 2023/3 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın katılma yolu ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince 11.09.2023 tarihli ek karar ile istinaf harç ve giderlerinin ödenmemesi sebebiyle davalı tarafın istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Erzurum ili, ... ilçesi, ... Mevkiinde kain 500 ada 56 sayılı parselde bulunan taşınmazın babaları mirasbırakan ...'den kaldığını, geçerli miras taksimi olmadığı hâlde kadastro çalışmaları sırasında senetsizden, cedden intikalen ve taksimen geldiği yazılarak davalı adına tespit ve tapuya tescil edildiğini, terekeyi yalnızca mirasçı erkeklerin paylaştığını, mirasçı kadınlara paylaşımda yer verilmediğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına tapu kaydının iptali ve miras payı oranında adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava hakkının hak düşürücü süreye uğradığını, dava konusu taşınmazın terekeye dahil olmadığını, malikinin amcaları ... olduğunu, amca ...'nın 25.06.1996 tarihli vasiyetnamesiyle davalıyı art mirasçı atadığını, tespit sırasında taşınmaz davacının babası ... zilyetliğinde olduğu için tutanakta ...'ın davalı oğluna hibe ettiğine dair ifadenin yazıldığını, davacının dedesi ... öldükten sonraki taksim sonucu davalıya verilen 46 sayılı parselin 1/4'ünün 45 parsel sayılı taşınmazdan değerli olduğunu, davalının babası olan dava dışı ...'in 1997 yılında kardeşi ...'dan payını satın aldığını, davacı tarafından ibraz edilen 25.02.1997 tarihli arazi alım satım sözleşmesinin dava konusu taşınmazla ilgili olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.01.2023 tarihli ve 2022/156 Esas, 2023/3 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının 02.09.2010 tarihinde kesinleştiği, davanın açıldığı 02.09.2022 tarihinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesince belirlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve vekâlet ücretine yönelik olarak katılma yoluyla davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesini tekrar etmekle İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı vekili süresi içinde katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesiyle; cevap dilekçesini tekrar etmekle dava hak düşürücü süre nedeniyle reddildiği için davalı lehine nispi 100 TL değil maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle vekâlet ücreti yönünden İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını istemiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince 11.09.2023 tarihli ek karar ile ihtara rağmen istinaf harç ve giderlerinin ödenmemesi sebebiyle davalı vekilinin vekâlet ücretine yönelik katılma yoluyla istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, ek karar davalı vekiline 16.09.2023 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı tarafından istinaf edilmemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 13.12.2023 tarihli ve 2023/2026 Esas, 2023/1666 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının 02.09.2010 tarihinde kesinleştiği, davanın açıldığı 02.09.2022 tarihinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesince belirlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesini tekrar ile miras taksimi yapılmadığını, mirasçı kız kardeşlerin mirastan mahrum bırakıldığını, usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. T.C. Anayasası'nın 141 inci maddesinin dördüncü fıkrası,

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 30 uncu maddesi,

3. 6100 sayılı Kanunun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 37 nci maddeleri,

4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 inci maddesinin üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların mirasbırakan babaları ...'in 23.08.1986 tarihinde öldüğü, dava konusu Erzurum ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... Mevkiinde kain 500 ada 56 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, 18,11 m2 yüz ölçümü ve kargir fırın vasfıyla davalının babası olan dava dışı ...'e cedden, intikâlen ve taksimen gelmesi, 2002 yılında fırının yapılması, 2005 yılında davalıya hibe edilmesi sebebiyle davalı adına 08.06.2010 tarihinde tespit edildiği, kadastro tutanağının 02.09.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 02.09.2010 tarihi ile davanın açıldığı 02.09.2022 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.