Logo

1. Hukuk Dairesi2024/66 E. 2025/328 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil talebi ile mümkün olmaması halinde muhdesat bedeli istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın davalı adına tescilinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olması ve davanın bu süreden sonra açılmış olması gözetilerek, tapu iptali ve tescil talebinin reddine, muhdesat tespiti talebinin ise hukuki yarar yokluğundan reddine, ancak davacının iyiniyetli olarak diktiği ağaçlar için muhdesat bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi yerinde görülerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1706 E., 2023/1277 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Seferihisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/46 E., 2023/245 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 16.01.2003 tarihinde 141 ada 49 parsel sayılı taşınmazı satın aldığını, taşınmazın 3. maliki olduğunu, 70 yıldır aynı sınırlar dahilinde kullanılan taşınmazın bir kısmının taşınmaza komşu davalı adına kayıtlı 141 ada 52 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığını öğrendiğini, dava konusu kısımda davacının dikmiş olduğu ağaçlar bulunduğunu ileri sürerek davalı adına kayıtlı 141 ada 52 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan kısmın davalı adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde dava konusu kısımda yer alan ağaçların davacı tarafından dikildiğinin tespiti ile muhdesat değerlerinin davacıya ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taşınmazların çapa bağlı olması nedeniyle taşınmazın davalıya ait olduğunu bildiğini ve taşınmazı haksız olarak işgal ettiğini, tapulu bir taşınmazın zilyetlikle edinilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu edilen kısımda dikilen ağaçların davacıya ait olduğunu ve asgari levazım değeri üzerinden muhdesat bedelinin davacıya ödenmesini kabul ettiklerini belirterek tapu iptali ve tescil davasının reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmaza ilişkin öğretide ve Yargıtayın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğunu gösterir herhangi bir olgunun bulunmadığı, böylelikle davacı yanın tapu iptali ve tescil talebinin hak düşürücü süre yönünden reddine; muhdesatın aidiyetine yönelik iddiasının ise hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine; davacı yanın muhdesat bedellerine yönelik tazminat isteminin ise Türk Medeni Kanunu'nun 723. ve 729. maddesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 61. ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmenin özel bir hali olduğu, dinlenen tanık beyanlarıyla uyuşmazlık konusu fidanların dava konusu taşınmaz üzerine iyiniyetli olarak dikildiğinin anlaşılması karşısında davacının iyiniyetli olarak söz konusu taşınmazdaki 1 adet şeftali ağacı, 2 adet erik ağacı ve 1 adet ıhlamur ağacının bedelini isteyebileceği gerekçesiyle davacının muhdesat bedeli talebinin kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının adına kayıtlı 141 ada 49 parsel sayılı taşınmazı kadastrodan sonra 2003 yılında çapa dayalı olarak satın aldığı ancak davacı tarafın kadastro öncesi dönemi de kapsar şekilde, dava konusu taşınmazın önceki maliklerinin 1950 yılından beri devam ettirdiğini ileri sürdüğü önceki maliklerin zilyetliklerine de dayandığı, 141 ada 52 (eski 468) parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin ise 14.05.1982 tarihinden önce hükmen kesinleşerek 14.05.1982 tarihli tapu tescil işlemi ile davalı ... adına tescil edildiği böylece eldeki davanın, 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra 27.01.2021 tarihinde açıldığının, davalı tarafın, dava konusu ağaçların davacı tarafça komşu 141 ada 49 parselin satın alınmasından sonra davacı tarafından dikildiğini kabul ettiğinin anlaşılması karşısında; Mahkemece tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine; muhtesat tespiti talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine, muhtesattan kaynaklı alacak talebinin kabulü ile 4.950,00 TL ağaç bedelinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu edilen kısmın 1950 yılından bu yana şu anda davacıya ait olan 49 parsel sayılı taşınmazla birlikte kullanıldığını, keşif sırasında hazır edilen mahalli bilirkişilerin dinlenmediğini, tanık beyanlarıyla dava konusu kısmın davacıya ait olduğunun anlaşıldığını, davalı taraf kabul ettiği halde muhdesatın davacıya ait olduğunun kabul edilmediğini, ayrıca muhdesatın değerinin düşük olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse muhdesatın tespiti ve alacak istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Kadastro sonucu İzmir ili, Seferihisar ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 141 ada 52 parsel (eski 468 parsel) sayılı 196,48 metrekare yüz ölçümündeki bahçe nitelikli taşınmaz hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına 18.09.1975 tarihinde tespit edilmiş, Mal Müdürlüğünün kadastro tespitine itirazı İzmir Tapulama Müdürlüğü'nün 19.01.1977 tarihli komisyon kararıyla reddedilmiş ve taşınmazın davalı adına 14.05.1982 tarihinde hükmen tescil edildiği anlaşılmıştır. Davacı 16.01.2003 tarihinde satın aldığı 141 ada 49 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının davalı adına kayıtlı 141 ada 52 parsel içerisinde kaldığı iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil, mümkün değilse muhdesatın tespiti ve alacak istemiyle dava açmıştır. Dava konusu taşınmazın 14.05.1982 tarihinde hükmen tescil edildiği, davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12/3 hükmünde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 27.01.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.