Logo

1. Hukuk Dairesi2024/710 E. 2025/1611 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Murisin sağlığında davalı oğluna yaptığı taşınmaz satışının muvazaalı olup olmadığı ve mirasçılardan mal kaçırma amacı taşıyıp taşımadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Murisin taşınmazı devrettiği davalı oğlunun, murisin bakımını üstlendiği, muris ile davacı arasında bir anlaşmazlık bulunmadığı ve murisin diğer mirasçılarının da devirden haberdar olduğu gözetilerek, davacıların muvazaa ve mal kaçırma iddiasını ispatlayamadıkları gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/467 E., 2024/41 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölcük 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/215 E., 2022/273 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra duruşma isteği değerden reddedilerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; mirasbırakan annesi ...’ın 23.02.1989 tarihinde öldüğünü, murisin 1977 yılında dava konusu 307 ada 3 parsel sayılı taşınmazını davalı oğluna muvazaalı olarak temlik ettiğini, murisin satış tarihinden önce ve sonra davalı ile birlikte yaşadığını, işlem satış olarak görünse de murisin banka hesaplarında işlem tarihinde hareketlilik olmadığını, taşınmaz satmayı gerektirir herhangi bir ihtiyacının bulunmadığını, temlikin mal kaçırma amacıyla bağış olarak yapıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada ölümü ile mirasçıları yargılamaya devam etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı; annesinin, sağlığında taşınmazlarını çocuklarının istedikleri şekilde paylaştırdığını, kendisinin hem annesine hem de babasına baktığını, en büyük çocuk olduğu için kardeşleri ile de ilgilendiğini, anne ve babasına baktığı için dava konusu taşınmazın kendisine devrine kardeşlerinin rıza gösterdiğini, taşınmazda dayısından da pay aldığını, temlikin muvazaalı olmadığını, mal kaçırma kastının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, aşamada ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanlarına göre murisin ömrü boyunca davalının yanında kaldığı, murisin herhangi bir gelirinin olmadığı, davacı ... tarafından murise maddi yardım yapıldığı ancak davacının devlet memuru (asker) olduğu ve kendi ailesinin olduğu düşünüldüğünde kendisi ile aynı çatı altında yaşamayan annesine yapacağı maddi yardımın ancak harçlık niteliğinde olacağı, davalının evlenip çoluk çocuğa karışmış olmasına rağmen murisin ölene kadar davalı ve ailesi ile birlikte ikamet ettiği, murisin maddi ve manevi ihtiyaçlarının genel olarak davalı ve ailesi tarafından karşılandığı, dava konusu taşınmazı davalıya bu sebeplerle devrettiği, davacı tarafın dava konusu taşınmazın mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile devredildiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; murisin dul ve çocuklu olarak 86 yaşında öldüğü, davacı ve davalı murisin erkek çocukları olduğu, davacı ile muris arasında beşeri anlamda herhangi bir problem olmadığı için murisin davacıdan mal kaçırmasını gerektirir herhangi bir somut sebep bulunmadığı, murisin dava konusu taşınmazı minnet duygusu ile davalı oğluna devrettiği, tüm tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere davalının babası ve annesi ile ölene kadar birlikte yaşadıkları, taşınmazın devredildiği tarihte davacının ve dava dışı mirasçı ...'ın bu devirden haberdar oldukları, murisin dava konusu taşınmaz dışında aynı köyde hisseli yerlerinin bulunduğu, murisin yanında olup sağlık dahil tüm ihtiyaçlarını giderip ona bakan ve gözeten kişinin davalı olduğu, dolayısı ile murisin temlik dışı taşınmazlarının bulunması, muris ile davacı arasında beşeri anlamda herhangi bir sorun bulunmaması nazara alındığında murisin mal kaçırma ve muvazaa kastı ile hareket etmeyip minnet duygusu ile davaya konu taşınmazı davalıya devrettiği, devrin ivazlı olduğu, davacı tarafça usulünce mal kaçırma ve muvazaa olgusu ispatlanamadığı, karar tarihi itibariyle harçlandırılan dava değerine göre belirlenen vekalet ücretinde de herhangi bir hata bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın haksız olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin tespitlerinin hatalı olduğunu, davalı ...’in hayatı boyunca hiçbir sigortalı işte çalışmaksızın ailesinden kalan malların gelirleri ile yaşamını sürdürdüğünü, baba evinde kaldığını, müvekkili ...’in çalışırken kış aylarında murisi evinde misafir ettiğini, sürekli annesine para gönderdiğini, satışın gerçek olmadığını, davalının, yanındaki annesine yapmış olduğu baskı ile müvekkilinden mal kaçırma kastı ile yapıldığını, tanıkların iddialarını doğruladığını, murisin malvarlığının yaklaşık %75'i değerindeki taşınmazı davalıya satış yoluyla geçirdiğini, murisin minnet duygusu ile dava konusu taşınmazı davalıya devrettiğine ilişkin gerekçenin dayanaksız olduğunu, murisin, davalının özel ihtimam ve bakımına muhtaç olmadığını, müvekkilinin ve murisin diğer çocuklarının da murisin bakım ve gözetimi ile ilgilendiklerini, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriğinden; muris ...’in kayden maliki olduğu 307 ada 3 (eski 616) parsel sayılı taşınmazı 01.12.1977 tarihinde davalı oğlu Hüsamettin’e satış suretiyle temlik ettiği, murisin 23.02.1989 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak çocukları davacı ..., davalı ... ve dava dışı kızı ...’nin kaldığı, davacı ve davalının eldeki dava devam ederken ölümleri üzerine mirasçılarının yargılamaya dahil edildikleri görülmüştür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nin 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Gölcük 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

24.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.