"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1064 E., 2023/1117 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İvrindi Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/128 E., 2022/97 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Balıkesir ili, İvrindi ilçesi, Gebeçinar Mahallesi 135 ada 18 ve 21 parsel sayılı taşınmazların davalı ...'e ailesinden gelen taşınmazlar olduğunu, davalı ... tarafından davacı ...'ya muhtar ve şahitler huzurunda kadastro öncesinde köy senedi ile satıldığını, ancak kadastro geçerken sehven bu taşınmazların ...'in eşi ...'in üzerine yazıldığını, satış senedinin hudutlarının zeminde uygulandığında 18 ve 21 parseli göstereceğinin anlaşılacağını, satıştan itibaren nizasız fasılasız taşınmazın davacı tarafından zilyet edildiğini, davalıların herhangi bir kullanımı ve zilyetliğinin söz konusu olmadığını belirterek 135 ada 18 ve 21 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; bahse konu olan taşınmazla ilgili tapunun 24.09.2009 tarihinde muris ... adına düzenlendiğini, davacının bahse konu olan taşınmaza haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın müdahalede bulunduğunu ifade ederek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; köy senedi şahitlerinden dinlenen tanıkların senedin bizzat kendi huzurlarında tanzim edilmediğini beyan etttiği, ayrıca köy senedine göre taşınmazları devreden ...'in parmak izi ihtiyar heyetince onaylanmadığından satış senedine itibar edilmediği ve hükme esas alınmadığı, dava konusu taşınmazlardan 135 ada 18 parsel sayılı taşınmazın öncesinde köyde ... ismiyle bilinen ...’in babasından geldiği ve eşi Fahri ile kullandığı, davacının iddia ettiği gibi taşınmazın kendisine satıldığına ilişkin tanık beyanının dosya kapsamında mevcut olmadığı, tanıklardan bir kısmı davacının dava konusu taşınmaza çit yaptırdığını bildirse de bu hususun tek başına zilyetlikle kazanmaya veya satış yapıldığına delil teşkil etmediği, davacının aynı zamanda 135 ada 21 parsel sayılı taşınmazı satış senediyle aldığını iddia ettiği, satış senedine itibar edilmediğinden hükme esas alınmadığı, bilirkişi ve tanıkların bu taşınmazın davacının zilyetliğinde olduğuna veya satın aldığına dair beyanda bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının satıştan sonra dava konusu yerlere çit çekerek kullanmaya başladığını, tanık beyanlarına göre Mahkemenin satış senedinin geçerli olmadığı ve davacının yeri kullanmadığına dair kararının hatalı olduğunu, taşınmazın tapusuz olarak zilyetlik satış senedi ile birlikte davacıya devredildiğini, senet tarihinden sonra hiçbir davalının taşınmaz üzerinde bir zilyetliğinin olmamasının da satış işlemininin gerçek olduğunu gösterdiğini, kadastro teknik bilirkişinin 28.02.2020 tarihli raporunda da köy senedinin dava konusu parselleri kapsadığının belirtildiğini, ayrıca davalının dava dilekçesinde davayı bekletici mesele yapan davalıların açmış olduğu İvrindi Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/6 Esas sayılı dosyasında men'i müdahale ve ecrimisil talepli davanın devam ettiğini, davalıların dava konusu yerlerin davacı tarafından kullandığını yani yerlerin zilyetliğinin davacıda olduğunu beyan ettiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı her ne kadar köy senedi ile dava konusu taşınmazları satın aldığını iddia etmiş ise de delil olarak sunulmuş olan köy senedi şahitlerinden dinlenen tanıkların senedin bizzat kendi huzurlarında tanzim edilmediğini beyan ettikleri gibi, sunulmuş olan bu köy senedinde taşınmazları devreden olarak parmak izi basan ...'in bu parmak izinin köy ihtiyar heyetince onaylanmadığı, bu nedenle ibraz edilmiş olan köy senedine itibar edilemeyeceği, sunulmuş olan diğer delillerin de zilyetlikle kazanmaya veya satış yapıldığına delalet etmediği ve bu konuda ispata yönelik yeterli delil bulunmadığı, netice itibariyle İlk Derece Mahkemesince yapılan değerlendirme ve kabulde dosya içeriğine nazaran bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro sonucunda, Balıkesir ili, İvrindi ilçesi, Gebeçinar Mahallesi 135 ada 18 ve 21 parsel sayılı taşınmazların tarla vasfı ile 06.05.2009 tarihinde ceddinden intikalen ve taksimen kazandrırıcı zamanaşımı zilyetliği ile davalılar murisi ... adına tespit edildiği, 24.09.2009 tarihinde kesinleşerek adına senetsizden tescil edildiği, taşınmazların muris ... adına kayıtlı iken 20.06.2019 tarih ve 2736 yevmiye sayılı intikal ile davalılar adına tescil edildiği, davalılardan ...'in 25.12.2019 tarihinde vefatıyla geriye mirasçı olarak diğer davalıların kaldığı anlaşılmıştır.
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.01.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.