"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1727 E., 2023/2118 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/497 E., 2022/146 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; 191 ada 19 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümünü ekonomik ve ticari olarak zor durumda olması nedeniyle arkadaşı olan davalı ...'e inanç sözleşmesi kapsamında 28.09.2015 tarihinde devrettiğini, devirden sonra dava konusu taşınmazda eşi ile birlikte yaşamaya devam ettiğini ve kira da ödemediğini, teminat karşılığı yapılan işlemde borç 10 yıl içinde ödendikten sonra taşınmazın kendisine iade edileceğini, borcu ödemeye hazır olduğunu bildirmesine rağmen taşınmazın devredilmediğini ve 400.000,00 TL istendiğini, yeni malik bildirimi ile taşınmazın diğer davalı ...'e devredildiğini öğrendiği ve kandırıldığını anladığını, ilk devirden kısa bir süre sonra diğer davalı ...'e yapılan temlikin muvazaalı olduğunu, Sezer'in iyiniyetli olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde faizi ile birlikte bedele karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; dava konusu taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, rayiç bedelin tapuda satış bedeli olarak gösterildiğini, davacı ile aralarında inanç sözleşmesi bulunmadığını, diğer davalı ile de akraba olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; diğer davalı ile aralarında akrabalık ilişkisi bulunmadığını, taşınmazı satın alırken tapu siciline güvenen iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince ilk kararda; Harçlar Kanunu'nun 16, 30 ve HMK'nın 150. maddesi uyarınca eksik harç ikmal edilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ilk kararda; davacı tarafa harcın tamamlanması için verilen sürenin yasal olmadığı, bu nedenle davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın da yasal olmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK'nın 353/1/a-5. maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karar üzerine İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen ikinci kararı ile; davacı tarafından iddianın ispatına ilişkin yazılı delil veya delil başlangıcı niteliğinde delil ve belge sunulmadığı, taraflar arasında inanç sözleşmesi bulunduğunun yazılı delil veya delil başlangıcı ile kanıtlanamadığı, davacı tarafça açıkça yemin deliline dayanıldığından yemin deliline başvurmak isteyip istemediğinin sorulduğu, yemin delilinin kullanmak istendiği, davalıların da yemini eda ettikleri, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının yazılı delil veya delil başlangıcı niteliğinde bir belge sunmadığı, yemin deliline dayandığı, davalıların usulüne uygun olarak yemin etikleri, inanç ilişkisini inkar ettikleri, taşınmazı bedelini ödeyerek aldıklarını belirttikleri, davacının öncelikle inanç ilişkisini ispatlaması gerektiği, bu konuda bir ispatının bulunmadığı, dolayısıyla son malikin iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olup olmadığının değerlendirilmesinin de temel ilişki ispatlanamadığından mümkün bulunmadığı, verilen kararda usul ve yasaya, kamu düzenine aykırı bir yön olmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın yasaya ve usule aykırı, hatalı olduğunu, yeminin usulüne uygun ifa edilmediğini, tanıkların dinlenmediğini, kayıt malikinin iyiniyetli olmadığına ilişkin araştırma yapılmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 191 ada 19 parsel sayılı taşınmazdaki çekişme konusu 2 numaralı bağımsız bölümünü 28.09.2015 tarihinde davalı ...'e, Göksel'in ise 03.06.2016 tarihinde diğer davalı ...'e satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.