"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/306 E., 2023/66 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili talepli davanın, bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...; çekişmeli 109 ada 67,70 ve 116 ada 9 parsel sayılı taşınmazların evvelinde babasına ait iken mirasçılar arasında yapılan rızai taksim sonucunda kendisi ile kardeşleri Hüseyin ve Mustafa Köroğluna düştüğünü, kadastro tespitinin ise Hazine adına yapıldığını belirterek çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Yargılama sırasında ... ve ... davacı yanında davaya katılmıştır.
II. CEVAP
Davalı Hazine aşamalarda taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.03.2015 tarih, 2014/190 Esas - 2015/155 Karar sayılı kararı ile davacı yararına irsen intikalen eklemeli biçimde zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 109 ada 67 ve 70 parsellerin içerisinde bulunan 17.03.2015 havale tarihli fen raporunda (A), (B), (C), (D), (E) harfi ile gösterilen bölümlerin tapu kaydının iptali ile mirasbırakan Süleyman Köroğlu'nun veraset ilamındaki hissesi oranında davacı adına tesciline, 109 ada 70 parsel yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi ile müdahil ... tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Bozma Kararı
Dairenin 14.09.2021 tarih, 2021/6508 E. 2021/3592 K. sayılı kararıyla: ‘’Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların, taşınmazların davacı ve kardeşlerine babası ve dedesinden intikal ettiğini, onların ölümü ile mirasçılarının kullandığını, taşınmazların mirasçılar arasında taksim edilmediğini beyan ettiğine ve davacı ... gerek dava dilekçesinde, gerekse aşamalardaki beyanında, taşınmazın kendisi ve kardeşlerine taksim sonucu intikal ettiğini iddia edip bu hususu ispat edemediği anlaşıldığına göre, davacı ile müdahil davacıların mirasbırakanın davacılar ve müdahil davacı dışında başka mirasçılarının da bulunduğu tespit edilmekle mirasçılardan birinin, terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine açtığı dava diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak bulunmadığından davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu’’ belirtilerek karar bozulmuştur.
C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen temyiz incelemesine esas kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
E. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; yazılı şekilde aktif dava ehliyetinin yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de yerel bilirkişi ve tanıkların davacı ve müdahiller tarafından icara verilmek suretiyle kullanılan çekişmeli taşınmazların taksim sonucunda davacı ve müdahillere geçtiğini bilmediklerini zira davacı ve müdahiller İstanbul ilinde ikamet ettiğinden ve yalnızca yaz aylarında kısa süreli olarak köye geldikleri ve taşınmazları bizzat kullanmadıklarından taksimin yerel bilirkişilerce bilinmesinin mümkün olmadığını, mirasbırakan Süleyman'ın diğer mirasçılarının davacıya vekaletname vermek suretiyle taksim hususunda zımni rızalarını ortaya koyduklarını, çekişmeli taşınmazların mirasbırakan Süleyman'dan intikal ettiğini ve rızai taksim sonucunda davacı ile müdahillere kaldığını, aktif dava ehliyetinin sağlandığını, yargılama aşamasında davayı ıslaha ilişkin taleplerinin değerlendirilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-d maddesi,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 702'nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu Kangal ilçesi Yeşildere köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 67 ve 116 ada 9 parsel sayılı taşınmazlar Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, 109 ada 70 parsel sayılı taşınmaz ise kamu orta malı niteliğinde mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir.
2.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere ,
04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.