Logo

1. Hukuk Dairesi2024/974 E. 2024/2329 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescilinin yapılıp yapılmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uygun olarak, davacının zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarını sağlayamadığı ve taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin ekonomik amaca yönelik olmadığı değerlendirilerek, davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/61 E., 2023/258 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret

Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Kars ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan babasından kendisine kalan ve 25-30 yıldır kendi tasarrufu altında bulunan 8.650,00 m²'lik ev ve müştemilatı ile arsa vasfında taşınmazı olduğunu, bu taşınmazının içerisinde kalan ve bütünlük arz eden yerinden 1.506,98 m²'lik kısmın tescil harici dere yatağı olarak bırakıldığını, geri kalan 7.000,00 m²'lik kısmın ise 113 ada 3 parsel numarası ile kendi adına tescil edildiğini, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici dere yatağı olarak bırakılan yerin davalılarla hiçbir ilgisi ve alakası olmadığını ileri sürerek tescil harici dere yatağı olarak bırakılan 15.06,98 m²'lik kısmın kendi taşınmazına dahil edilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1. Mahkemece; davanın kabulüne ilişkin verilen ilk kararın davalı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.11.2017 tarihli ve 2015/18278 Esas, 2017/8248 Karar sayılı kararı ile; keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerektiğine değinilerek sözü edilen yasal ilanların yapılmadığı, menfaati olanlara itiraz hakkının tanınmamasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 15.06.2022 tarihli ve 2021/4725 Esas, 2022/4847 Karar sayılı kararı ile; keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile mahkeme gözlemine göre dava konusu edilen bölümün davacı ve babası tarafından ahır yeri ve hayvan gübrelerinin bırakıldığı yer olarak kullanıldığı, ayrıca davacının çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde imar ihyaya yönelik ekonomik amaca uygun kullanımda bulunduğu iddiası da bulunmadığı, jeodezi ve fotoğrametri uzmanı bilirkişi raporunda 1958, 1984 ve 1989 yıllarına ait hava fotoğrafında taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyet olmadığının belirtildiği, fotoğraflarda taşınmaz bölümü üzerinde zilyetliğe dair herhangi bir emarenin bulunmadığı, taşınmaz bölümünün kullanılmayan, boş ve atıl durumda olduğunun anlaşıldığı, zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı lehine gerçekleşmediği, kaldı ki hayvan gübrelerinin atılmasının tek başına ekonomik amacına uygun bir zilyetlik olarak kabul edilemeyeceğinden bahsedilerek çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. Mahkemenin 17.05.2023 tarihli ve 2023/61 Esas, 2023/258 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, bozma kararında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, iddianın ispatlandığını, bozma kararı üzerine araştırma yapılmadan karar verildiğini, eksik hususların incelenmesi gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713 üncü maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Kars ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan dava konusu taşınmaz bölümünün bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaların sırasında, dava konusu yerin tescil harici bırakıldığı anlaşılmaktadır.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının, yatırılan harçtan mahsubu ile fazla alınan 2.690,46 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.