Logo

1. Hukuk Dairesi2025/1000 E. 2025/1495 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasında, dava devam ederken taşınmazın Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle davanın konusuz kalıp kalmadığı ve davalı belediye lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargılama aşamasında davacı Hazinenin, mahkeme kararının infazını ilgili idareden talep etmesiyle taşınmazın Hazine adına tescil edilerek davanın konusuz kalması ve davalı belediyenin dava açılmasına sebebiyet vermemesi gözetilerek, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/758 E., 2024/2072 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ: Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/125 E., 2021/103 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine; Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/559 Esas, 1999/62 Karar sayılı kararı ile tapuda Sart Belediyesi adına kayıtlı Manisa, Salihli ilçesi, ... Mahallesi 3974 ada 28 (eski 111) ve 92 (eski 107) parsel sayılı taşınmazların mülkiyetinin Maliye Hazinesine ait olduğunun tespiti ile taşınmazların tapu kaydına bu hususta beyan verilmesine karar verildiğini, 03.08.1998 tarihli yazı ile Sart Belediyesinden tapunun düzeltilmesine muvafakatları olup olmadığının sorulduğunu, ancak bir cevap alınamadığını ileri sürerek Salihli ilçesi, ... Mahallesi 3974 ada 28 ve 92 parsel sayılı taşınmazların tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiş; 16.10.2020 tarihli dilekçesi ile 28 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalarından vazgeçtiklerini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı; taraflar arasında dava konusu taşınmazlardan ... Mahallesi 28 parsel ile ilgili olarak tarafları, konusu aynı olan Salihli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/319 E. sayılı dosyasının derdest olduğunu, bu parsel yönünden davanın usulden reddinin gerektiğini, 6360 sayılı Yasa'nın geçici 1/3. maddesi uyarınca tüzel kişilikleri kaldırılan belediyelerin taşınmaz mallarının komisyon kararıyla ilgisine göre bakanlığa, büyükşehir veya ilçe belediyeleri veya bağlı kuruluşlara devredileceğinin hükme bağlandığını, dava konusu 92 parselin idarelerine devredilmediğini, husumetin kendilerine yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının taşınmazın devrini valilik paylaştırma komisyonundan talep etmesi gerektiğini, kaldı ki Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Hakem Sıfatıyla) 1997/559 Esas, 1999/62 Karar sayılı kararına dayanak 10.05.1989 tarih, 153 sıra sayılı milli emlak genel tebliğinde de ilgili idarenin rızaen düzeltme talebinde bulunmaması durumunda yargı yoluna başvurulması gerektiğinin ifade edildiğini, devir yetkisinin anılan komisyonda olduğuna göre belirtilen usul takip edilmeden dava açılmasının da usul ekonomisine aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla

; davanın tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin; dava konusu Manisa ili, Salihli ilçesi, ... Mahallesi, 3974 ada 28 ve 92 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tescilini talep ettiği, davalı vekilinin; kapatılan belediyelerin tüm taşınmazlarının idarelerine devir edildiğinin varsayılarak husumetin idarelerine yönlendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın dava yoluna gitmeksizin söz konusu taşınmazların devrini Valilik Paylaştırma Komisyonundan talep etmesi mümkün iken haksız olarak idareye karşı doğrudan dava yoluna gitmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili idarenin söz konusu tapunun devrini istese bile tapu müdürlüğünce işlem yapma yetkisi ve imkanının bulunmadığını beyan ettiği, davacı vekilinin mahkemeye sunmuş olduğu 16.10.2020 tarihli beyan dilekçesi ile dava konusu Manisa ili, Salihli ilçesi, ... Mahallesi, 3974 ada 28 parsel yönünden takipten vazgeçtiklerini bildirdiği, bunun üzerine 16.02.2021 tarihli duruşmada taşınmazın halen kaldırılan Sart Belde Belediyesi üzerine kayıtlı olduğunun anlaşılması üzerine davacı vekiline bu konuyla alakalı Manisa Valiliğine başvurması için gelecek celseye kadar süre verildiği, davacı tarafından Manisa Valiliğine başvuru yapıldığı, Manisa Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunun 06.04.2021 tarih ve 380 sayılı kararında; Mülkiyeti halen mülga Sart Mahmut Belde Belediyesine ait olan Salihli İlçesi Sart Mahallesi 3974 ada 28 parselde yer alan (eski 111 parsel) 13.359,71 m² yüz ölçümlü taşınmaz ile 3974 ada 92 parselde bulunan (eski 107 parsel) 22.474,23 m² yüzölçümlü taşınmazın üzerinde, Salihli Tapu Müdürlüğünün 15.10.1999 tarihli ve 3546 yevmiyesi ile "Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 97/559 Esas 99/62 Karar sayılı kararı gereğince mülkiyetinin Maliye Hazinesine ait olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından, söz konusu taşınmazların mülkiyetinin Hazine'ye devredilmesine karar verildiği gerekçesiyle davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 6360 sayılı Yasa'nın geçici 1/3. maddesi uyarınca tüzel kişiliği kapatılan Sart Belediyesi adına kayıtlı taşınmaz mallarının komisyon kararıyla ilgisine göre bakanlığa, büyükşehir veya ilçe belediyeleri veya bağlı kuruluşlara devredileceğinin hükme bağlandığını, Mahkemece verilen süre üzerine davacı tarafından yapılan müracaat ile komisyonca alınan 06.04.2021 tarih, 380 sayılı kararda taşınmazların davacı Hazine adına tesciline karar verildiği, hal böyle olunca davalı Belediyenin dava açılmasına sebebiyet vermediğinin anlaşılmasına göre davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinde bir hata görülmediği, davacı vekilinin UYAP sistemi üzerinden gönderdiği 16.10.2020 tarihli yazısı ile 28 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davadan yetkili makamca verilen olur ile vazgeçtiklerini beyan ettiği, davalı vekilinin 31.12.2020 tarihli duruşmada vazgeçme hususunda takdiri mahkemeye bıraktığı, davacının anılan parsel yönünden feragatinin bulunmadığı, beyanın HMK'nın 123. maddesi uyarınca davanın geri alınması niteliğinde olmasına göre bu parsel yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmamış ise de bu doğrultuda bir istinaf bulunmadığından anılan hususun eleştirilmekle yetinildiği, somut uyuşmazlıkta taşınmazın değeri keşfen saptanmamış ise de dava konusu 28 parsel sayılı taşınmaz yönünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesince verilen 2021/1717 E, 2021/1449 K. sayılı kararının temyizen incelenmesinin yapılmış olması (Yargıtay 1. HD, 2022/2899 E, 2023/6502 K.), istinaf edenin sıfatı, usul ekonomisi ve kararın niteliği gözetilerek temyiz yolu açık olarak karar verildiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesi ile; İstinaf Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel Mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş olup hükmün devamında davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakıldığını ve davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiğini, buna karşı yapmış oldukları istinaf başvurusunun reddedildiğini, dava dilekçesinde ve aşamada yapılan işlemlerden anlaşılacağı üzere İdare tarafından hukuka uygun olarak tüm işlemler yapılmış olmasına rağmen tapuda gerekli tesciller yapılamadığından davanın açılma mecburiyeti doğduğunu, tarafların devlet işlemlerini yürüten idareler olması ve daha önce yapılan talep ve istemlere karşın dava konusu edilen durumun sürüncemede kaldığı nazara alındığında davanın açılmasının hukuken zorunlu olduğu, hal böyle iken davanın açılmasından İdarelerinin sorumlu tutulmasının hukuken kabul edilemeyeceğini, kaldı ki davanın konusuz kalması nedeniyle hüküm kurulduğu nazara alındığında davalı Belediye lehine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, davanın açılmasına sebebiyet veren davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olacağının izahtan vareste olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 3974 ada 28 parsel sayılı 13.359,71 metrekare yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın ve 3974 ada 92 parsel sayılı 22.474,23 metrekare miktarlı, tarla vasıflı taşınmazın ... Belediyesi adına kayıtlı iken yargılama sırasında 13.04.2021 tarihinde kurumlar arası tashihen devir işlemi ile davacı Hazine adına kayıtlı hale geldiği ve Mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle yargılama aşamasında davacı Hazinenin dava dilekçesinde belirtilen mahkeme kararının infazını ilgili idareden talebi ile taşınmazın Hazine adına tescilinin sağlandığı ve yargılama sonucunda davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, böylece davalı Belediyenin savunmasında haklı olduğu ve davanın açılmasına da neden olmadığı göz önüne alındığında davalı İdare lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz eden davacı Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.