Logo

1. Hukuk Dairesi2025/1060 E. 2025/1698 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay'ın bozma kararına rağmen yerel mahkemenin usulüne uygun işlem yapıp yapmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın bozma kararından sonra yerel mahkemenin, tarafları bozma kararına ilişkin dinlemeden ve bozma kararına uyulup uyulmadığı konusunda açık bir karar vermeden davayı sonuçlandırmasının usul ve yasaya aykırı olması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/88 E., 2024/88 K.

İlk Derece Mahkemesince bozma kararı sonrasında verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Kahramanmaraş ili, Nurhak ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 205 ada 19 parsel sayılı taşınmazın 50 yıldan fazla süredir davacının zilyetliğinde bulunduğunu buna karşılık kadastro çalışmalarında Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, kadastro tespitinin gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının dava konusu taşınmazın mülkiyetini kazanmasını sağlayacak bir dayanağın bulunmadığını, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 23.06.2020 tarih ve 2019/190 Esas, 2020/95 Karar sayılı kararıyla; davacının daha önce Nurhak Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/4 Esas, 2008/48 Karar sayılı dosyasında görülüp sonuçlandırılan davada dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptalini talep ettiği, anılan davada davacının davasının reddine karar verildiğini ve kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği belirtilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-i ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 23.06.2020 tarih ve 2019/190 Esas, 2020/95 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesinin 25.01.2021 tarih ve 2020/1700 Esas, 2021/51 Karar sayılı kararı ile; davacının daha önce aynı taşınmaza ilişkin Hazineye karşı ve aynı hukuki sebebe dayanarak Nurhak Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/4 Esas, 2008/48 Karar numaralı dosyası ile dava açtığı, davanın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.01.2021 tarih ve 2020/1700 Esas, 2021/51 Karar sayılı kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin, 27.02.2023 tarih ve 2921/5941 Esas, 2023/1129 Karar sayılı kararı ile; kesin hükme konu olan Nurhak Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.07.2008 tarih ve 2006/4 Esas, 2008/48 Karar sayılı dosyasında hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün eldeki davada dava konusu edilen bölüm ile aynı olup olmadığına ilişkin keşif yapılmadan sonuca gidilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının Nurhak Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/4 Esas, 2008/48 Karar sayılı davasında da söz konusu taşınmazın tapu kaydının iptalini talep ettiği, anılan davada verilen kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2011/2798 Esas, 2012/285 Karar sayılı ilamıyla onanması neticesinde 15.05.2012 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen ilâmda hükme esas alınan fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen yerin eldeki davada talep edilen yer ile aynı yer olduğu belirtilerek davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporunda dava konusu edilen yerin daha önce kesinleşen kararda talep edilen yer ile aynı olmadığının belirtildiğini, buna karşılık İlk Derece Mahkemesince davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, davacının dava konusu taşınmazda 50 yıldan fazla bir süredir zilyet olduğunu ve zilyetlikle iktisap koşullarının davacı yararına oluştuğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

1. Kadastro çalışmaları sonucunda Kahramanmaraş ili, Nurhak ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 205 ada 19 parsel sayılı taşınmaz 63.114,44 metrekare yüz ölçümü ve ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit görmüştür. Davacı ... tarafından kazandırıcı zamanaşımı hukuki nedenine dayalı olarak Hazine aleyhine açılan ve Nurhak Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/4 Esas, 2008/48 Karar sayılı dosyasında görülüp sonuçlandırılan davada verilen 08.07.2008 tarihli karar ile davacı ... tarafından açılan davanın reddine, asli müdahillerin davasının kısmen kabulü ile dava konusu 205 ada 19 parsel sayılı taşınmazın dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 52.216,12 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile muris ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı raporda (B) harfiyle gösterilen 10.898,32 metrekare yüz ölçümlü kısmın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, anılan karar Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 24.01.2012 tarih ve 2011/2798 Esas, 2012/285 Karar sayılı onama kararı neticesinde 15.05.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşen kararın icrası kapsamında 27.01.2014 tarihli ifraz işlemi ile, Nurhak Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.07.2008 tarihli kararında (A) harfiyle gösterilen 52.216,12 metrekarelik taşınmaz 205 ada 19 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek 205 ada 46 parsel numarasını almıştır. Davacı, kazandırıcı zamanaşımı hukuki nedenine dayanarak dava konusu 205 ada 19 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince bozma kararı sonrasında yapılan yargılama sonucunda yazılı şekilde davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

2. Eldeki davada öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, bozma kararı sonrasında usulüne uygun işlem yapılıp yapılmadığı hususudur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun eldeki davada da kıyasen uygulanması gereken "bozmaya uyma ve direnme" başlıklı 373. maddesinin 3. fıkrasında; "Bölge adliye mahkemesi, 344 üncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Yargıtayın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir." düzenlemesine yer verilerek Yargıtayın bozma kararı sonrasında izlenecek yol açıkça belirtilmiştir.

3. Somut olayda, Daire'nin bozma kararının ardından taraflar 26.09.2023 tarihinde duruşmaya davet edilmiştir. 26.09.2023 tarihli duruşma zaptına göre; taraf vekilleri duruşmaya katılmış, davacı vekili bozma ilamı doğrultusunda eksikliklerin giderilmesini talep etmiş, ancak davalı vekilinin herhangi bir beyanı duruşma zaptına yazılmamış ve İlk Derece Mahkemesi tarafından bozma kararına uyulup uyulmadığına ilişkin herhangi bir karar verilmeden keşif günü tayin edilmiştir. Buna ek olarak, İlk Derece Mahkemesince 26.09.2023 tarihli celseden sonraki celselerde de bozma kararına uyulup uyulmadığı konusunda bir karar verilmemiş; dava, bu husus karara bağlanmaksızın görülüp sonuçlandırılmıştır.

4. Hal böyle olunca, usulüne uygun olarak taraflar duruşmaya davet edilerek bozma kararına karşı beyanları alındıktan sonra, bozma kararına uyulup uyulmadığı konusunda açıkça bir karar verilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken usul ve yasaya aykırı şekilde davanın sonuçlandırılması isabetsizdir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın Elbistan 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

27.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.