Logo

1. Hukuk Dairesi2025/1075 E. 2025/1438 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu mera vasfıyla tescil edilen taşınmazla ilgili tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanağının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1472 E., 2024/1988 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Göksun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/549 E., 2024/199 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Kahramanmaraş ili, Göksun ilçesi, ... Mahallesinde bulunan ve dava dilekçesi ekinde gösterilen dava konusu yerin 123 ada 5 parsel sayılı taşınmaz sınırları içerisine alındığını, söz konusu taşınmazın kadimden beridir babası, ölümü ile de kendisine ait olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde bedele karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadastro tutanağının Tapulama Mahkemesi kararının kesinleştiği tarih itibariyle kesinleştiği, bu tarih ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, davanın 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 123 ada 5 (eski 776) parsel sayılı mera vasfındaki taşınmazın kadastro tutanağının 22.06.1993 tarihinde kesinleştiği, kadastro tutanağının kesinleştiği 22.06.1993 tarihinden davanın açıldığı 17.08.2023 tarihine kadar 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davanın reddine karar verilmesinin usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, ancak davalılar lehine fazla vekalet ücreti hesaplandığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden hüküm kurularak, vekalet ücreti yönünden düzeltilmek suretiyle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanıklar dinlenseydi iddiaların doğrulanacağını ve öğrenme zamanı göz önünde bulundurularak taleplerin zamanaşımına uğramadığının görüleceğini, ancak tanıkların dahi dinlenilmediğini, keşif yapılmadığını, delillerin toplanılmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kadastro çalışmaları sonucu Kahramanmaraş ili, Göksun ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 776 parsel sayılı taşınmazın mera vasfıyla ... Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edildiği, dava dışı kişilerce tespite itiraz davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde verilen Göksun Kadastro Mahkemesinin 1979/84 Esas, 1991/223 Karar sayılı kararının 22.06.1993 tarihinde kesinleştiği, hükmen ifraz ile 776 parsel sayılı taşınmazın mera vasfında kamu orta malı olarak tespit ve tescil edildiği, anılan parselin 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi gereği yenileme işlemi sonucu 123 ada 5 parsel numarasını aldığı, eldeki davanın ise 17.08.2023 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.