"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2012 E., 2023/1432 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/57 E., 2022/109 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; annesi ile birlikte yaşadığını, komşu olmalarından başka bir ilişkisi olmayan davalı ...’ın dava konusu 832 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki 7 numaralı bağımsız bölümünü satmak istediğini öğrendiğini ve kendisini emlak işlerinden anlıyormuş gibi gösterdiğini, taşınmazı iyi şartlarda satabileceğine kendisini inandırdığını, bunun üzerine ...’ı vekil tayin ettiğini, ...’ın anılan vekaletname ile taşınmazı önce eşine temlik ettiğini, eşinden aldığı vekaletname ile de davalı ...’a devrettiğini, taşınmazı aslında ...’ın değil galericilik yapan oğlu olan davalı ...’in aldığını, ... ve ...’in mali bir yükümlülüğe girmeden kredi çekebilmek için taşınmazı ...’a devrettiklerini, devirlerin muvazaalı olduğunu, 600.000,00 TL kredi kullanıldığını, kendisine ödeme yapılmadığını, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, davalıların birlikte hareket ettiklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile her türlü takyidattan ari olarak adına tesciline, davalıların tutum ve davranışları nedeniyle taşınmazı satamaması nedeniyle uğradığı zarar ve taşınmazı kiraya vermekten mahrum kalması gibi sair nedenlerle uğranılan zararların tespiti ile tahsiline karar verilmesini istemiş; davacı vekili 21.09.2020 tarihli dilekçesi ile dava dışı ve tapuda malik görünen ...'a ihbarla davaya davalı olarak dahil edilmesini istemiş; davacı vekili 25.09.2021 tarihli dilekçesinde taşınmazın icra yoluyla satıldığını belirterek davayı tazminata dönüştürdüklerini, tazminat taleplerinin dahili davalı ... ve tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava konusu taşınmazın davalılara satıldığı tarihten itibaren, mümkün olmaması halinde davanın açıldığı tarihten itibaren faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, süresinde davaya cevap vermemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; vekaletname ile satış işlemi yapan davalı ...'ın tahsil ettiği satış bedellerini davacıya ödediğini ispat edemediği, bu durum nedeniyle davalı ...'ın vekaletnameyi kötüye kullandığı, taşınmazın dava tarihindeki bedelinden sorumlu olduğu, dava konusu taşınmazın kayıt maliki olmayan ...'e davanın yöneltilmesinin doğru olmadığı, davalı ...'in husumeti olmadığı, davalı ...'ın satış bedelini vekil olan davalı ...'a ödediğini ispat ettiği, davalı ...'ın kötüniyetli olduğunun davacı tarafından ispat edilemediği, dahili davalı ...’ın vekilin vekaleti kötüye kullandığını bilindiğine dair herhangi bir delil sunulamadığı, dahili davalının kötüniyetli olduğunun davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle 755.250,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren faizi ile ...’dan tahsiline, davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı ... ve dahili davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından, dava konusu taşınmazın davalılara devrine ilişkin işlemlerin davalılar arasında muvazaalı ve davacıyı zararlandırma kastıyla işbirliği içinde gerçekleştirildiği ileri sürülmüş ise de yargılama sırasında toplanan deliller ve davalılar arasındaki iç ilişkinin ne olduğu hususunda bir bilgisi bulunmadığına dair davacı tanığı beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacıya karşı vekil olarak sorumlu olan davalı vekil ... dışındaki diğer davalıların, davalı vekil ile işbirliği içinde davacıyı zarara uğratma kastıyla hareket ettiklerine dair yeterli kanaat oluşmadığı ve ispat yükü üzerinde olan davacının iş bu iddiasının tereddütsüz şekilde ortaya konulamadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle;
Davalı ...’ın dava konusu taşınmazı vekil olarak birlikte iş yaptığı davalı ...’e temlik ettiğini, müvekkiline bedeli yakında ödeyeceğini söylemesine rağmen ödemediğini, müvekkilinin ve annesinin ...’a dava açacaklarını söylemesi üzerine ...’ın aslında taşınmazı davalı ...’e sattığını ancak tapuyu ...’in annesi olan ... adına devrettiğini, ... ile annesinin birlikte şirket ortağı olduklarını, taşınmazı teminat göstererek kredi çektiklerini, bu kredi ile oto alım satımı yaptıklarını, bu alım satımlardan dolayı kendisinin de onlardan alacaklı olduğunu; ...’in annesi ve şirket tarafından kendisine yapılan ödemelerin hiçbirisinin taşınmaz bedeli olmadığını belirttiğini, üç davalının birlikte ve muvazaalı hareket ederek müvekkilinin taşınmazını elinden aldıklarını; taşınmaz bedelinin muvazaayı gösterdiğini, davalı ... ve ... yönünden de davanın kabulü gerektiğini, celp edilen tapu kayıtları ile davalı ...'ın taşınmazın 27/100 payını önce eşi ...’e ardından ona da vekaleten dahili davalı ...'a sattığını öğrendiklerini; davalıların hiçbirinin ... ile ilgili ödemeler veya sair taşınmaz ilgili beyanda bulunmadıklarını, tüm davalıların birbirlerini çok iyi tanıdıklarını; yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, davalıların kötüniyetlerinin yanlarına kâr kaldığını, davalı ... ve ...’ın ortak oldukları oto galerisi çeklerinin bir kısmı karşılıksız çıkmasına rağmen başka işler ve saiklerle ...'a verilmiş olmasının taşınmazın bedelinin ödendiği anlamına gelmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriğinden; davacının .... Noterliğinin 27.04.2017 tarihli ve 9867 yevmiye numaralı vekaletname ile dava konusu 832 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki 7 numaralı bağımsız bölümün satış yetkisini de içerir şekilde davalı ...’ı vekil tayin ettiği, anılan vekaletname ile davalı ...’ın taşınmazın 27/100 payını dava dışı eşi ...’e satış suretiyle temlik ettiği, davacının uhdesinde kalan 73/100 payı da davalı ... vekaleten 23.05.2017 tarihinde davalı ...’in annesi olan davalı ...’a satış suretiyle devrettiği, dava dışı ... adına vekaleten dava dışı ...’ın 07.04.2017 tarihinde 27/100 payı davalı ...’a temlik ettiği, anılan payı ...’ın da 17.05.2018 tarihinde dava dışı ...’e devrettiği, 28.10.2020 tarihinde de hem dava dışı ... adına kayıtlı hem de davalı ... adına kayıtlı payların İNG Bankasına devredildiği, davacı vekilinin 25.09.2021 tarihli dilekçesi ile taşınmazın icra yoluyla satıldığını belirterek davayı tazminata dönüştürdüklerin bildirdiği görülmüştür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.