Logo

1. Hukuk Dairesi2025/1095 E. 2025/1203 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı olarak mera vasfında tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davayı reddeden kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması ve davacı temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1595 E., 2024/1869 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçadağ Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/92 E., 2023/161 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; Malatya ili, Akçadağ ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 489 parsel sayılı taşınmazın 21.567,95 m2’lik kısmının davacıya babasından intikal ettiğini, davacının nizasız ve fasılasız olarak taşınmazı kayısı ağacı dikmek suretiyle kullandığını, Akçadağ Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada düzenlenen fen raporunda taşınmazın “kadastro harici taşlık alan” olarak krokide gösterildiğini, davacının 2019 yılına kadar dava konusu taşınmazın mera parseli olduğunu bilmediğini, dava konusu taşınmaz içerisinde bulunan taşları seçip kayısı ağaçları ekerek 2. sınıf tarım arazisi haline getirdiğini, yapı kayıt belgesi aldığını, imar-ihya suretiyle zilyetliğin kazanılması şartları oluştuğunu ileri sürerek taşınmazın 21.567,95 m2 kısmının intikal, taksim ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik sebebine dayalı olarak tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; davanın yasal süresinde açılmadığını, taşınmazın imar ve ihya edildiğinden söz edilemeyeceğini, bina ve duvar yapılmasının emek ve masraf gerektirmesine rağmen imar ve ihya sayılmayacağını, taşınmazın mera vasfında olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

Davalı Belediye Başkanlığı vekili; davanın süresinde açılmadığını, on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağını ve dava açılamayacağını, dava konusunun zilyetlik ile kazanılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın kadastrosunun 17.11.1979 tarihinde kesinleştiği, davacının kadastrodan önceki sebebe dayandığı ancak 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesi gereğince davanın açılış tarihi itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açılması nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka ve kamu düzenine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın vasfının mera olarak tesciline ilişkin mera komisyonuna müzekkere yazılmasına ilişkin ara kararın yerine getirilmediğini, 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 13. maddesindeki dava açma sürelerinin mülkiyet hakkının özü ile değil, tahsise dair mera komisyonu çalışma sonuçları ile ilgili olduğunu, eldeki davanın süreye tabi olmadığını, keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarının eksik olduğunu, ceza yargılaması sırasında 2014 yılında yapılan keşifte dava konusu taşınmazın tespit harici kısımda gösterildiğini, bu husus üzerinde durulmadığını ve dava konusu taşınmazın mera vasfı taşıyıp taşımadığının değerlendirilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dava konusu Malatya ili, Akçadağ ilçesi, ... köyünde bulunan eski 489 (yeni 125 ada 13) parsel sayılı taşınmazın mera vasfı ile sınırlandırılmak suretiyle kadastro tespitinin yapıldığı ve itiraz edilmediğinden tespitin 17.11.1979 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 24.12.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Harç peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.