"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1343 E., 2024/1795 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahta 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/30 E., 2024/110 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde özetle; Adıyaman ili Kahta ilçesi ... köyünde bulunan 147 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağında yüz ölçümünün önce 50.200,00 m2 yazılıp üzeri çizilerek 68.000,00 m2 yazıldığı ancak sonradan taşınmazın yüz ölçümü 50.755,20 m2 olarak düzeltildiğinden davacı adına tescil edilen 147 parselde 755,20 m2 fazlalık oluştuğu, yapılan yüz ölçüm düzeltme işlemi sonucunda bu taşınmazın yüz ölçümünün iktisap tarihindeki zilyetlik esaslarınca verilmesi gereken 50.000,00 m2'yi aşarak miktar fazlalığı oluştuğu iddiasıyla 147 parsel sayılı taşınmazda oluşan 755,20 m2 miktar fazlalığının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; açılan davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut davada, dava konusu 147 parsel numaralı taşınmazın kadastro tutanağının 13.08.1982 tarihinde kesinleştiği, bu tarih ile dava tarihi olan 2024 yılı arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu, Hazine, taşınmazın miktar fazlalığının adına özel mülk olarak tescilini talep ettiğine göre davanın hak düşürücü sürenin istisnası niteliğinde de olmadığı anlaşıldığından Mahkemenin hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacı Hazine vekilinin belirttiği istinaf itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalarının kadastro sonrası nedene dayalı bulunduğunu, Kadastro Kanunu'nun 41. maddesine göre yüz ölçüm hatasının düzeltilmesine ilişkin olduğunu öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava; kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
1. Kadastro sonucu Adıyaman ili, Kahta ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 147 parsel sayılı taşınmaz senetsizden 68.000 metrekare olarak Halil Aliyet ve müşterekleri adına tespit ve 13.08.1982 tarihinde tescil edilmiş, sonrasında Kadastro Kanunu'nun 41. maddesine göre düzeltilerek yüz ölçümü 50.755,22 metrekare yapılmıştır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, dosya kapsamından eldeki davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu ve dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği 13.08.1982 tarihinden, eldeki davanın açıldığı 18.03.2024 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davanın Hazinenin özel mülkiyet iddiasına dayalı olarak açıldığı anlaşıldığına göre usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince temyiz eden davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.