Logo

1. Hukuk Dairesi2025/1236 E. 2025/1530 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından kadastro öncesi nedene dayanarak tapu iptali ve tescil talebiyle açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1386 E., 2024/1791 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/2 E., 2024/47 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Gaziantep ili, Şehitkamil ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 7660 ada 8 parsel sayılı taşınmazın çok uzun bir süre boyunca kayınpederi tarafından kullanıldıktan sonra kendisine bağışlandığını, taşınmazın emek ve masraf sarf edilerek tarım arazisi haline getirildiğini, dava konusu taşınmazın mera olarak sınırlandırıldığını ancak mera olarak kullanılmadığını ve kadim mera vasfı da bulunmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın mera sınırlandırmasının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 1981 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda Hazine adına tespit ve tescil edildiğini belirterek davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın geldisinin 2180 sayılı parsel sayılı taşınmaz olduğu, 2180 sayılı parsel sayılı taşınmazın senetsizden tarla vasfıyla Hazine adına tespit gördüğü, kadastro tespitinin 10.01.1982 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu 7660 ada 8 parselin 2180 parselden geldiği, 2180 parselin tarla vasfıyla Hazine adına yapılan kadastro tespitinin 10.01.1982 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 02.01.2023 tarihinde açıldığı belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın eksik incelemeye dayandığını, bu kapsamda mahallinde keşif icra edilip bilirkişi incelemesi yapılmaksızın davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmesinin isabetsiz olduğunu, İlk Derece Mahkemesince dava konusu taşınmazın yeri, niteliği ve diğer özellikleri belirlendikten sonra işin esasının değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

1. Kadastro çalışmaları sonucunda Gaziantep ili Şehitkamil ilçesi ... Mahallesinde bulunan 2180 parsel sayılı taşınmazın tarla vasfıyla Hazine adına tespit edildiği, kadastro tespitinin 10.01.1982 tarihinde kesinleştiği, dava konusu taşınmazın bilahare 7660 ada 8 parsel numarasını aldığı, eldeki davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 02.01.2023 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.