Logo

1. Hukuk Dairesi2025/1242 E. 2025/1532 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Murisin sağlığında yaptığı taşınmaz temliklerinin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapılıp yapılmadığı ve buna bağlı olarak tapu iptal ve tescilinin yapılıp yapılmayacağı hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında, davacıların miras paylarının tespitinde eksik inceleme yapıldığı ve 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesine aykırı biçimde kapalı kayıtlar üzerinden hüküm kurulduğu gözetilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/701 E., 2023/1700 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Manyas Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/89 E., 2021/10 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; murisleri ...'nun maliki bulunduğu Manyas ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 1308, 2195, 2197, 2198 ve 2200 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını oğlu ...’nun kayınpederi olan ...’ya 24.12.1991 tarihinde satış yolu ile temlik ettiğini, ...'nın da 06.10.1992 tarihinde adı geçen taşınmazlardaki payları davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, taşınmazların tevhit, ifraz ve taksim işlemleri sonucunda farklı parsel numaralı aldığını ve 2198, 2195, 2421 ve 2417 parsel sayılı taşınmazların davalı ... uhdesinde kaldığını, bunlardan 2417 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından kendisinin %75 dava dışı oğlu ...'nun %25 ortağı olduğu ... Ltd. Şti.'ne satış suretiyle temlik edildiğini, bundan ayrı olarak muris ...'nun ... mahallesinde kain 2484 parsel sayılı taşınmazı 10.02.2004 tarihinde ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile davalı ...'ya temlik ettiğini, bu temliklerin tamamının davacıları miras payından mahrum bırakma ve mal kaçırma amacıyla yapıldığını belirterek dava konusu taşınmazların tapu kaydının davacıların miras payı oranında iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; murisin savrukluğu nedeniyle işlerinin kötü gitmesi sonucunda borçlandığını, ekonomik durumunu düzeltmek amacıyla adına kayıtlı ve paylı maliki olduğu 1308, 2195, 2197, 2198, 2200 parsel sayılı taşınmazları 1991 yılında ...'ya satıp devrettiğini, buradan elde ettiği gelir ile borçlarını ödediğini, davalı ...'nun 1992 yılında bedelini ödeyerek taşınmazları ...'dan satın aldığını, murisin davacılardan mal kaçırmasını gerektirecek bir durum olmadığını, davacı tarafın da bu konuda somut bir gerekçe ortaya koyamadığını, murisin Manyas ilçesi, ... Mahallesinde 37 dönüm arazisinin, 2 katlı evinin ve Bandırma ilçesinde 4 adet dairesinin bulunduğunu, murisin mirasçılardan mal kaçırmak gibi bir düşüncesi olsa bu taşınmazları da devredebileceğini ancak böyle bir temlikte bulunmadığını, yalnızca borcunu karşılayacak miktarda taşınmaz satışı yaptığını, 2417 parsel sayılı taşınamazın muvazaalı olarak ... tarafindan ortağı olduğu diğer davalı ... Ltd. Şti'ye devredildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, dava konusu 2484 parsel sayılı taşınmazın muris tarafından davalı ...'ya 10.02.2004 yılında ölünceye kadar bakım akdi ile temlik edildiğini, o tarihlerde murisin hiçbir geliri olmayıp bakıma da muhtaç olduğunu bu nedenle kendisine bakması ve ihtiyaçlarını karşılaması karşılığında bahse konu taşınmazı devrettiğini, bakım borcunun yerine getirildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; murisin dava konusu taşınmazları satmasını gerektirecek haklı ve makul bir sebebinin bulunmadığı, davalı tarafça ödemenin ne şekilde yapıldığına dair bir savunmada bulunulmadığı, taşınmazların gerçek değeri ile tapuda gösterilen değer arasında fahiş fark bulunduğu, davalı ... Ltd Şti'nin bu muvazaayı bilen ya da bilmesi gereken kişi konumunda olduğu, davalı ...'nun ise ölünceye kadar bakım akdinin yapıldığı tarihte henüz 21 yaşında olması ve tanık anlatımlarında köyde bulunmadığının ifade edildiği gerekçeleriyle dava konusu temliklerin davacıları miras hakkından mahrum bırakmak amacıyla gerçekleştirildiği sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamında mevcut sosyal ekonomik durum araştırmasında murisin taşınmazlarını satmasını gerektirecek zorlayıcı bir halde bulunmadığının tespit edildiği, davalı ...'in ve diğer davalı Şirketin davaya konu taşınmazların satış bedelinin ödendiğine ilişkin savunmasının ispatlanamadığı, davalı ...'in, babasıyla birlikte yaşayıp dava konusu taşınmazları satın alabilecek gücünün bulunmadığı, muris ve davalılar arasında herhangi bir sorun bulunmadığının dosya kapsamından sabit olduğu, taşınmazların keşfen belirlenen değerleriyle resmi senette gösterilen bedeller arasında fahiş bir fark bulunduğu, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde muris tarafından dava konusu 2484 parsel sayılı taşınmazın torunu davalı ...'ya, 2195, 2198, 2421 ve 2417 sayılı taşınmazların ise ara malik kullanmak suretiyle davalı oğlu ...'ya temlikinin mal kaçırma amaçlı olduğu belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazların muris tarafından temlik edilmesi sürecinde murisin savrukluğu nedeni ile işlerinin kötü gittiğini ve murisin borçlandığını, taşınmazların bu borçların ödenmesi amacıyla satıldığını, daha sonra işlerinin düzelmesi üzerine davalı ...'nun taşınmazların bedelini ödeyerek tekrar geri aldığını, davalı ...'nun ...'dan dava konusu taşınmazlara ek olarak 1897 parsel sayılı taşınmazı da satın aldığını, bu kapsamda bu satışların gerçek satış olmadığı sonucuna varılmasının olaya uygun düşmediğini, ...'nın dava konusu edilen taşınmazları aktif olarak kullandığını, bu kapsamda ara malik olarak kullanılma olgusunun da gerçek olmadığını, murisin kız çocuklarından mal kaçırmasını gerektirecek bir nedeninin olmadığını, zira murisin başkaca taşınmazları da olduğunu ve bunları da devredebilecek konumdayken böyle bir temlikte bulunmadığını, davalı ...'in taşınmazları satın alabilecek ekonomik gücünün olduğunu, satış işlemlerinin olduğu dönemde banka işlemlerinin yaygın olmadığını, ödemelerin elden yapıldığını, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin gerçekten bakım ve gözetim amacıyla yapıldığını ve geçerli olduğunu, davalı ... 'un bakım borcunu ihlal etmediğini, dava konusu taşınmazların değerlerinin yanlış hesaplandığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris ...'nun 14.02.2018 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı kızları ..., ... ve ... ile davalı oğlu ... ve dava dışı eşi ...'nun kaldığı, murisin kayden maliki olduğu Manyas ilçesi, ... köyünde kain 1308 parsel sayılı taşınmazdaki 3/6 payını, 2195, 2197, 2198 ve 2200 parsel sayılı taşınmazlarda ise 1/3'er payını 24.12.1991 tarih ve 1347 yevmiye numaralı işlem ile davalı ...'nun kayınpederi olan dava dışı ...'ya satış suretiyle temlik ettiği, ...'nın ise muristen temlik aldığı taşınmazları 06.10.1992 tarih ve 1188 yevmiye numaralı işlem ile davalı ...'ya satış suretiyle temlik ettiği; dava konusu taşınmazların paydaşı davalı ... ve dava dışı paydaşlarının katılımıyla yapılan 27.12.2002 tarihli tevhit, ifraz ve taksim işlemleri sonucunda 2198 parsel sayılı taşınmazın 1/3 payının; 2195 parsel sayılı taşınmazın tamamının; 2197 ve 2200 parsel sayılı taşınmazlardan gelen 2421 parsel sayılı taşınmazın tamamının; 1308 parsel sayılı taşınmazdan gelen 2417 parsel sayılı taşınmazın tamamının davalı ... adına tescil edildiği; bunlardan 2417 parsel sayılı taşınmazın 18.02.2016 tarihinde davalı ... Ltd. Şti.'ye satış suretiyle temlik edildiği; buna ek olarak murisin kayden maliki olduğu Manyas ilçesi ... köyünde kain 2484 parsel sayılı taşınmazı 10.02.2004 tarihli ölünceye kadar bakım akdi ile davalı torunu ...'ya temlik ettiği anlaşılmıştır.

2.Öte yandan, Dairenin 12.12.2024 tarihli geri çevirme kararı sonrasında dosya kapsamına kazandırılan belgelerden; dava konusu taşınmazların bulunduğu ... ve ... köylerinde 06.11.2019 ve 30.06.2020 tarihlerinde yapılan toplulaştırma çalışmaları sonucunda; 2195 parsel sayılı taşınmazın 140 ada 16 parsel, 2198 parsel sayılı taşınmazın 140 ada 15 parsel, 2421 parsel sayılı taşınmazın 123 ada 8 ve 124 ada 2 parsel, 2484 parsel sayılı taşınmazın 177 ada 1 parsel numaralarını aldığı ve taşınmazların yüzölçümleri ile pay oranlarında değişiklik olduğu, 2417 parsel sayılı taşınmazın ise toplulaştırma işlemine konu edilmediği görülmüştür.

3.Hemen belirtmek gerekir ki, davaya konu temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.

5.Somut olayda; muris ... tarafından 24.12.1991 tarih ve 1347 yevmiye numaralı işlem ile temlik edilen payların 27.12.2002 tarihli tevhit, ifraz ve taksim işlemi neticesinde davalı ... adına tescil edilen taşınmazlara yansıyan oranı ile bilahare 06.11.2019 ve 30.06.2020 tarihli toplulaştırma işlemleri sonucunda davalılar adına tescil edilen taşınmazlara ve bu taşınmazlardaki paylara hangi oranda gittiği uzman bilirkişiler marifetiyle denetime elverişli şekilde pay hesabı ile saptanarak davacıların miras payı oranına göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile kapalı kayıtlar üzerinden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

6.Hâl böyle olunca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine uygun biçimde yeni bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, değinilen yön itibarıyla yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile; temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davalılara iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.