Logo

1. Hukuk Dairesi2025/205 E. 2025/833 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu tespit edilen taşınmazın sınırlandırılmasına itiraz edilip tapu iptali ve tescil talepli davada, davacının zilyetlik iddiasının ispatlanıp ispatlanamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, taşınmaz üzerindeki zilyetliklerini ve murislerinden intikal ettiğini ispatlayamadıkları, taşınmazın kadimden beri köy boşluğu ve yol olarak kullanıldığı, bu nedenle özel mülkiyete elverişli olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin ret kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2013/789 E., 2014/581 K.

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davası ile tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.

Davacılar vekilinin talebi üzerine, Mahkemece 11.11.2024 tarihli ek kararla temyiz yolu açık olan hükme karşı istinaf dilekçesi verilmesi nedeniyle dilekçenin reddine karar verilmiştir.

Mahkemenin ek kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; Karabük ili, Eflani ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında davacıların babasının vefat etmesi nedeniyle muristen kalan taşınmazların mirasçıları olarak davacılar adına 136 ada 6 parsel olarak tescil edildiğini, ancak taşınmazın sınırlandırılmasının hatalı yapıldığını, davacılara ait alanın bir kısmının davalıların murisine ait olan 136 ada 5 parsel sayılı taşınmaz içeresinde bırakıldığını, bir kısmının da yol olarak tescil harici bırakıldığını belirterek davalılara ait 136 ada 5 parsel sayılı taşınmazın keşif esnasında gösterilecek bölümünün tapusunun iptalini ve yol olarak tescil harici bırakılan taşınmaz bölümü ile birlikte davacılar adına kayıtlı 136 ada 6 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve müşterekleri vekili, dava konusu taşınmazın 1930 yılında yapılan taksimle kendi murislerine düştüğünü, o tarihten beri davalılar tarafından kullanıldığını, dava konusu taşınmaz üzerindeki ev ve çakıl duvarın 1998 yılında yapıldığını, yol olarak tescil harici bırakılan kısmın da yol olarak kullanıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 24.09.2014 tarihli ve 2013/789 Esas, 2014/581 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın eskiden beri köy boşluğu olarak kullanıldığı, tarafların kendilerinin ve murislerinin burayı harman yeri olarak kullandıklarının görülmediği, yol olarak bırakılan taşınmaz bölümünün eskiden beri mevcut olduğu ve kullanılmaya devam edildiği, davacı tanıklarının dahi dava konusu yerlerin kadimden beri bu şekilde kullanıldığını beyan ettikleri, davacı yanın dava konusu yerleri zilyet sıfatıyla kullandığını ve murislerinden bu şekilde intikal ettiğini ispat edemedikleri, dava konusu taşınmazların kadimden beri köy boşluğu ve yol olarak kullanıldığı, bu nedenle özel mülkiyete elverişli olmadıkları, her ne kadar davacı tarafından yol olarak bırakılan yere ilişkin olarak köy tüzel kişiliği aleyhine dava açılmış ve husumet Hazineye yöneltilmemiş ise de davanın sonucu itibari ile bir farklılık ortaya çıkmayacağı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf isteminde bulunmuş, Mahkemenin 11.11.2024 tarihli istinaf başvurusu değerlendirme kararı ile; karara karşı temyiz yoluna başvurulması ve temyiz harçlarının yatırılması gerekirken istinaf yoluna başvurulması ve istinaf harçlarının yatırılması nedeniyle istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; dilekçelerinin temyiz dilekçesi olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek dava dilekçesini ve aşamadaki dilekçelerini tekrar etmiş, Mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını, yapılan keşiflerde dava konusu taşınmazda davalıların bir hakkı olmadığının anlaşıldığını, taşınmaz bölümünün yol boşluğu olmadığını beyanla kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ve tescil istemine ilişkindir.

2009 yılında yörede yapılan Kadastro sonucu, Karabük ili, Eflani ilçesi, ... köyünde bulunan 136 ada 5 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiş, askı ilan süresi sonunda 19.01.2010 tarihinde adı geçen adına kayıtlanmıştır. Çekişmeli taşınmazın bir bölümü ise kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tespit harici bırakılmıştır.

01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK'nın 450. maddesiyle HUMK ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte kanun koyucu uygulamada birtakım sorunların ortaya çıkmasını engellemek için HMK'nın geçiş hükümlerini ayrıca düzenlemiştir. Bu bağlamda

HMK’nın geçici 3. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanun'un temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı açıkça düzenlenmiştir.

Somut olayda, Mahkemenin kararının 24.09.2014 tarihli olduğu, kararın Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verildiği, yargılamanın HUMK'un temyize ilişkin maddeleri ile yürütüleceği açık olmakla birlikte, davacılar vekilinin verilen karara karşı kanun yoluna başvurmak istediği, kararın temyiz yoluna tâbi olmasına karşın dilekçesini Bölge Adliye Mahkemesine hitaben yazdığı ve istinaf harçlarını yatırdığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacılar vekilinin dilekçesi Bölge Adliye Mahkemesine hitaben yazılmış ise de verilen dilekçenin temyiz dilekçesi olarak kabulünün gerektiği gözetildiğinde ek kararın hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla, Mahkemenin 11.11.2024 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacılar vekilinin Mahkemenin 11.11.2024 tarihli ek kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile 11.11.2024 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA,

Peşin yatırılan harcın istek halinde davacılara iadesine,

2.Davacılar vekilinin 24.09.2014 tarihli gerekçeli karara yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın Safranbolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

20.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.