"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1252 E., 2024/1559 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Siverek 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/2115 E., 2024/909 K.
Bölge Adliye Mahkemesinin davacı vekilinin istinaf isteğinin esastan reddine ilişkin kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; Şanlıurfa ili, Siverek ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 529 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına tescil edildiğini ancak taşınmazın davacı tarafından imar-ihya edildiğini ve tarım arazisi haline getirildiğini, kadastro çalışması sırasında davacıya haber verilmediğini ileri sürerek 529 parselin davacı tarafından imar-ihya edilen kısımlarının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi; hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Kadastro Kanunu'nun 10 yıllık hak düşürücü süreye ilişkin maddesinin dava konusu taşınmaz yönünden uygulanmasının mümkün olmadığını, davacının 1975 yılından önceki tarihte imar-ihyayı tamamlayarak taşınmazın mülkiyetini kazandığını, kadastro tespitinin yalnızca açıklayıcı nitelikte olup önceden kazanılmış mülkiyet hakkının belirlenmesi niteliğinde olduğunu, dava konusu taşınmaz için 1995 yılından bu yana ecrimisil ödediğini, TMK'nın 713/1-2. maddesine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davalarında, koşullarına uygun olarak 20 yıllık zilyetlik süresinin tamamlandığı anda mülkiyetin kazanıldığının ve zilyet lehine kazanılmış (müktesep) hak doğduğunun kabulü gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Şanlıurfa ili, Siverek ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 529 parsel sayılı taşınmazın 29.09.1975 tarihinde Hazine adına susuz bağ vasfında tespit edildiği, tespitin 18.11.1975 tarihinde kesinleştiği, davanın 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 12.12.2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.