"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/183 E., 2024/287 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...; babası ...'ın 1975 yılında Sürmene ilçesi, ... Mahallesinde bulunan taşınmazının 2000 m2'lik kısmını Sürmene Milli Eğitim Müdürlüğüne okul yaptırması için verdiğini, kadastro çalışmaları sonucu ... Köyü Tüzel Kişiliği adına 203 ada 5 parsel numarası ile tespit edilen bu taşınmazın yüz ölçümü 2000 m2 olması gerekirken 3485,44 m2 olduğunu, bunun 1485,44 m2'sinin babasından taksim sonucu kendisine kalan yer olduğunu, kadastro tespitinin hatalı yapıldığını ileri sürerek 1485,44 m2'lik taşınmaz bölümü bakımından tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, davacının taşınmazında bir alan azalması olmamakla birlikte olsa bile bu durumun Hazine taşınmazı lehine olmadığını, diğer mirasçıların da taraf olarak davada yer almalarının gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.11.2019 tarihli ve 2018/91 Esas, 2019/294 Karar sayılı kararıyla; davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Hazine aleyhine açılan davanın ispatlandığı gerekçesiyle kabulüyle dava konusu 203 ada 5 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 1485,03 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 05.02.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/27 Karar sayılı kararıyla, eksik inceleme nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın Yerel Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin 23.02.2021 tarihli 2020/35 Esas, 2021/65 Karar sayılı kararıyla; davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, davalı Hazine yönünden dava konusu taşınmazın evvelinde davacının mirasbırakan babası ...'ye ait olduğu, onun tarafından taşınmazın 2000 m2'lik kısmının okul yapımı için bağışlandığı, bağışlanan yer dışında kalan yerin mirasbırakan ... ve çocukları tarafından kullanılmaya devam edildiği, mirasbırakanın ölümü ile bu yerin çocuklarına intikal ettiği, çocukları arasında yapılan paylaşım sonucu davacıya kaldığı ve halihazırda davacı tarafından kullanıldığı, yapılan paylaşıma itiraz edilmediği ve kardeşler arasında bir ihtilaf bulunmadığı, taşınmazın dava edilen kısmının fındık bahçesi niteliğinde olduğu, davacı tarafından sunulan eski tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyduğu, kadastro tespitinin hatalı yapıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle 203 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 03.11.2020 havale tarihli fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (5/B) harfi ile gösterilen 1485,03 m²'lik kısmının tapu kaydının iptali ile aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 23.02.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 03.11.2021 tarihli kararı ile davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1.Bölge Adliye Mahkemesinin 03.11.2021 tarihli kararının süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece; “Mahkemece mahalli bilirkişi ve tanık beyanları hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş, ne var ki davaya konu taşınmaz 2008 yılında yapılan kadastro çalışmaları neticesinde, tapu kaydı uygulanmak suretiyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Kadastro tespitinin dayandığı 28.10.1975 tarihli tapu kaydında davacının mirasbırakan babası ...'ın hibesinden söz edilmediği gibi tapu kaydının dayanağını oluşturan köy ihtiyar heyetinin 21.10.1975 tarihli kararında da, eskiden beri köyün ortak malı olan ve hudutları belirtilen 2000 m2 fundalıktan ibaret bulunan yerin okul arsası olarak tapusuzdan köy tüzel kişiliği adına tapuya tescil edilmesine karar verildiği görülmektedir. Bilindiği üzere tapu kaydı sabit sınırlı ise, kapsamı miktarı itibarıyla değil hudutları itibarıyla geçerlidir. Tapu kaydının krokisinin ölçeksiz olduğu ancak hudutlarının doğudan ... tarlasından 10 metre batısında, kuzeyden Hacıhasanlıdan orta mahalleye geçen yol, batısından ... tarlası, güneyden yeni yapılan şose olarak belirtildiği, yapılan uygulamada da tapu kaydının hudutları itibarıyla dava konusu taşınmazı kapsadığı anlaşılmıştır. Bu durumda tapu kaydı hudutları itibarıyla geçerli olacağından, kayıt karşısında davacının zilyetliğinin hukuki değeri yoktur. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılıp İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilamındaki gerekçeler benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece daha önce davanın kabul edildiğini, ancak davalının itirazı üzerine hükmün bozulduğunu, adil bir karar verilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Kadastro sonucu; Trabzon ili, Sürmene ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 203 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 28.10.1975 tarihli ve 45 sıra nolu tapu kaydına dayanılarak 3485,44 m2 yüz ölçümü ve "kargir iki katlı lojman ve tuvalet ve arsası" niteliği ile davalı ... adına tespit edildiği, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitinin 19.11.2008 tarihinde kesinleşerek taşınmazın tespit maliki adına tapuya tescil edildiği, 17.11.2014 tarihinde kurumlar arası tashihen devir işlemiyle davalı Hazine adına kaydedildiği anlaşılmaktadır.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Sürmene Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
17.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.