Logo

1. Hukuk Dairesi2025/282 E. 2025/1064 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasının hak düşürücü süre geçtikten sonra açılıp açılmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların kadastro tespit tarihlerinin 1982 yılı olduğu, davanın ise 2018 yılında açıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek yerel mahkeme kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1762 E., 2024/1277 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/180 E., 2022/520 K.

Bölge Adliye Mahkemesinin davacılar vekilinin istinaf isteğinin esastan reddine ilişkin kararı davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davacıların murisi ...’den kalan ve Silivri ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 681, 433, 1632, 1329, 1233, 1916 (eski 1240) 608, 1278, 279, 280 ve 1626 (1699) sayılı 11 adet taşınmazda kadastro çalışmaları yapılırken hatalı olarak davalıların murisleri adına da tespit edildiğini ileri sürerek 11 adet taşınmazın davalılar adına kayıtlı paylarının iptali ile bu payların Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/205 Esas, 2016/406 Karar sayılı veraset ilamı doğrultusunda davacılar adına tesciline, tapu iptal ve tescil talepleri kabul edilmezse, davalılar adına kayıtlı payların rayiç değerleri tespit edilerek dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tazmin edilip davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Bir kısım davalılar vekili; hak düşürücü sürenin geçtiğini, iddianın doğru olmadığı belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleştiği, davacı tarafın taşınmazın murislerinden kaldığını ve kadastro tespiti sırasında tespitin yanlış yapıldığının ileri sürdüğü, 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazlara ait tutanakların en son 06.04.1982 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 28.05.2018 tarihinde açıldığı gerekçesi ile davacılar vekilinin istinaf isteğinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesinin 2014/6673 sayılı kararında, 18.11.2009 tarihinden önce 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu ve kadastro tespitinden kaynaklanan hatalardan dolayı açılacak tazminat davalarında, zamanaşımı süresinin 18.11.2009 tarihinden itibaren hesaplanması gerektiğinin ifade edildiğini, tapu kayıtlarında yapılan hatalı işlemleri başka türlü öğrenme ve bu işlemlere itiraz etme haklarının olmadığını, hatayı Silivri 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/169 Esas sayılı dosyası ile öğrendiklerini, hatalı işlemlere karşı 25.08.2018 tarihinde eldeki davanın açıldığını, yukarıda belirtilen Anayasa Mahkemesi kararının, eldeki davada da uygulanması gerektiğini, taşınmazların muris ... mirasçıları adına tescil edilmesi gerekirken ...’in muris ile evli gibi gösterilerek ..., ..., ... ve ... adına da pay tescil edildiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

İstanbul ili, Silivri ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu taşınmazların 08.04.1932 tarih, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124 ,125, 126, 127 sayılı tapu kayıtlarına binaen ... oğlu ... mirasçıları adına tespit edildiği, dava konusu 681 parselin tespitinin 06.04.1982, 433, 1329, 1233, 1916, 608, 1278, 279, 280 ve 1629 parsellerin tespitinin 02.03.1982, 1632 parselin tespitinin 04.05.1982 tarihlerinde kesinleştiği, eldeki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 28.05.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.