"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/301 E., 2024/735 K.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Hakkari ili, Yüksekova ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 125 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında mera olarak tespit edildiğini, ancak taşınmazın 484 dönümlük kısmının davacıların atalarından itibaren 80-90 yıldan beri tarla olarak kullanıldığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın kadimden beri mera vasfında olduğunu, bu nedenle zilyetlikle edinilemeyeceğini, bu bölgede herhangi bir toprak tevzi çalışması bulunmadığını, davacılar ve mirasbırakanları lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının incelenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.02.2019 tarihli ve 2015/242 Esas, 2019/284 Karar sayılı kararıyla; dava konusu yerin mera, taşlık, bataklık veya kamuya tahsisli yerlerden olmadığı, hava fotoğraflarına göre (A), (C) ve (D) olarak gösterilen yerlerin biçenek amaçlı olarak 1968 yılından bu yana kullanıldığı, yapılan keşifteki gözlemlere göre davacıların zilyetliğinin kendilerine geçmesi suretiyle iyiniyetli ve malik sıfatıyla zilyet olduğu ve zilyetliğin halen devam ettiğinin görüldüğü, (A), (C) ve (D) olarak gösterilen taşınmazlar üzerinde 20 yıl süreyle davasız ve aralıksız olarak malik sıfatıyla zilyetlik koşullarının davacılar lehine oluştuğunun ispatlandığı gerekçesiyle çekişmeli 125 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 167.712,86 m², (C) harfi ile gösterilen 141.117,71 m² ve (D) harfi ile gösterilen 84.440,35 m²'lik kısımları yönünden davanın kabulüne, bu kısımların tapu kaydının iptali ile 1/8'er payla aynı adanın son parsel numarası verilmek kaydıyla davacılar adına tesciline, (B) harfi ile gösterilen alan yönünden davanın reddi ile bu kısmın tespit gibi tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 09.11.2023 tarihli ve 2022/840 Esas, 2023/6464 Karar sayılı ilamıyla; varılan sonucun dosya kapsamına uygun olmadığı, Mahkemece 23.05.2018 tarihinde yapılan keşifte davaya konu taşınmazın toprak yapısının komşu parsellere benzediği, yonca ve biçenek olduğu, üst tarafının mera olduğu yönündeki gözlemlerine yer verildiği, dinlenen yerel bilirkişiler taşınmazların mera olmadığını ve davacıların zilyetliğinde olduğunu beyan etmişlerse de davaya konu taşınmazın ham toprak niteliğinde komşularının bulunduğu, komşu taşınmazlarının bir kısmının davalı olduğu ve yakınında büyük mera parselleri bulunduğu, ziraat bilirkişi kurulu raporunda davaya konu taşınmazın (A), (C) ve (D) ile gösterilen bölümlerinin tarıma elverişli olduğu ve mera arazilerinden farklı bitki örtüsü ve toprak yapısına sahip olduğu belirtilmiş ise de taşınmazın biçenek olarak kullanıldığı, (B) ile gösterilen ve mera niteliğinde olan kısmın diğer 3 taşınmaz bölümünün birbiriyle olan irtibatını kopardığı, taşınmazın köy yerleşim ve tarım alanlarına sınır olduğu yönündeki tespitin dosya kapsamıyla uyumlu olmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümleri ile komşu mera niteliğindeki taşınmaz bölümünü ayıran herhangi bir sabit sınır veya doğal ayırıcı unsurdan bahsedilmediği, yine jeodezi bilirkişi raporunda taşınmazın tamamının biçenek amacı dışında tarımsal amaçla kullanıldığına dair somut bir tespitin bulunmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin kısmen tarımsal amaçlı kullanıldığının bildirildiği, bu durumda temyize konu taşınmaz bölümlerinin de meradan açıldığının kabulünün zorunlu olduğu, meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi neye ulaşırsa ulaşsın bu zilyetliğe hukuken değer verilmesinin mümkün bulunmadığı, ot biçme suretiyle taşınmaz üzerindeki kullanımın ekonomik amaca uygun kullanım olarak kabulünün de mümkün olmadığı göz önünde bulundurularak davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bozma ilamında yer verilen gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; hava fotoğraflarının incelenmesinde taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyetin bulunduğunun tespit edildiğini, taşınmazın dağ köyünde bulunması nedeniyle bölgede hayvanların kışlık yeminin toplanması amacıyla biçenek şeklinde kullanıldığını, biçeneklerin en az buğday ve yonca tarlaları kadar ekonomik değere sahip olduğunu, verilen bozma kararının bölge halkını mağdur ettiğini, taşınmazın son dönemlerde traktörle dahi biçilebildiğini, taşınmazın yüzyıldan fazladır bu şekilde kullanıldığını, yeniden keşif yapılarak güncel teknolojik gelişmeler doğrultusunda inceleme yapılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine istemine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.