"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/347 E., 2024/574 K.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen davanın reddine ilişkin karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; Batman ili, Merkez ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan ve 1957 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacıya babasından intikal ettiğini, çok uzun süredir davacının zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiş, davacı ...'ın yargılama sırasında ölümü ile davaya mirasçıları devam etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, İdareleri tarafından yaptırılan tahkikat sonucu taşınmazın kullanılmadığının, taşlık kayalık vaziyette olduğunun tespit edildiğini, davacı lehine zilyetlikle mülkiyet kazanma koşullarının oluşmadığını, taşınmazın Türk Medeni Kanunu'nun 713/6. maddesi hükmü uyarınca Hazine adına tescilini talep ederek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 25.09.2014 tarihli ve 2013/65 Esas, 2014/482 Karar sayılı kararıyla; teknik bilirkişinin 22.05.2014 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 31.465,27 metrekarelik bölümü üzerinde davacı lehine Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.04.2019 tarihli ve 2016/9436 Esas, 2019/2964 Karar sayılı kararıyla; yapılan araştırma ve uygulamanın hükme yeterli bulunmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmın 2002 tarihli hava fotoğrafında tarımsal faaliyette kullanıldığı, 1984 ve 2002 tarihleri arasında hava fotoğrafı bulunmadığından mahalli bilirkişi beyanlarının esas alındığı, böylece davacı lehine zilyetlikle mülkiyet edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın anılan kısım yönünden kabulüne, fen bilirkişi raporunda (B1) ve (B2) harfleri ile gösterilen taşınmazlarda herhangi bir kullanım tespit edilemediğinden bu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 04.12.2023 tarih, 2022/5638 Esas, 2023/7091 Karar sayılı kararı ile; temyize konu (A) harfli taşınmazda 08.11.2021 tarihli jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişinin raporunda 1977 ve 1984 yıllarına ilişkin hava fotoğraflarında tarımsal kullanım olmadığı, 2002 yılına ait hava fotoğrafında ise tarımsal kullanım olduğunun belirtildiği, 10.11.2021 tarihli 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi heyetinin raporunda ise (A) harfli taşınmazın öncesinin çok taşlı olması nedeniyle imar-ihyaya ihtiyaç duyulan yerlerden olduğu, heyet gözlemine göre taşınmazın 1984 ile 2002 yılları arasında imar-ihyasının tamamlandığı belirtilmiş olup bu haliyle (A) harfli taşınmaz bölümü üzerinde imar-ihyanın tamamlandığı tarih ile davanın açıldığı 2013 yılı arasında ekonomik amaca uygun zilyetlik süresinin oluşmadığı ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı taraf lehine gerçekleşmediği, davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; bozma kararındaki gerekçe benimsenerek krokide (A) harfi ile gösterilen 28.792,07 m²'lik taşınmaz yönünden zilyetlikle edinme koşulları gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın harca esas değeri üzerinden tarifede öngörülen nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca TMK'nın 713/6. maddesi gereğince dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan yerin tescili istemine ilişkindir.
Batman ili, Merkez ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu taşınmazın 09.11.1957 yılında kesinleşen kadastro çalışmaları sonucunda kayalık olması nedeniyle tescil harici bırakıldığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin davalarda TMK'nın 713/6. maddesi uyarınca, davalılar ve itiraz edenler aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebilirler.
Somut olaya gelince, davalı Hazine vekili cevap dilekçesi ile çekişmeli taşınmaz bölümünün Hazine adına tescilini talep etmiş, Mahkemece davanın reddine karar verilmesine karşın davalı Hazinenin tescil talebi yönünden bir karar verilmemiştir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davalı Hazinenin tescil talebi yönünde bir değerlendirme yapılarak olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin değinilen yöne ilişkin temyiz itirazının kabulüyle 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren Batman 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
07.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.