Logo

1. Hukuk Dairesi2025/604 E. 2025/2122 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargılamanın iadesi talebinde bulunan davacıların, davalı tarafından adreslerinin kasıtlı olarak yanlış bildirilmesi suretiyle davadan haberdar edilmedikleri iddiası üzerine açılan davanın, hak düşürücü süre ve taraf teşkili yönünden değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin, yargılama aşamasında ölen davalıların mirasçılarının tespiti için verilen sürelerde gerekli işlemleri yaptığı ve veraset ilamlarını dosyaya sunduğu, bu nedenle taraf teşekkülünün sağlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, ayrıca davanın iş mahkemesi sıfatıyla değil genel mahkeme sıfatıyla görülmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2020/44 E., 2021/354 K.

Mahkeme kararı asıl davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada davacılar; yargılamanın iadesini talep ettikleri Mardin Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/77 Esas sayılı dosyası ile eldeki davada davalı ... tarafından Hazine ve kendilerinin aralarında bulunduğu kök muris ... ... mirasçıları aleyhine açılan kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacı ... tarafından adreslerinin kasıtlı olarak yanlış bildirilerek davadan haberdar olmalarının engellendiğini ve yargılamanın kabulle sonuçlandırılmasının sağlandığını, oysa 1972 yılında İstanbul'a ailecek göç ettikleri halde anılan dosyada adlarına yapılan tebligatların hiçbir zaman ikamet etmedikleri "... Cad. Tayfur Apt. Daire:1 ..." adresine tebliğ edildiğini, ...'ın hile ile gerçek adreslerini gizlediğini ileri sürerek yargılamanın iadesini istemişlerdir.

Birleştirilen davada davacılar; yargılamanın iadesini talep ettikleri Mardin Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/77 Esas sayılı dosyasında davacı ...'ın hileli davranışları sonucunda kendilerine yapılan tebligatların ulaşması engellenerek kararın kesinleştirildiğini ileri sürerek yargılamanın iadesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili; yargılamanın iadesi talebinde bulunan davacıların iddialarının asılsız olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.

Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 15.11.2012 tarihli ve 2009/474 Esas, 2012/599 Karar sayılı kararı ile; asıl dava yönünden davalı tanıkları beyanlarında davacılardan ...'ın davalı ... ile 2007 yılında miras konuları ile ilgili konuşup miras hissesi istediğini ifade ettikleri, her ne kadar anılan davacı, davalı ... ile mirasla ilgili bir şey konuşmadığını beyan etmişse de inandırıcı bulunan davalı tanık beyanlarına itibar edildiği, davacıların en geç 2007 yılında davadan haberdar oldukları, kaldı ki 1988 yılında açılan davadan haberdar olmadıklarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davanın 3 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle asıl davada yargılamanın iadesi talebinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine, birleştirilen davanın ise açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkeme kararının asıl davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 09.05.2018 tarihli ve 2015/15166 Esas, 2018/12402 Karar sayılı kararı ile; "...Dosya arasındaki belgelere göre; yargılama sırasında dava dilekçeleri, ... Caddesi, Tayfur Apt. Daire:1 ... adresine gönderilmiş ve tebligatlar, “Muhatap taşınmış, nereye gittiği bilinmiyor” kaydı ile iade edilmiş olmasına rağmen, bundan sonraki tüm tebligatlar yine ... Cad. Tayfur Eğilli Apt. Kat:2/2 ... eliyle ... adresine gönderilmiş ve tebligatlar ... tarafından teslim alınmıştır. Yargılamanın iadesi istenilen dosyada taraflar kardeş olup davacıların bu adreste ikamet ettiklerine ya da tebligatları teslim alan ... ile davacılar arasında tebligatları almaya yetkili olduğuna dair bir bilgi olmadığı gibi, aksine dosya arasındaki belgelere göre davacıların 1986 yılından bu yana İstanbul/ .../Cerrahpaşa adresinde ikamet ettikleri anlaşılmaktadır. Ayrıca her ne kadar Mahkemece, davalı tanıklarının, “davacılardan ...'ın, ... ile 2007 yılında miras konuları ile ilgili konuştuklarını, miras hissesi istediğini” söyledikleri gerekçesi ile davanın 3 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığından, hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş ise de tanık anlatımları duyuma dayalı olup davacının gerçekten davadan haberdar olduğunu ispata yarar bilgi içermemektedir. Kaldı ki, diğer davacıların davadan haberdar oldukları yönünde bir tanık anlatımı ya da bilgi de bulunmamaktadır. Bu nedenle 3 aylık sürenin geçirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda yapılacak araştırma sonucunda toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma inceleme sonucunda yazılı gerekçelerle yargılamanın iadesi talebinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur...." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyulduktan sonra davacı vekiline bir kısım ölen davalıların mirasçılarının davaya dahil edilmesi için gerek ara karar gerek celselerde verilen kesin sürelere rağmen taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraf teşkilinin sağlanması amacıyla ölen davalıların veraset ilamlarının dosyaya sunulduğu halde Mahkemece veraset ilamları gereğince davaya dahil edilen ve adlarına çıkarılan tebligatların dönüşü beklenmeksizin davanın taraf teşkili sebebiyle reddine karar verildiğini, usul hatası yapıldığını, işin esasının incelenmesi gerektiğini, ayrıca Mahkemece son iki celseye iş mahkemesi sıfatıyla bakılmış olmasının da doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Asıl ve birleştirilen dava, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacıların yargılamanın iadesini talep ettiği Mardin Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/77 E. sayılı dosyası üzerinden eldeki davada davalı ... tarafından 19.01.1988 tarihinde Hazine ve eldeki davacıların da aralarında bulunduğu kök muris ... ... mirasçıları aleyhine kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının açıldığı, Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk kararın Yargıtay'ca eksik araştırma yapıldığından bahisle bozulduğu, bozma sonrası Mahkemenin 1990/208 E. 1990/2020 K. sayılı dosyası ile davanın kabulüne 670 ada 14 ve 46 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile ... adına tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesince 17.01.1991 tarihinde onandığı, karar düzeltme isteği reddedilerek 03.05.1991 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Hemen belirtmek gerekir ki, Mahkemece, son iki celse davaya "iş mahkemesi sıfatıyla" bakılarak gerekçeli karar başlığında da "iş mahkemesi sıfatıyla" ibaresi yazılmışsa da davanın niteliği itibarıyla iş mahkemesinde görülebilecek dava türlerinden olmadığı kaldı ki bozma öncesi ve sonrasında davaya genel mahkeme sıfatıyla bakıldığı, bu hususun sehven yapılan hataya dayandığı açıktır.

Diğer yandan, taraf koşulu; 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartı olup mahkemelerce re’sen gözetilecektir (HMK'nın 115/1). Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup usulen taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilerek hüküm kurulamaz.

Somut olayda; Mahkemece davacı vekiline taraf teşkilinin sağlanması hususunda verilen kesin sürenin gereğinin yerine getirilmediği gerekçesiyle dava şartı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir.

Şöyle ki; Mahkemece 03.09.2020 tarihli ara kararı ile yargılama sırasında ölen davalı ... ... mirasçılarının, davalı ... ... (Gölbaş) mirasçılarının, davalı ... mirasçılarının, davalı ... mirasçılarının ve davalı ... mirasçılarının davaya dahil edilmesi için davacılar vekiline süre verildiği, davacılar vekilinin anılan kişilerin veraset ilamlarını alabilmesi için kendisine yetki verilmesini istemesi üzerine Mahkemece 03.11.2020 tarihli celsede davacılar vekiline yetki verilmesine karar verildiği, ancak yetki belgesinin düzenlenmediği, davacı vekilince 30.11.2020 tarihli dilekçeyle ölü davalı ... ...'ın veraset ilamına ulaştıklarını belirtip dosyaya sunulduğu, ancak diğer ölen davalılar ..., ... ..., ... ve ...'in veraset ilamlarını alabilmek için her biri için ayrı ayrı yetki belgesi düzenlenmesinin istendiği, Mahkemece bunun üzerine 06.01.2021 tarihli yetki belgesiyle davacılar vekiline ölen her bir davalının ayrı ayrı isimleri yazılmak suretiyle yetki belgesi verildiği, davacılar vekilinin 12.01.2021 tarihli dahili dava dilekçesiyle ..., ... ... , ... ve ... (ölü ... mirasçısı) veraset ilamlarının dosyaya sunulduğu, davalı ... ...'ın mirasçılık belgesinin ise noterden alınamadığından Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2021/55 E. sayılı dosyası üzerinden dava açıldığının belirtildiği, Mahkemece ..., ... ..., ... ve ...'ın veraset ilamları dosyaya sunulduğu halde 27.01.2021 tarihli celsede ara kararla yeniden ..., ... ..., ... ve ...'ın veraset ilamlarının dosyaya sunulması için ve ayrıca ... ...'ın veraset ilamının sunulması için davacı vekiline kesin olmayan süre verildiği, davacılar vekilinin 12.02.2021 tarihli dahili dava dilekçesiyle, davalı ... ...'ın veraset ilamını dosyaya sunarak mirasçılarının davaya dahil edilmesini istediği, yine davacılar vekilinin 12.03.2021 tarihli dilekçesiyle de ..., ..., ... ... ve ...'ın mirasçılarının davaya dahil edilmesini istediği, Mahkemece bunun üzerine anılan kişilerin mirasçılarına dahili dava dilekçelerinin tebliğe çıkarıldığı, ancak 17.03.2021 tarihli karar celsesinde davanın taraf teşkili nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, ayrıntılı açıklandığı üzere davacılar vekilinin verilen süreler içerisinde ilgili işlemleri yaptığı ve ölen davalıların veraset ilamlarını dosyaya sunduğu anlaşıldığından, Mahkemece taraf teşkilinin sağlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.

Hal böyle olunca; davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılması, davacılar vekili tarafından ibraz edilen veraset ilamları ve dosya arasında yer alan güncel nüfus kayıtları göz önünde bulundurularak yöntemince taraf teşkilinin sağlanması ve bu yolla taraf koşulu sağlandıktan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz eden davacılara iadesine,

Dosyanın Mardin 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğ tarihinde itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

21.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.