Logo

1. Hukuk Dairesi2025/601 E. 2025/2341 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından hamdan ihya edildiği iddia edilen taşınmazın zilyetlik yoluyla tescili talebine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, Yargıtay’ın bozma ilamı uyarınca yapılması gereken keşif giderlerini ve bilirkişi ücretini kesin süre içerisinde yatırmaması nedeniyle ispat yükünü yerine getiremediği gözetilerek davanın reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/403 E., 2024/478 K.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; ... köyünde bulunan, doğusu 103 parsel, batısı yol ve 147 parsel, kuzeyi 137 parsel, güneyi taşlık ve 144 parsel sayılı taşınmazla çevrili 30 dönüm taşınmazı hamdan ihya etmek suretiyle tarla haline getirdiğini, çekişmeli taşınmazı 20-25 yıldır aralıksız olarak malik sıfatıyla ekip biçtiğini belirterek adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; çekişmeli taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaz üzerinde zilyetlikle edinim koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılarak davanın reddi ile çekişmeli taşınmazın Hazine adına tescilini istemiştir.

Davalı ... vekili; ... köyünün ... sınırları içine alınarak mahalle statüsüne dönüştüğünü, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Yasası'nın 31. maddesinin geçici 2. maddesine göre belediye hudutları içerisinde kalan arsaların genişleme ve planlama kapsamındaki arsalar olduğundan zilyetliğe konu edilemeyeceğini belirterek çekişmeli taşınmazın Belediye adına tescilini istemiştir.

Davalı ... vekili; kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, çekişmeli taşınmazın davacı adına zilyetlikten tescilinin mümkün olmadığını, davanın açıldığı tarih itibariyle 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolduğunun kanıtlanamadığını belirterek davanın husumet ve esas yönünden reddi ile taşınmazın Belediye adına tescilini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bala Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.01.2009 tarihli ve 2008/126 Esas, 2009/17 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazın Çankaya ilçesinde bulunması nedeniyle davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Dosyanın yetkisizlik kararı ile geldiği Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.12.2015 tarihli ve 2009/202 Esas, 2015/441 Karar sayılı kararı ile; çekişmeli taşınmazın 1966 yılında kadastro çalışmaları sırasında tapulama harici çalılık olarak bırakıldığı, keşif sırasında dinlenen tanıkların davacının taşınmazı 30 yıldır kullandığını beyan ettiği, ancak 1980 yılında taşınmazın imar-ihya edilmediği ve doğal görünümünde olduğunun tespit edildiği, 1991 yılındaki hava fotoğraflarında ise taşınmazın tarla olarak kullanıldığı, 1991 yılından özellikle 1985-1990 yılları arasında hava fotoğraflarının bulunmadığı, 1991 yılından öncesi dönemde imar-ihya edildiğinin davacı tarafından kanıtlanamadığı, 1991 yılında imar-ihya edildiği kanıtlanan taşınmazda dava tarihi 2008 yılına kadar zilyetliğin 17 yıl olduğu, bu nedenle 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmadığı, başkaca kayıt ve belgelerle 20 yıl taşınmaza zilyet olduğunun davacı tarafından kanıtlanamadığı, tanıkların beyanının delil olarak hüküm vermek için tek başına yeterli olmadığı ve çekişme sonlandırılmadan taşınmazın Hazine adına tescilinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair karar verilmiştir.

Mahkemenin kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.06.2021 tarihli ve 2018/4367 Esas, 2021/4577 Karar sayılı kararıyla; taşınmazla ilgili mera tahsis kararı bulunup bulunmadığının araştırılması, davaya konu taşınmaz başında tanık ve mahalli bilirkişilerin katılımıyla keşif yapılarak çekişmeli taşınmazla ilgili mera tahsis kararı varsa kayıtlar uygulanarak çekişmeli taşınmazın kayıt kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi ve 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle taşınmazla ilgili zilyetlik araştırması yapılması gereğine değinilerek karar bozulmuştur.

Bozma ilamına karşı süresi içerisinde davalı ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Dairenin 20.04.2022 tarihli ve 2022/99 Esas, 2022/3345 Karar sayılı kararıyla; davalı ... vekilinin sair itirazları reddedilmiş, tescil davalarında TMK'nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ilanlar ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık itiraz süresinin dolmasının beklenilmesi gerektiği halde, usulüne uygun şekilde yasal ilanlar yaptırılmaksızın hüküm verilmesi cihetine gidildiği, 01.06.2021 tarihli bozma gerekçelerinde maddi hata ile bu hususun eksik bırakıldığı açıklanarak Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.06.2021 tarihli ve 2018/4367 Esas, 2021/4577 Karar sayılı kararına belirtilen husus eklenmek suretiyle karar bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararıyla; 30.04.2024 tarihli celse 2, 3 ve 4 nolu ara kararları gereği keşif kararları verildiği, davacı yana keşif harçlarının ve bilirkişi ücretlerinin 04.06.2024 keşif tarihinden iki gün öncesine kadar yatırmasının ihtar edildiği, ihtar mahiyetinde duruşma zaptının davacı vekiline 07.05.2024 tarihinde tebliğ edildiği, kesin sürenin ise 02.06.2024 tarihinde dolduğu, ancak davacı vekilinin eksik bilirkişi ücretinin ve keşif harçlarının kesin süre içinde ikmal edilmediği gibi bir sonraki celse olan 26.09.2024 tarihine kadar da ikmal etmediği, HMK’nın 120/2. maddesinde "Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir." hükmünün yer aldığı, davacı vekilinin kesin süre içerisinde keşif harcını, bilirkişi ücretini ve eksik gider avansını yatırmadığı, Yargıtay bozma ilamı gereğince dosyada keşif yapılması gerektiği, bilirkişilere harcayacakları mesai ile doğru orantılı olarak taktir edilen ücretin davacı vekilince ikmal edilmediği, davacının kesin süreye riayet etmediği gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın 1966 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında tapulama harici çalılık olarak bırakıldığını, yüz ölçümü itibariyle talep edilen kısım hakkında davacı adına tescilin mümkün olmadığını, yargılama sırasında dava konusu taşınmazın Hazine adına tescilini talep ettiklerini, davanın reddine karar verilirken çekişmeli taşınmazın Hazine adına tesciline de karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, tescil istemine ilişkindir.

Kadastro sonucu, Ankara ili, Çankaya ilçesi, ... Mahallesinde bulunan çekişmeli taşınmaz bölümü tespit harici bırakılmış, 06.08.2019 tarihinde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 8. maddesi, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından çıkartılan 2018/13 sayılı Genelgenin 21. maddesi, Kadastro Güncelleme Yönetmeliğinin 15/4. fıkrası, 2009/7 sayılı Genelgenin 2. maddesi uyarınca 105 ada 37 parsel sayılı 13.496,27 metrekare yüz ölçümü ve tarla vasfı ile Hazine adına kayıtlanmıştır.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

30.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.