"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/146 E., 2024/2815 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/291 E., 2023/707 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı ... Belediyesinin mülga 3030 sayılı Kanun uyarınca devretmekle yükümlü olduğu dava konusu 6976 ve 7962 parsel sayılı taşınmazları devretmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı ... Belediyesi adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; 3030 sayılı Kanun'da davalı ... yönünden doğrudan bir devir yükümlülüğünün bulunmadığını, aksine 6. madde gereğince yapılacak değerlendirme neticesinde idari takdir hakkı ve yetkisi olacak şekilde Valilik bünyesindeki Kurula devre karar verme yetkisi tanındığını, yine 6-B maddesinin 2. fıkrasından da acıkça anlaşılacağı üzere 6-A maddesinde büyüksehir belediyesine ve 6-B maddesinde ilçe belediyesine bırakılan yerlerde bazen çakışma yasanabileceğini, bu hususta Kurulun takdir yetkisinin bir kez daha açıkça kendisini gösterdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla
; davanın iptal tescil davası olup adli yargının görev alanına girdiği, mülga 3030 sayılı Kanun'un, yürürlük tarihi itibarıyla gerçekleşen olaylara uygulanmasının mümkün olduğu, aynı Kanun'un geçici 5. maddesinde düzenlenen 1 yıllık sürenin devir için makul süre olup hak düşürücü ya da zamanaşımı süresi olmadığı gibi, idari başvurunun dava şartı da olmadığı, dava konusu taşınmazların ilçe belediyesine devri mümkün taşınmazlardan olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla
; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın idari yargının görev alanına girdiğini, yürürlükten kaldırılan 3030 sayılı Kanun'un uygulama alanının bulunmadığını, davanın süre aşımından reddinin gerektiğini, usul ve yasaya aykırı karar verildiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu İstanbul ili, Tuzla ilçesi, ... Mahallesinde yer alan tarla niteliğindeki 6976 parsel sayılı taşınmaz ile arsa niteliğindeki 7962 parsel sayılı taşınmazın davalı ... Belediyesi adına kayıtlı oldukları, taşınmazların evveliyatında davacı Belediyeye ait iken 1981 yılında tashihen İstanbul Belediyesi adına kaydedildikleri anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 3030 sayılı Kanun 10.7.2004 tarihli 5216 sayılı Kanun'un 31. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ise de 3030 sayılı Kanun'un yürürlüğü tarihi itibarıyla gerçekleşen olaylara uygulanması gerektiği açıktır. Eldeki davada, 3030 sayılı Kanun hükümlerine bağlı kalınarak çekişmenin buna göre çözülmesi gerekmektedir.
3030 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesinde; bu Kanun ile büyük şehir belediyesi statüsüne dönüştürülmüş bulunan belediyelerin ana hizmet bina ve tesisleri ile 6/A maddesinde belirtilen hizmetlere bırakılması gerekenler hariç her türlü tesis, araç, gereç, taşınır ve taşınmaz mallar ile bunlara ait hak ve borçların belediye sınırları esas alınmak suretiyle ilçe belediyelerine devredileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Ne var ki, Mahkemece çekişme konusu taşınmazların bu yasal düzenleme kapsamında kalıp kalmadığı, bir başka ifade ile iadesi gerekmeyen taşınmaz olup olmadıkları yönünde araştırma yapılmaksızın neticeye gidilmiştir.
Hal böyle olunca; dava konusu taşınmazların 3030 sayılı Kanun'un 6/A hükmü kapsamı içerisinde kalıp kalmadığını denetlemeye imkan verecek şekilde detaylı bilirkişi raporu alınması, Mahkemece her bir taşınmazın Kanun’un 6/A maddesi kapsamında kalıp kalmadığı hakkında değerlendirme ve gerekçelendirme yapılmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile; temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.