"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/3104 E., 2024/3175 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bafra 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/344 E., 2024/73 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; paydaşı olduğu dava konusu 179 ada 55 parsel sayılı taşınmazda davalı oğlu ile yaşadığını, davalı ve eşinin ölene kadar kendisine ve eşine bakacağını belirtmesi üzerine taşınmazı devrettiğini, eşinin ölümü üzerine tavırlarının değiştiğini, son 2 aydır kötü davrandıklarını, kendisini darp edip sokağa attıklarını, kandırıldığını, satış karşılığı bedel alınmadığını, zaten davalının da ödeme gücü olmadığını, taşınmazı satmasını gerektirecek sebep bulunmadığını ileri sürerek taşınmazın hile nedeniyle tapu kaydının iptali ve adına tesciline, olmazsa Türk Borçlar Kanunu 295/1. ve 295/2. maddeleri gereğince bağışlamadan dönme nedeniyle tapu iptali ve adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davanın süresinde açılmadığını, iddianın yazılı delille ispatı gerektiğini, kimsenin kendi muvazaasına dayanamayacağını, tanık dinlenmesine muvafakat etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; devrin hile nedeniyle geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 31.05.2024 tarihli 2024/1384 Esas, 2024/1521 Karar sayılı kararı ile, davalının davaya konu taşınmaz için davacı babasına satış bedeli ödemediği gibi davacı babasını bakacağına inandırarak taşınmazı üzerine almasından sonra davacı babasına bakmayarak evden kovduğunun ve hileli davranışlarla taşınmazı temlik aldığının tanık beyanları ile sabit olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 353/(1).b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Davacının 13.06.2024 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 01.07.2024 tarihli yazı ile feragat hususunda ek karar verilmesi için dosya İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 25.07.2024 tarihli ek kararı ile; davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
Ek kararın davacı vekili tarafından vekalet ücretine hasret istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosya içerisindeki 14.10.2024 tarihli asıl taraflarca düzenlenen ve imzalı anlaşma metni ve gerekse davalı asılın 11.11.2024 tarihli dilekçelerindeki beyanından, tarafların birbiriyle anlaştıkları ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığı ancak sunulan bu belgelerde davalı vekilinin imzası bulunmadığı, Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesi gereğince, dava sonundaki kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenebilecek vekalet ücreti avukata ilişkin olduğundan, asılın vekiline ilişkin vekalet ücretinden feragatinin hüküm ifade etmeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; tarafların yargılama gideri talep etmemek kaydıyla feragat konusunda anlaştığını, ancak davacının protokolü sunmayı unuttuğunu ve vekalet ücretine ilişkin anlaşmayı belirtmediğini, davalı tarafından yanlış yönlendirildiğini, vekalet ücreti olacağını bilse feragat etmeyeceğini, hata nedeniyle iradesini yanlış yönde bildirdiğini, sulh protokolünden sonra yazılan ek kararın hatalı olduğunu, vekalet ücretine ilişkin 3 nolu kararın çıkarılması yerine karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa bağışlamanın geri alınması nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup çekişme, feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin hükümde vekalet ücreti takdirine yöneliktir.
HMK’nın 310. maddesi “(1) Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (2) (Ek:22/7/2020-7251/29 md.) Feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir. (3) (Ek:22/7/2020-7251/29 md.) Feragat veya kabul, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı feragat veya kabul hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.”
312. maddesi; “(1) Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir. (2) Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.”
330. maddesinde ise; “(1) Vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücreti, taraf lehine hükmedilir.” düzenlemeleri yer almaktadır.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 6. maddesinde de; “(1) Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, bu Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.” hükmü mevcuttur.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu 164/5. maddesi “Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.” şeklindedir.
Dava konusu 179 ada 55 parsel sayılı 26.415,89 m2 miktarlı tarla nitelikli taşınmazın ½ payı davacı ... adına kayıtlı iken 11.09.2018 tarihinde 11.000,00 TL bedelle davalı oğluna devrettiği, dosya içerisine alınan 12.06.2024 tarihli, taraflarca imzalanan sulh protokolü başlıklı belgede tarafların anlaştığı, davacının davadan feragat edeceği, tarafların karşılıklı olarak yargılama masrafı ve vekalet ücreti talep etmeyeceklerinin kararlaştırıldığı, davacının 13.06.2024 tarihli dilekçe ile davalı ile haricen her konuda anlaştığını davadan feragat ettiğini bildirdiği, davalı asılın 05.08.2024 tarihli dilekçe ile yargılama masrafı ve vekalet ücreti talebi olmadığını beyan ettiği, taraflarca imzalı 14.10.2024 tarihli dilekçe de aynı hususların tekrar edildiği, davalı vekilinin istinaf isteğinin ve temyiz talebinin reddini savunduğu, davalı asılın ise 11.11.2024 tarihli dilekçe ile istinaf talebine itiraz etmediğini anlaştıklarını, yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğini beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, vekil, vekil edenin iradesine uygun davranmak zorunda olup davalı vekil edenin iradesinin ise vekalet ücreti istemediği yönünde olduğu, vekilin vekalet ücretine ilişkin isteğinin vekil ile vekil eden arasındaki iç ilişki olduğu gözetildiğinde, davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği açıktır.
Ne var ki anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen 25.07.2024 tarihli ek kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin hükümden çıkarılmasına yerine, “Davalı asılın davacıdan vekalet ücreti talebi bulunmadığından davalı vekili yönünden vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.