"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1172 E., 2024/1658 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Düzce 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/303 E., 2023/130 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı ...; dava dışı ... ile paydaşı oldukları dava konusu 1486 parsel sayılı taşınmaz hakkında kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenip bina yapılması konusunda mimar olan davalı ...'nin kendisine teklifte bulunduğunu, taşınmazdaki payı üzerinde eşinin borçları sebebiyle hacizler bulunduğunu söylemeleri üzerine davalı ...’nin borçları için 13.000,00 TL ve 99.000,00 TL icraya ödeme yaptığını ve ayrıca eşi olan davalı ... adına kayıtlı 70.000,00 TL değerindeki aracı da kendisine devrettiğini, davalıların bu şekilde kendilerinde güven sağladıklarını, davalı ... ile icra borçlarının ödenmesi ve ayrıca yapılacak binadan iki daire verilmesi hususunda sözlü olarak anlaştıklarını, taşınmazdaki dava dışı ...'e ait payın vekaleten dava dışı eşi ... tarafından davalı ...'ye, bir süre sonra adına kayıtlı payını da davalı ...'ye satış yoluyla devrettiğini, ancak aradan 1,5 yılı aşkın süre geçtiği halde hala iki adet dairenin kendilerine verilmediğini, davalı ...'nin eşi ...'u çağırarak iki daire alınmış gibi sözleşme imzalattığını, daha sonradan davalılara ulaşamadığını, davalılar tarafından dolandırıldıklarını, taşınmazdaki payların davalı ... tarafından diğer davalı ...'ye devredildiğini öğrendiklerini, davalı ...'nin de davalı ...'nin öz dayısı olup kötüniyetli olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde bedelin tahsilini istemiştir.
Birleştirilen davada davacı ...; paydaşı olduğu dava konusu 1486 parsel sayılı taşınmazın üzerinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması konusunda akrabası olan davalı ...’u vekil tayin ettiğini, ancak daha sonra e-Devletten araştırdığında taşınmazının adına kayıtlı olmadığını ve davalılara devredildiğini gördüğünü, vekil ...'a durumu sorduğunda kendisine kat karşılığı inşaat yapılması amacıyla taşınmazdaki payını diğer davalı ...'ye devrettiğini, ancak devirden sonra davalının hiçbir inşaat yapmadan ve bedel ödemeden taşınmazı diğer davalı ...'ye devrettiğini söylediğini, davalı ...’un vekalet görevini kötüye kullandığını, kendisine herhangi bir bedel ödenmediğini, diğer davalıların da iyiniyetli olmadıklarını belirterek tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı ...; davalı ...'nin kendisine borçlu olduğunu, davalı ...'nin borçlarına karşılık dava konusu taşınmazı satın aldığını, üzerine bir miktar satış bedeli de ödediğini, iyi niyetli olduğunu, davalı ... ile akrabalık bağlarının koptuğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Asıl davada davalı ... ve asıl ve birleştirilen davada davalı ...; davacının asıl dava bakımından dava dışı ...'in payı yönünden dava açma ehliyetinin bulunmadığını, davacı ...'nin kendi iradesi ile taşınmazdaki payını devrettiğini, davacının icra borçlarının ödendiğini ve ayrıca davalı ... adına kayıtlı aracın davacı adına devredildiğini, satış bedelinin ödendiğini; birleştirilen davada davacı ...'nin ise kendi el yazısı ile yazıp imzaladığı belgede davalıdan herhangi bir alacak-borç ilişkisinin kalmadığını belirttiğini, davacıların satış bedelini aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Birleştirilen davada davalı ...; asıl davada davacı ...'nin eşi olduğunu, davalılar tarafından taşınmaz üzerine kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenip yapılacak binadan kendilerine daire verileceği yönünde kandırıldıklarını, ancak devir üzerinden 1,5 yıl geçtiği halde söz verilen 2 adet dairenin verilmediğini, davalı ...'ye ulaşılamadığını, diğer davalı ...'nin de davalı ...'nin dayısı olduğundan iyiniyetli olmadığını belirterek taşınmazın davacı ... adına tescilini, olmazsa bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince 23.11.2021 tarihli ara kararı ile, asıl davanın eldeki dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile; davalı ... tarafından dava konusu taşınmazın satışına ilişkin davalı vekil ...'a yapılan ödemelere dair adi yazılı belgeler ibraz edildiği, belgelerdeki imzalara bir itiraz olmadığı, yine davacı ...'nin imzasının bulunduğu belgede de dava konusu satıştan haberdar olduğunun ve davalı ...'den alacağı kalmadığının belirtildiği, bu imzaya da bir itiraz bulunmadığı, sonuç olarak vekil ... tarafından vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ancak davalılar ....ve ....'nin iyi niyetli oldukları, vekil ... ile el ve iş birliği içinde hareket ettikleri hususunun ispatlanamadığı gerekçesiyle tapu iptal tescil isteğinin reddine, terditli bedel isteğinin davalı vekil ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı ve davacı ...'nin imzasını inkar etmediği bila tarihli belgede dava konusu taşınmazla ilgili herhangi bir alacak-verecek veya bir bağının kalmadığına dair beyanda bulunduğu, vekil ile davalı ... 'nin el ve iş birliği içinde hareket ettiği hususunun ispatlanamadığı, davalı ...'nin de iyi niyetli 3. kişi olduğu, İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerine kat karşılığı inşaat yapılması amacıyla davalı ...'a vekaletname verdiğini, davalılar ...ve .... kötüniyetli ve muvazaalı işlemlerle bir kısım anlaşmalar yaptıklarını, davalı ...'nin daha sonra taşınmazı güvenceye almak amacıyla dayısı olan diğer davalı ...'ye devrettiğini, davacı ...'nin imzaladığı satışın bilgisi ve rızası dâhilinde olduğunu ve herhangi bir alacak vereceğin söz konusu olmadığını iddia ettiği yazılı bir belgenin davanın mahiyeti ve seyri açısından hiçbir önemi bulunmadığını, davalı ...'un taşınmaz üzerinde kat karşılığı inşaat yapılacağını söyleyerek vekaletname vermesi için kendisini ikna ettiğini, davalı ...'nin inşaat işlemlerinin yapılabilmesi için belediye dosyasına bu şekilde bir yazı eklenmesi gerektiğini söyleyerek kendisinden bu belgenin alındığını, davalılar.... ve....'un hileli davranışlarla kendisini kandırdığını, diğer davalı ...'nin de iyiniyetli olmadığını, el ve iş birliği içerisinde olduklarını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Asıl ve birleştirilen dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel isteğine ilişkin olup yargılama sırasında asıl davanın birleştirilen davadan tefriki ile ayrı esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, davacı ...'nin Sakarya .... Noterliğinin 14.08.2018 tarihli vekaletnamesi ile dava konusu taşınmazın satışı hususunda davalı ...'u vekil tayin ettiği, vekil ...'un dava konusu 1486 parsel sayılı taşınmazdaki davacı ...'ye ait 251/301 payı 17.08.2018 tarihinde davalı ...'ye, ....'nin de 06.12.2018 tarihinde diğer davalı ...'ye satış yoluyla devrettiği anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.