Logo

1. Hukuk Dairesi2025/674 E. 2025/1238 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu tespit edilen miktar fazlalığının Hazine adına tescili istemine ilişkin açılan davada, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davanın kadastro öncesi hukuki sebebe dayanması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1316 E., 2024/1796 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahta 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/31 E., 2024/79 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili; Adıyaman ili, Kahta ilçesi, ... köyünde bulunan 446 parsel sayılı taşınmazın yüz ölçümü kadastro çalışmaları sırasında 20.000,00 m2 olarak tespit edilmiş ise de daha sonra taşınmazın yüz ölçümünün 22.129,90 m2 olarak düzeltildiğini, parselin sayısal yüz ölçümünün iktisap tarihindeki zilyetlik esaslarınca verilmesi gereken 20.000,00 m2'yi aşarak miktar fazlalığı oluştuğunu, 2.129,90 m2 miktar fazlasının Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini ileri sürerek taşınmazın miktar fazlasına ilişkin tapu kaydının iptali ile taşınmazdaki miktar fazlalığının Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesinde düzenlenen yüz ölçümündeki hatanın giderilmesi davası olmayıp mülkiyet aktarımına ilişkin olduğu, taşınmazların aynına ilişkin davalarda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi gereği kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçmekle kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı, belirtilen 10 yıllık sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olup yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınabileceği, davacı Hazine taşınmazın miktar fazlalığının adına özel mülk olarak tescilini talep ettiğine göre davanın hak düşürücü sürenin istisnası niteliğinde de olmadığı gerekçesiyle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Nedenleri

Davacı Hazine vekili; kararın hatalı olduğunu, taleplerinin kadastrodan sonraki sebeplere dayandığını, bu nedenle hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını, ayrıca buradaki hatanın Kadastro Kanunu'nun 41. maddesinde belirtilen tapuda meydana gelen yüz ölçüm hatasının düzeltilmesinden ibaret olduğunu, bu sebeple davalı adına fazla tespit edilen 2.129,90 m2'nin Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Kadastro sonucu; Adıyaman ili, Kahta ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 446 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağının 27.12.1984 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 14.03.2024 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince temyiz eden davacı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.