Logo

1. Hukuk Dairesi2025/836 E. 2025/1853 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılar tarafından, mirasbırakanlarına ait taşınmazların kadastro çalışmaları sonucu davalıya tescil edildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davalıların tapu maliki sıfatının bulunup bulunmadığı ve önceki bozma kararına uygun hüküm kurulup kurulmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, önceki bozma kararında davalı ...’ın tapu maliki olmadığı ve aleyhine dava açılmadığı belirtilmesine rağmen, tapu iptali ve tescile karar verilmesi ve karar başlığında davalı olarak gösterilmesi doğru olmadığından, bozma kararına uyulmayarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/1122 E., 2024/353 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl ve birleştirilen 2011/183 Esas sayılı davada davacılar; mirasbırakanları ...'a ait olan dava konusu Kocaeli ili, Kandıra ilçesi, ... köyü 140 ada 2 ve 4 ile, 109 ada 31 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sonucu davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, oysa mirasçılar adına tespit ve tescil edilmesi gerektiğini ileri sürerek tapu kayıtların iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler; aşamada davacılar vekili 140 ada 4 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davalarını takip etmeyeceklerini bildirmişlerdir.

2. Birleştirilen 2011/522 Esas sayılı davada davacılar; mirasbırakanları ...'a ait olduğu halde kadastro çalışmaları sonucu ... adına tespit ve tescil edilen taşınmazlara ilişkin dava açtıklarını, ancak dava konusu 140 ada 2 ve 109 ada 31 parsel sayılı taşınmazların kötüniyetli ve muvazaalı olarak önce ...'e, ondan da davalı ...'e devredildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

3. Birleştirilen 2014/435 Esas sayılı davada davacılar; mirasbırakanları ...'a ait olan dava konusu Kocaeli ili, Kandıra ilçesi, ... köyü 140 ada 2 ve 109 ada 31 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sonucu davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, davalı ... tarafından kötüniyetli ve muvazaalı olarak önce ...'e, ondan da davalı ...'e devredildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde miras payları oranında taşınmaz bedellerinin davalı ...'dan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

4. İlk Bozma kararından sonra asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekilleri; dava konusu taşınmazların terekeye iadesini, mirasbırakan ...'ın tüm mirasçıları adına iptal-tescilini talep ettiklerini bildirmiş, mirasbırakan ...'ın terekesine ... tereke temsilcisi olarak atanmıştır.

II. CEVAP

1. Davalı ...; dava konusu taşınmazların mirasbırakan ...'dan kaldığını, ancak mirasbırakan ...'ın dava konusu taşınmazlarını tapu kayıtları bulunmadığından 10.12.1974 tarihli "Gayrimenkul Satış ve Zilyetliğin Devri ve Nakli Senetidir" başlıklı senetle oğlu ve kendisinin de babası olan Mehmet'e sattığını, babası Mehmet'in ölümünün ardından da mirasçılar arasında yapılan taksim neticesinde dava konusu taşınmazların kendi zilyetliğine geçtiğini ve kadastro sırasında adına tescil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ...; dava konusu taşınmazları bedeli karşılığında satın aldığını, iyiniyetli olduğunu, tapu siciline güvenerek işlem yaptığını belirterek davanın reddini savunmuş, davanın ...'e ihbar edilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.07.2013 tarihli ve 2010/343 Esas, 2013/588 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazların davacılar ile davalı ...’ın mirasbırakanları ...'dan kaldığı, davalı ...'ün iyiniyetli kabul edilemeyeceği, davacı tarafın son kayıt malikine karşı tapu iptali ve tescil davası olarak davaya devam ettiği gerekçesi ile asıl ve birleştirilen 2011/183 Esas sayılı davada davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine; 2011/522 Esas sayılı davada dava konusu 140 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, dava konusu diğer taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.09.2014 tarihli ve 2014/4112 Esas, 2014/10616 Karar sayılı kararıyla; ''... Somut olayda; bir kısım mirasçılar üçüncü kişi durumunda olan ... ile mirasçı olan ... aleyhine taşınmazların kök muris ...'dan geldiği iddiasıyla veraset ilamındaki payları oranında adlarına tescili istemi ile dava açmışlardır. Davada, mirasçılardan ... ve ... taraf olmadığı gibi ... terekesi iştirak (elbirliği) halinde mülkiyet hükümlerine tabidir...Bu nedenle öncelikle mahkemenin davacıların istemlerini kesin olarak belirleyip istem miras payına yönelik ise davanın reddedilmesi, taşınmazların terekeye döndürülmesi başka bir deyişle ...'ın tüm mirasçıları adına tescili istemine ilişkin ise aktif dava ehliyetinin tamamlanması yoluna gidilerek davacı tarafa diğer mirasçıların davaya katılımını sağlaması veya muvafakatlarını alması ya da terekeye temsilci tayin ettirmesi için süre verilmesi, taraf teşkilinin sağlanması halinde işin esasına girilerek iddia ve savunma doğrultusunda araştırma yapılması, taraf teşkili sağlanmadığı takdirde davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, açıklandığı gibi işlem yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir" gerekçesi ile karar bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin 13.07.2020 tarihli ve 2015/233 Esas, 2020/228 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 140 ada 2 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan ...'dan intikalen gelmediği, dava konusu diğer taşınmazların davacılar ile davalı ...'ın mirasbırakanları ...'dan kaldığı, taşınmazların dava açıldıktan sonra davalı ... tarafından diğer davalı ...'e, bilahare davalı ... tarafından da davalı ...'e satıldığı, davalılar ... ve ...'ün iyiniyetli olmadığı, tapu iptali ve tescil davalarının ancak tapu maliklerine karşı yöneltilebildiği, davalı ... ve ...'in tapu maliki olmadıkları; 140 ada 4 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davacıların feragat beyanı bulunduğu gerekçeleriyle asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne, asıl ve birleştirilen davalarda dava konusu 109 ada 31 parsel sayılı taşınmaz yönünden tapu iptal-tescile, 140 ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine; asıl ve birleştirilen 2011/183 Esas sayılı davada dava konusu 140 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle davanın reddine; asıl ve birleştirilen 2011/183 Esas ve 2014/435 Esas sayılı davalarda davalı ... ve ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, söz konusu kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine bu kez Dairenin 13.09.2023 tarihli ve 2021/8702 E.- 2023/4302 K. sayılı kararı ile; " ... Somut olayda; birleştirilen 2011/522 Esas ve 2014/435 Esas sayılı davalarda davalı ... kayıt maliki olduğundan tapu iptal-tescile hükmedilmiş olması doğrudur. Ne var ki; asıl ve birleştirilen 2011/183 Esas sayılı davanın davalı ... aleyhine açıldığı ve tapu iptali ve tescil talebinde bulunulduğu, ancak ...'ın tapu kayıt maliki olmadığı nazara alınarak bu davalar bakımından pasif husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken asıl ve birleştirilen 2011/183 Esas sayılı davada taraf olmayan kişi hakkında (...) hüküm kurularak tapu iptali-tescile karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan, asıl ve birleştirilen davalar ... ve/veya ... aleyhine açılmış, ... davalı olarak gösterilmemiş olup onun yönünden açılmış bir dava bulunmamaktadır. Davalı ... savunmasında davanın ...'e ihbar edilmesini talep etmiş ise de mahkemece karar başlığında davalı olarak gösterilmiş ve ... yönünden hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir. Hal böyle olunca; değinilen hususlar göz ardı edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmektedir." gerekçesi ile karar bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı ile; dava konusu 140 ada 2 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan ...'dan intikalen gelmediği, dava konusu diğer taşınmazların davacılar ile davalı ...'ın mirasbırakanları ...'dan kaldığı, taşınmazların dava açıldıktan sonra davalı ... tarafından diğer davalı ...'e, bilahare davalı ... tarafından da davalı ...'e satıldığı, davalılar ... ve ...'ün iyiniyetli olmadığı gerekçeleri ile asıl ve birleştirilen 2011/183 E. sayılı davalarda davanın kısmen kabulüne, dava konusu 109 ada 31 parsel sayılı taşınmazın ... adına olan tapu kaydının iptali ile kök muris ...'ın tüm mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu 140 ada 2 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın reddine, dava konusu 140 ada 4 parsel taşınmaz hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalı ... hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, birleştirilen 2011/522 E. sayılı davada davanın kısmen kabulüne, dava konusu 109 ada 31 parsel sayılı taşınmazın ... adına olan tapu kaydının iptali ile kök muris ...'ın tüm mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu 140 ada 2 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın reddine, birleştirilen 2014/435 E. sayılı davada davanın kısmen kabulüne, dava konusu 109 ada 31 parsel sayılı taşınmazın ... adına olan tapu kaydının iptali ile kök muris ...'ın tüm mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu 140 ada 2 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın reddine, davalı ... hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesi ile; davacı tarafça dava dilekçesinde belirtilen hususların maddi gerçeklikten uzak olduğunu, ...'ın ... isimli şahsa taşınmazları satmasının zorunlu nakit ihtiyacı nedeniyle olduğunu, daha sonra ...'in de ev yapma gayesiyle nakit ihtiyacını karşılamak için müvekkili ...'e usulüne uygun bir şekilde sattığını, müvekkili ...'ün, davacı tarafın iddia ettiği gibi davalı ...'ın davacılarla arasındaki hukuki durumu bilebilecek durumda olmadığını, müvekkilinin taşınmazların maliki olarak ...'i bildiğini ve iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olarak taşınmazları ondan satın aldığını, TMK'nın 1023. maddesindeki korumadan yararlanması gerektiğini, müvekkilinin diğer davalı ... ile aynı köyde yaşamadığını ve komşu olmadıklarını, satın almış olduğu taşınmazı müvekkilinin kendisinin kullandığını, bu hususun tanık beyanları ile de sabit olduğunu, ayrıca kendileri lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının da doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Asıl ve birleştirilen davalar, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 109 ada 31 parsel sayılı, 29.406,39 metrekare yüz ölçümlü, susuz tarla vasıflı taşınmaz ile 140 ada 2 parsel sayılı, 12.468,06 metrekare yüz ölçümlü, bahçeli kargir ev vasıflı taşınmazın 01.02.2005 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... adına tespit edildiği, söz konusu tespitlerin 09.04.2005 tarihinde kesinleştiği, ... tarafından taşınmazların 05.05.2010 tarihli satış işlemi ile ...'e, ondan da 28.02.2011 tarihinde satış yolu ile davalı ...'e temlik edildiği anlaşılmaktadır.

Hemen belirtmek gerekir ki; temyizen incelenen Mahkeme kararının işin esası yönünden bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, önceki 13.09.2023 tarihli ve 2021/8702 E.- 2023/4302 K. sayılı bozma kararımızda da belirtildiği üzere, birleştirilen 2011/522 Esas ve 2014/435 Esas sayılı davalarda davalı ... kayıt maliki olduğundan tapu iptali ve tescile hükmedilmiş olmasında da bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Bilindiği üzere, bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşacağından, bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi ve bozma kararında belirtilen şekilde hüküm kurulması gerekir. Ne var ki; Mahkemece bu husus dikkate alınmadan sonuca gidildiği ve asıl ve birleştirilen 2011/183 E. sayılı dosyalarda hatalı hüküm kurulduğu görülmektedir.

Şöyle ki; önceki bozma ilamında açıkça, asıl ve birleştirilen 2011/183 E. sayılı davaların sadece davalı ... adına açıldığı ve tapu iptali ve tescil talebinde bulunulduğu, ancak ...'ın tapu kayıt maliki olmadığı nazara alınarak, bu davalar bakımından pasif husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, asıl ve birleştirilen 2011/183 E. sayılı davalarda taraf olmayan kişi hakkında (...) hüküm kurularak tapu iptali ve tescile karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilmiş olmasına rağmen Mahkemece yine asıl ve birleştirilen 2011/183 E. sayılı davalarda taraf olmayan ... yönünden hüküm kurulması ve tapu iptali ve tescile karar verilmiş olması doğru değildir.

Hal böyle olunca; asıl ve birleştirilen 2011/183 E. sayılı davaların sadece davalı ... adına açıldığı ve tapu iptali ve tescil talebinde bulunulduğu, ancak ...'ın tapu kayıt maliki olmadığı nazara alınarak bu davalar bakımından pasif husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.

Öte yandan; yine önceki bozma ilamında açık bir şekilde, asıl ve birleştirilen davalarda ...'in davalı olarak gösterilmediği, onun aleyhine açılmış bir dava bulunmadığı belirtilerek karar başlığında davalı olarak gösterilmesinin hatalı olduğu belirtildiği halde Mahkemece yine karar başlığında ...'in davalı olarak gösterilmesi de doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönler itibariyle kabulüyle 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

09.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.