"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1114 E., 2024/686 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Savur Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/106 E., 2022/310 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I .DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Mardin ili, Savur ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 100.000 m2'sinin davacıya ait olduğunu, kadastro tespiti esnasında haksız yere müteveffa ... adına tespit gördüğünü ileri sürerek dava konusu taşınmazın 100.000 m2'sinin tapusunun iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının davasının hak düşürücü süre nedeniyle re'sen usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, bu kabul edilmediği takdirde esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu Mardin ili, Savur ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının 18.06.2008 tarihinde kesinleştiği, tescil tarihi ve sebepleri dikkate alındığında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi gereğince 10 yıllık re'sen gözetilmesi gereken hak düşürücü sürenin 27.02.2020 olan dava tarihi itibariyle dolduğu gerekçesiyle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 2007 yılında kadastro tespiti gördüğü, tespite itiraz edilmesi üzerine Savur Kadastro Mahkemesinin 03.03.2008 tarihli ve 2007/56 Esas, 2008/14 Karar sayılı kararı ile tespit gibi tesciline karar verildiği ve kadastro tespitinin 18.06.2008 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın 30.06.2008 tarihinde de tapuya tescil edildiği, davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 27.02.2020 tarihinde açıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık sürenin davanın görülebilirlik şartı olması nedeniyle Mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mardin ili, Savur ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmalarında 101 ada 2 parsel sayılı 206.147,76 m2 yüz ölçümlü taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ... mirasçıları adına tespit edilmiş, daha sonra Kadastro Mahkemesine açılan dava sonucu hükmen 30.06.2008 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Eldeki davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 27.02.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.