"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/435 E., 2024/1383 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şefaatli Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/126 E., 2023/146 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili Kadastro Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde; Yozgat ili, Şefaatli ilçesi, ... köyü 150 ada 153 parsel, 199 ada 42 ve 45 parsel, 114 ada 3 parsel, 213 ada 2 parsel sayılı taşınmazlarda davalı ... Müdürlüğünün yaptığı kadastro çalışmaları sırasında yüz ölçümlerinde eksilme ve hatalı tesciller meydana geldiğini, davacının 14.11.2022 tarihinde askı ilanına yaptığı itirazın kabul görmediğini, bu taşınmazlarda 3402 sayılı Kanun’un 22. maddesi uyarınca yenileme kadastrosu yapılmasının usule ve esasa aykırı olduğunu, yapılan çalışmalar sonucunda 150 ada 153 parsel ve 158 parsel arasında sınır ihtilaflarının ortaya çıktığını, önceki yıllarda yapılan tespit kadastrosunda da 153 parselin bir kısmının komşu 158 parsel sınırları içerisinde bırakıldığını, yapılan yenileme çalışmalarında bu durumun düzeltilmediğini, 114 ada 3 parselde ise önceki tespit kadastrosunda olmayan bir yol geçirildiğini ileri sürerek taşınmazlarda keşif yapılıp fiilen kullanılan alanın tespiti ile davacı adına tescilini, kadastro tespitinin düzeltilmesini, taşınmaz yüz ölçümünün artırılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yozgat Kadastro Mahkemesinin 2023/7 Esas sayılı dosyasında verilen 08.02.2023 tarihli ara karar ile 157 ada 153 ve 158 parsel ile 199 ada 42, 45 ve 50 parsel sayılı taşınmazlar yönünden açılan davanın tefrikine karar verilerek yine Kadastro Mahkemesinin 21.06.2023 tarihli ve 2023/19 Esas, 2023/42 Karar sayılı kararıyla davacının 157 ada 153 nolu parselin maliklerinden olup bu parselin komşusu olan 157 ada 158 nolu parsel ile olan sınırı hakkında dava açtığı, davacının talep ettiği alanın 158/B ile gösterilen alan olduğu, bu iki parsel için esas alınan sınırın tesis kadastro paftası sınırı olup tesis kadastro pafta sınırı ile uygulama kadastro paftasının birebir aynı olduğu, davacının maliklerinden olduğu 199 ada 42 ve 45 nolu parseller hakkındaki davası ise bu iki parsel arasında kalan ve 199 ada 50 nolu parsel içerisinde bulunan 50/D ile gösterilen alan olduğu, davacı her ne kadar Kadastro Müdürlüğünü davalı göstererek dava açmış ise da davacının dava konusu yaptığı taşınmazların maliklerinin Mahkemece tespit edilerek davaya dahil edilmesinin sağlandığı, davacının bu taşınmazlara ilişkin talebinin mülkiyete yönelik olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, Mahkemenin görevsizliğine, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiş, verilen kararı tarafların istinaf etmemesi üzerine kesinleşmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın tesis kadastrosunun 1994 yılında kesinleştiği, davanın 08.02.2023 tarihinde hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadastrodan önceki nedene dayanan davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı, taşınmazlar davalı Hazine ve ... adına kayıtlı ise de Kadastro Mahkemesinde açılan ve tefrik edilen davada taraf olarak gösterilen Kadastro Müdürlüğünün maddi hataya dayalı olarak karar başlığında gösterildiği, bu hususun her zaman düzeltilebilir maddi hata sonucu olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece davayı aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, re'sen araştırma yapılmadığını, kadastro tespitine ilişkin tutanak ve belgelerin yargılama aşamasında değerlendirilmediğini, kadastro tespitine yönelik itirazın olup olmadığı, tespitin ne şekilde kesinleştiği, kesinleşme tarihi ve tespitin usulüne uygun kesinleşip kesinleşmediği hususlarının tartışılmadığını, bu nedenle gerekçenin hatalı olduğunu, davaya konu taşınmazın davacının kullanımında olup imar-ihya edildiğini, davacının mülkiyet hakkının ihlal edildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali-tescil istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun/HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosyanın incelenmesinden; davacının, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi kapsamında yapılan güncelleme çalışmalarının askı ilan süresi içerisinde Kadastro Mahkemesinde dava açtığı, Yozgat Kadastro Mahkemesince davacının iddiasına konu taşınmazların esasen 157 ada 158 parsel ile 199 ada 50 parsel sayılı taşınmazlar olduğu belirlenerek taraf teşkilinin sağlandığı, davanın güncelleme çalışmalarına değil mülkiyete yönelik olduğuna dair verilen görevsizlik kararının kesinleştiği, davaya konu 157 ada 158 parsel sayılı taşınmazın kök parseli olan 157 ada 99 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı ve hibe nedeniyle 04.04.1994 tarihinde Mahmut Kuran ve ... adına tespit edildiği, tespitin 30.12.1994 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın 02.07.2020 tarihinde ifrazıyla 157 ada 158 ve 159 parsel sayılı taşınmazlara ayrıldığı, 157 ada 158 parsel sayılı taşınmazın ... adına kayıtlı olduğu, davaya konu 199 ada 50 parsel sayılı taşınmazın 01.11.1993 tarihinde ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edildiği, tespitin 30.12.1994 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 08.02.2023 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.