Logo

10. Hukuk Dairesi2024/10375 E. 2024/10192 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının 21.02.1992-17.03.1992 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, davanın kısmen kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararının hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davalı işverene ait işyerinin dava konusu döneme ait bordrosunda yer alan çok sayıda sigortalıdan yeterli beyan alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/140 E., 2024/312 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 2. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/304 E., 2023/638 K.

Taraflar arasındaki hizmet tespiti istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile fer'i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili ile fer'i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin davalıya ait Şanlıurfa Orman İşletme Müdürlüğünün Tatarhöyük Ormanı dikimi işinde 21.02.1992 tarihinde işe başladığını ve işe giriş bildirgesinin SSK'ya verildiği halde SSK kayıtlarında dönem bordrosuna rastlanmaması nedeniyle söz konusu iş yerinde çalışmasının görünmediğini, bu durumda emeklilik süresi ve bağlanacak maaşın tespitinde müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu, müvekkilinin davalı iş yerinde 21.02.1992-17.03.1992 tarihlerinde asgari ücretle çalıştığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı işveren cevap dilekçesinde; davacının kurumlarında çalıştığına dair hizmet bilgisine rastlanmadığının, ayrıca 5 yıllık hak düşürücü sürenin sona erdiğinin, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının dava dilekçesinin ekinde sunduğu işe giriş bildirgesinin doğru olması durumunda çalışmaların SSK'ya bildirildiği anlaşılacağından davanın reddinin gerektiğini, bu bildirimleri işleme koymayan SGK'nın sorumluluğunun söz konusu olduğunu ve kurumları aleyhine hüküm verilmeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı aleyhine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Fer'i müdahil Kurum vekilinin Mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, hizmet tespiti davalarında hakimin resen delil toplayıp çalışma olgusunun gerçekleştiğine vicdanen kanaat getirmesi gerektiğini, bilirkişilerin hizmet tespiti davalarında çalışanın iş yerinde çalıştığına dair ücret tediye bordrosu, irsaliye fişi, puantaj cetveli vs. belgelerle beraber tanık anlatımıyla hizmeti tespit ettiklerini, sadece tanık anlatımıyla hizmetin tespit edilemeyeceği, davacının hizmet tespiti istenen sürelerde bir başka sosyal güvenlik kurumuna bağlı sigortalı olabileceğinden bu sürelerde sigortalı olup olmadığının tespitinin gerekli olduğunu, işsiz olarak devletten herhangi bir yardım alıp almadığı, yeşil kart ile sağlık yardımlarından faydalanıp faydalanmadığının tespiti gerektiğini, SGK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı kaydının olup olmadığının Mahkemece araştırılması gerektiğini, işveren tarafından davacının iddialarının kabul edilmesinin davanın ispatı için yeterli olmadığını, işverenin kabulünün kendilerince kabul edilemeyeceğini, davada dinlenecek tanıkların iş yerinde sigortalı olarak çalışan kişilerden seçilmesi ve davacının imza örneklerinin karşılaştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince,"...tüm dosya kapsamı, tanık beyanları, BAM kararları, gelen yazı cevapları birlikte değerlendirildiğinde: BAM kararı doğrultusunda davalı Kurumun davacının hizmet tespitini talep ettiği tarihte yetkilisi olan işletme müdürü ...'un talimat mahkemesinde vermiş olduğu beyanında davacıyı tanımadığını ancak ağaçlandırma döneminde geçici olarak işçiler çalıştırdıklarını, bu işin yaklaşık 3-4 ay sürdüğünü, bu işlerle şefinin ilgilendiğini, bu nedenle davacıyı tanımadığını, dinlenen diğer bordro tanıklarının da davacıyı davalı ... işletmesinde geçici işçi olarak ağaç dikme işinde beraber 1992 yılında çalıştıklarını belirttikleri, BAM kararından sonra SGK'dan istenen dönem bordrosuna göre davetiye gönderilen tanıklar ... ve ...'ın beyanlarında davacı ile beraber Şubat ayında çalışmaya başladıklarını somut bir şekilde belirttikleri hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının davalı Şanlıurfa Orman İşletme Müdürlüğünde 21.02.1992 tarihinde fiili olarak çalıştığının anlaşıldığı..." gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının davalı ... Müdürlüğüne bağlı Şanlıurfa Orman İşletme Müdürlüğü iş yerinde asgari ücret ile 21.02.1992 tarihinde bir gün sigortalı sayılması gerektiğinin tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili ile fer'i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dinlenen tanıkların tespit istenen dönemde davacının 30-40 gün kadar çalıştığı yönünde beyanda bulunduklarını, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken mevcut şekilde eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen Mahkeme kararının yerinde olmadığını davanın tam kabulüne karar verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.

2.Feri müdahil Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süreye uğradığını, fiili çalışmanın ispat edilemediğini, işe giriş bildirgesindeki sigortalı imzasının imza incelemesi ile davacıya aidiyetinin tespit edilmesi gerektiğini, eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen usul ve yasaya aykırı mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "..Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden;

Davacı adına davalı iş yerinden 21.02.1992 işe başlama tarihli 16.03.1992 varide tarihli işe giriş bildirgesinin verilmiş olduğu, Orman İşletme Müdürlüğü tarafından Mahkemeye gönderilen bilgi yazısında; davacı adına bilgi ve belgeye rastlanılmadığının belirtildiği, Orman İşletme Müdürü İbrahin Ulusoy'un dinlenmiş olduğu beyanında; ağaçlandırma işlerinin şefler tarafından yaptırıldığı, davacıyı tanımadığı şeklinde beyanda bulunduğu, dinlenen bodro tanıklarının;1992 yılı şubat ayında çalışmaya başladıkları 30-40 gün kadar davacı ile beraber çalıştıkları yönünde beyanda bulundukları, Mahkemece; her ne kadar bilgi ve belgeye rastlanılmamış olsa da; işe giriş bildirgesi ve dinlenen bodro tanık beyanları dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında, incelenen kararın; dava dosyası kapsamında mevcut maddi delillere uygun, yasal ve hukuksal gerekçelere dayandığı, delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik ve kamu düzenine aykırı bir halin varlığının tespit edilemediği..." gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ile fer'i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili ile feri müdahil vekili, davanın reddinin gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının 21.02.1992-17.03.1992 dönemi arası davalı işyerinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2.5510 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesinin 9 uncu fıkrası uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”

Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.

3. Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanun'un kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.

4.Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1.Somut olayda, davacı 21.02.1992-17.03.1992 tarihleri arasında davalı ... Şanlıurfa Orman İşletme Müdürlüğü işyerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespiti istemi ile açtığı davada, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.

Davalı işverenin Şanlıurfa Orman İşletme Müdürlüğünün 1910326 sicil no.lu işyerinden davacı adına 21.02.1992 tarihli işe giriş bildirgesinin verildiği, işyerinden verilen 1992/1. dönem bordrosunda davacının adının yer almadığı, davalı işveren tarafından davacı adına bir bilgi, kayıt vs. nin olmadığının bildirildiği, Mahkemece davalı işyerinden dava konusu döneme ait puantaj, ücret bordrolarının ibrazı ile ibraz edilememesi halinde bunun zorunlu bir nedene (sel, yangın vs.) dayanıp dayanmadığının bildirilmesinin istendiği, davalı tarafın sadece arşiv araştırmasında anılan belgelere rastlanmadığının bildirildiği, dava konusu döneme ilişkin bordroda 365 kişi bildirilmiş olmasına karşın davacı tanığı olarak dinlenenlerden bu bordroda yer alanların sadece davacının babası ... ile ... Danacı'nın yer aldığı, dinlenen diğer tanıkların ise bordroda adlarının olmadığı, oldukça çok sigortalısı olduğu anlaşılan işyerinden biri davacının babası olmak üzere iki kişinin beyanın alınmış olduğu böylelikle eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.

2.Buna göre Mahkemece, davalı işverene ait 1910326 sicil no.lu işyerinin dava konusu 1992/1. dönem bordrosunda yer alan sigortalılarından yeteri kadarının beyanı alınmalı, elde edilecek sonuca göre, bir karar verilmelidir.

3. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.